Rüzgar gülü

56 7 1
                                    

Merhaba arkadaşlar! yavaş yavaş asıl olaylara giriyorum. Eğer okuduysanız yoruma eleştirilerinizi yazar mısınız? Yorum ve votelere ihtiyacım var. Sizi seviyorum...

                                  İç güdülere inanır mısınız? İç güdü nedir? Sanırım bu sorunun da cevabını, bilimsel açıklamaların dışında; inandığım gibi yapacağım. İç güdü: İnsanın içine doğan, bir habercidir. Bir elçi gibi taşır olacakları. Kulak vermek size kalmış... İç güdülerim beni ürkütüyor aslında. Nasıl diyorum kendi kendime, nasıl gelecekte olanlardan, yaşayacaklarım dan veya hislerimden haberim olabilir? 

Telefonuma gelen bildirim sesiyle, bakışlarım oraya kaydı. Neden bilmiyorum ama uzun bir süre baktım telefona. kendime gelince daha fazla vakit kaybetmeden, telefonu elime aldım ve bildirime baktım. G-mail hesabımdan gelmiş olan bildirim kalp atışlarımı hızlandırdı, heyecan dan dört köşe oldum, elim ayağım titredi bir an. Bildirim ondan olabilir miydi? Uzun zamandır yazmıyordu. Tamı tamına kırk iki gündür. Sanırım biraz dargınım ona. En azından ayda bir yazardık birbirimize, bazen bu süreler kısalsa da genel olarak böyle idi. Nedenini merak ettim yazmamasının, kuşkulandım. Hemen gelen bildirime tıkladım ve açtım. Evet! İşte oydu. Rüzgar gülü! Onunla öğretmenimin verdiği bir ödev sayesinde karşılaşmıştık. Ödev, ''sanal veya mektup arkadaşı bulmamız ve onlarla konuşmamız gerektiği idi. Ve tabi sanal arkadaşlarımızı nasıl bulacağımız da.'' Rüzgar gülünü annemin ricası ile öğretmenimiz bulmuştu. Güvenebileceğimiz birileri gerekliydi çünkü. Tam on dört yıldır neredeyse hiç aksatmadan devam etti bu. Annemin ölümünden sonra, bir veya iki kere konuşmuştuk. Gelen mesajı açtım...

                                   ''Sevgili parazit_yıldızı

Uzun süredir yazamıyorum, bu nedenle bana kızgın olduğunu biliyorum. Yazmamamın nedeni tedavi süremin uzamasını, ilaçların normalden daha yavaş etki ettiğini öğrenemem di. Annenin durumunu seninle konuşmuş olmamıza rağmen içimde değişik bir his var. Bu hissin üzerine gördüğüm rüya da cabası. Rüyamda seni gördüm. Hiç yüzünü, hatta fotoğrafını bile görmememe rağmen, hayallerimdeki sen ağlıyordun. Daha sonra sana elimi uzattım, nasıl yaptım bilmiyorum bile. Sen elime bakıp gülümsedin ve daha sonra beni derinden etkileyen o sözleri söyledin. ''Geride bıraktıklarıma bir çift sözüm var, yeniden başlamak için bir şeyleri bitirmem gerekiyor.'' Rüyanın devamı olduğunu biliyorum ama ne olduğunu maalesef ki hatırlamıyorum. Umarım iyisindir çünkü iyi olmana ihtiyacım var. Kanser hastası bir kızın, tek arkadaşısın. Biliyor musun, bu aralar her şey sarpa sardı. Saçlarım olmadığı için evden çıkmak dahi istemiyorum. İnsanların bakışlarından korktuğum için değil, küçük çocukları korkuttuğum için. Bir iskelet kadar zayıfım, yüzümde asla düşürmediğim maskem ve olmayan saçlarım... Ben olsam bende kendimden korkarım. Berbat hissediyorum. Herkes bana 'Güçlü dur, az kaldı, sen kazanmalısın hastalık değil!' ve bir sürü daha teselli cümlesi söylüyor. Güçlü olmak neden bu kadar zor? Ben güçlü değil, mutlu olmak istiyorum.'' 

                            Lafın bittiği yerdi burası. Rüzgar gülü neredeyse dört yıldır hastalık ile savaşıyordu. Akciğer kanseri... Onun için endişeleniyorum. Pes etmesini istemiyorum ve biliyorum ki her yılmasın da bana sığınıyor. O annemden bile güçlü. Rüzgar gülü hayata her zaman farklı pencereden bakar, onu ilk defa yılmış görüyorum. O bana kullanıcı adımın, aslında kötü değil, farklı olduğunu öğretti. Parazit_yıldızı... Bu kullanıcı adını babam benden gittikten sonra kullanmaya başladım. Tam olarak öyle hissediyordum, bir parazit yıldızı gibi. Gök yüzünde fazla idim ben. Artık kayması gereken ama inatla tutunan bir yıldız. Bu hislerimi onla paylaştığımda, bana aynen şöyle demişti. ''Haklısın bir parazit yılıdızısın. Kayman gerekirken, gök yüzüne sıkı sıkıya tutunuyorsun. Ama sakın unutma, bu seni fazlalık yapmaz, savaşçı yapar. Biz sen, ben ve hatta daha bir sürü kişi birer parazitiz çünkü farklıyız. Bizi insan yapan da bu değil mi zaten? Farklılıklarımız... Onlardan utanmıyorum, onları seviyorum çünkü beni sıradan bir saman kafa olmaktan kurtarıyor. Parazit_yıldızı emin ol sen gök yüzündeki en parlak ve en göz alıcı yıldızsın. Bunun nedeni 'gök yüzünde kalmak için herkesten fazla çabalaman ve parlaman gerekmesidir belki de. Kim bilir?' umarım bu düşüncenin yanlışlığını anlamışsındır. Seni FARKLI olduğun için seviyorum.'' yıllar önce, bu cümlelerle düştüğüm yerden kaldırmıştı. Bu düşüncemi Eros'a  anlattığım her seferinde bana nedenini soruyordu. Bir insanın hissetmek için bir nedeni olması mı gerekti illa ki? Rüzgar gülü bana bunu öğretmişti işte. Hissetmek için nedene ihtiyacım olmadığını. Eros benim hislerimi kendi merceği ile incelerken, Rüzgar gülü bana kimsenin benim gibi bakmadığı için beni anlayamadığımı, hislerimi başkalarının merceği altında değil, kendi merceğim altında incelemem gerektiğini öğretti... Bende çok geçmeden cevap yazmaya başladım... 

              

Yaşanmışlıklar DefteriWhere stories live. Discover now