Bu bir teşekkür konuşması. Siraç Vuslat'a, ilk göz ağrıma.
İyi ki doğdun eksik yanım!
Seninle çocukluğumu, yaralarımı, yaralarımda yalnızlığımı paylaştık. Huzuru aradın, huzursuzluğu bende yaşadın.
Sevilmedin, sana sevilmeyi öğretirken ben de kendimi sevmek için senden ders aldım. Hep dik kaldın, duruşunla ilk beni hayran bıraktın.
Kırıkların, cam kırıklarım. Yanmışlığın benim acım. Seninle birlikte mucizelere, mutlu sonlara birlikte inanacağız.
Başaracağız, o mutlu sona birlikte ulaşacağız ve ben senin bir yuva kuruşunu, çektiğin acılara değişini izleyeceğim çünkü bunun için yaşıyorum. Bunun için yazıyorum seni.
İyi ki doğdun, ilk oğlum. Nice Elif'li yaşlara!
∞ 19 NİSAN ∞
( DİNİ NİKAHLARININ KIYILDIĞI GÜNÜN GECESİ)
Genç adam yaslandığı koltukta dikleşti. Keskin gözleri karanlıkta dolandı. Dirseklerini koltuğun kolluk kısmına yasladı. Sonra elinde tuttuğu çakmağı yaktı ve ateşin çakmak taşıyla birlikte alevlenişini izledi.
Siyah içerisinde bir ışık yandı.Önce lacivert, sonra turuncu. Yanışının resmiydi sanki. Ona yalnızca birini hatırlattı.
Bu yüzden gözleri biraz ileri de uyuyan genç kıza kaydı. Baktı, baktıkça yaktığı ateş yüreğini sardı. Elif onun odasına girdiğini fark ettiğinden beri kapalı uyumuştu. Bugün değil.
Bugün bir günlük karısı olarak simsiyah saçları yastığa yayılmış, gerdanına doğru kıvrılmıştı. Ay aydınlatıyordu yine vurgun yediği o yüzü.
Karısı. Ona ait olan Günışığı.
Kendine ait kılmak istediği tek varlığı. Her daim bir siren gibi ona doğru çekildiği kadını. Siren şarkılara eşlik eden güzel yüzü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MIH
Romanceİntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi...