Bunalım

44 6 4
                                    

Annem her zaman verilen sözlerin tutulması gerektiğini savunurdu. "Cesur insan söz verir, onurlu insan verdiği sözleri tutar." Derdi hep. Eğer birini hayatınız boyunca örnek alıyorsanız söylediği sözler rehberlik eder hayatınıza. Ben bu gün ilk defa verdiğim bir sözü tutmakta zorlanıyorum. Kaçmak ve gitmek istiyorum. Annemin ölmeden önce bana verdirdiği söz için ona kızıyorum. "Söz ver." Dedi. "Söz ver ne olursa olsun kaçıp gitmeyeceksin. Benim kızım gibi kalıp savaşacaksın!" Sonra mahcubiyetle ellerine düştü gözleri. Nedenini o gün anlayamamıştım. Hala da anlayamıyorum. Odadan çıkartmıştı beni bu sözlerin ardından.

Ellerimde tuttuğum deftere baktım. Annemin vasiyeti...
Açıp deli gibi okumak istesem de yapamadım ancak ruhuyla hala yaşayanlara meydan okuyan asil bir kadının, meydan okumasına şahitlik ettim. Aşık olunca okumamı istediği bir defterdi bu. Ve bu defteri okuyamamak içimde bir yerleri yakıyor savaşmak yerine kaçmak hissini uyandırıyordu. Telefonumu çıkarıp Eros'u aradım ben de. Açıldığında merhaba demesine izin vermeden konuştum. "Sana ihtiyacım var Eros!" Eros sorgulamadan bulunduğu yeri söyledi bana. Yaklaşık yarım saat sonra üstümde eşofmanlarım Pazar günü olmasının ve işe gitmecek olmanın rahatlığıyla yavaş yavaş yürüdüm Erosa. Sarıldım sıkıca. Ağladım dakikalarca. En sonunda sustuğumda bir banka oturduk. Eros anlatmamı istemedi. Bende zaten anlatmak istemiyordum. Aradan biraz zaman geçmesiyle telefonumu elime aldım ve sosyal medya hesaplarımda gezinmeye başladım. Keşke dedim gördüğüm şeyden sonra, keşke hiç gezinmeseydim. Karşımda Ayça ve babamın birbirilerine gülerek sarıldığı bir fotoğraf belirmişti. Tabi üstünde Ayça'nın notu. "Dünya'nın en harika arkadaşı, sırdaşı, kardeşi ve babasısın!" Güldüm. Gözlerimde tekrar yaşlar belirdi. Saçlarımı okşadı Eros. "Üzülme pembe panter. Sen onun öz kızısın, canınından bir parçasın seni daha çok seviyordur. Eminim." Sustum. Çünkü yalan söylediğini ikimizde biliyorduk. Ama ona minnettardım. Öz babamdan görmediğim şefkati, sevgiyi gösteriyordu bana. Kendimi toparlamak istedim ama olmadı. Bu aralar yaşadığım duygusal boşluktu beni bu kadar ağlatan, sulu göz olmamı sağlayan şey. "Hadi kalk bakalım pembe panterim. Biraz kafa dağıtalım." Yürüyerek yakınlarda olan alış veriş merkezine gittik. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Ama biliyorum ki bu bir süreç. Beni bu hale getiren şimdiye kadar yediğim en büyük darbe. Annemin ölümü... Eros biletleri alırken bir bankta oturdum ve sosyal medya da oyalanmaya devam ettim. Belki biraz kendime gelirim düşüncesiyle. Daha sonra bulunduğum mekandan yer bildirimi yaptım. Sıkılmıştım. Ve şimdi her yolu deneyecektim bu sıkıntıyı üstümden atmak için. Aksi gibi bana o küçük hırsızdan mesaj geldi. Sinirlerim iyice bozulmuştu. Mesajı açmak, okumak, onun adını dahi görmek istemiyordum. Kin tutmaktan korkardım ve o benim hayatımdaki en büyük ve en ihtiyaç duyduğum şeyi çalmıştı. Babama ayrı bir kızgındım zaten. Ona gittiği için. Aylarca görüşmemiştik cenazeden önce. Düşünsenize babanız dibinizde ama değil. Kabullenmek zordu. Ancak biliyordum ki o bana gelmek isterse ona şans verebilirdim tabi annemin ölümünden önce olsaydı gelişi. Sonuçta yıllarca özlemini duyduğum gerçeklikti bu. Düşüncelerden sıyrılıp mesajı açtım. "Günaydın Mehir! Biz de alışveriş merkezindeyiz babamla. Nerdensin?" Ne yapmaya çalıştığını biliyordum. Onun seçildiğini göstermek istiyordu. Daha önce yaptığı gibi. Kabalık olacağını bilerek yazdım mesajı. "Bu defalık beni aff edin yalnız kalmak istiyorum."

          Tam gönderecektim ki onun mesajı geldi. "Ya da dur seni gördük!" Gözlerim dolu doluydu ve annemin yokluğunu hissettiğim o lanetli günlerden birisiydi.

        Canım yanıyordu. Yanıma geldiler. Klasik selamlaşmadan sonra konuşmaya başladı Ayça. "Kiminle geldin canım? Tek misin yoksa?" Evet tek olduğumu gözümün içine sokmaya çalışıyordu. Yalnızdım. O an beynimin içinde o muhteşem kadının sesi yankılandı. "Yalnız insanlar kendi kahramanlardır..." Derin bir nefes aldım ve cevap verdim. "Eros ile geldim. Moralim bozuktu ilk iş onu aradım. O da kafamı dağıtmak için beni gezdiriyor." Babamın yüz ifadesi Eros'un ismini duyduğu anda değişmişti. Bunu fark etmiştim. Bakışları sertleşmiş, elleri yumruk olmuştu. "Beni de arayabilirdin. Ben senin babanım." O an zaten yaşadığım duygusal yoğunluğun yanında söylediği sözler beni delirtmişti. O Ayça'nın babasıydı.

           "Ben seni aramayı bırakalı çok oldu baba. Senin beni sevmeni bırakmandan bu yana. Hiç yoktun. Olmayacaksın da. Bunu ikimiz de biliyoruz." Babamın sinirini hissetmiştim. Ama buna rağmen söze Ayça girdi. "O da ne demek canım? O senin baban. Tabi ki sevecek seni. Bak seni anlıyorum. Ben de kaybettim çünkü. Ama bu tepkin saçma." Yüzüm de mimik bile oynamadı. Şöyle bir baktım ona. "Ayça bu doğrular. Sen benden babamı aldığından hatta çaldığından beri benim babam yok. Sen beni anlayamazsın çünkü babanın yerine benimkini koydun ama üzgünüm benim annem eşsiz. Ben hem annemi kaybettim hem babamı. En çok acıtan ne biliyor musun? Ben babamı yaşarken kaybettim." Babam bu sözlerimle daha da sinirlenmişti. "Annesinin kızısın." Güldüm. "Bu iltifatınız için teşekkürler ancak böyle olmaktan başka şansım yoktu. Babasının kızı olmak için bir babaya ihtiyacım var terk edip giden bir adama değil. İlk mezuniyetimde partnerim Eros değil sen olmalıydın ama maalesef üvey kızını tercih ettin. Her zamanki gibi . Onun yanındaydın. Ama sana birşey söyleyeyim mi? Senin kızın benim! Hastahaneye gittiğimizde bu böyle olacak. Veya doku benzerliği istendiğinde. Bunu bir hatırla ne dersin?" Dişlerini sıktığını görebiliyordum. Kendini sakinleştirmeye çalışarak konuştu. "Bunu seninle sonra konuşacağız Ahu." Sanki komik bir şey söylemiş gibi kahkaha attım. "Benim işim bu babacığım. Beklemek. Ama ne kadar bekletirse bekletsin Kızlar her zaman babalarını severler."  Sonra aklımdan ekledim anneme; seni çok özledim. Sensiz çok zor ve seni seviyorum annem...
    LÜTFEN OKUYUN!

          Bu bölümü iki günde artan okunma sayısı için yazdım. Sizi seviyorum. Hepinize çoook teşekkürler. Beni Mutlu ettiniz. Yeni bölüm okuyanların yorum ve VoLTE'lerine göre gelecek. Bu arada medya ya bundan sonraki bölümlerde bölümü anlatan müzik koymamı ister misiniz? Birde bölümün en beğendiğiniz yeri neresiydi?

Yaşanmışlıklar DefteriWhere stories live. Discover now