Aralık kapıdan içeriye bakan gözleri görünce Harry gülmüştü. "Buyrun, girin."
İçeriye giren kişi utanmıştı. "Hey, naber?"
"İyiyim, senden?" Harry elindeki giysileri çekmeceye sıkıştırmıştı.
"İyi." Etrafını inceledi. "Hep böyle düzgün müsün?"
"Ah evet. Düzeni severim." dedi Harry.
"Elijah." Ona anlamayan gözlerle bakan Harry'e açıklama yaptı. "Adım Elijah."
"Memnun oldum. Ben de Harold." Tokalaştılar.
"Louis güzel olduğunu söylemişti. Ama bu kadarını da beklemiyordum açıkçası."
Harry gözlerin kırpıştırdı. "Gerçekten öyle mi söyledi?"
"Evet. Neden şaşırdın ki?"
"Bilmem." diye kestirip attı.
"Birazdan çocuklar gelir." Harry'nin yatağına oturdu.
"Hey. Bu güzel bayanda kim?" İçeri giren genç adam Harry'nin bir kız olmadığının farkındaydı. Ardından kafasını kaşıdı. "Sadece şakaydı dostum." Kapıyı sonuna kadar açtı. Harry en az on kişilik gruba şaşkınca gözlerini kırpıştırarak baktı.
İlk öndeki üç çocuğun elinde içki şişesi vardı. "Hoşgeldin dostum." İçeriye girdiklerinde zaten bir tane olan koltuk doldu ve bazıları yerde oturmak zorunda kaldı.
Harry buradaki herkesin ne kadar misafirperver olduğunu düşündü.
Gözleri Louis'yi arıyordu. Elijah'a döndü. "O gelecek mi?"
"Sanmam. Yorgun görünüyordu." Harry hem onu kovmuştu, hem de gelmesini bekliyordu.
Eliyle kafasına vurdu. "Odası nerede?"
*****
Harry ıssız koridorda ağır ağır yürüyordu. 251 numaralı oda gözüne çarptı. "Burası." diye kendini onayladı.
Kapıya tıktıkladığında ses gelmemişti. Belki de kendisi bile duymak da zorluk çektiğindendir...
Kapıyı yavaşça açtı ve usulca içeriye girdi. Louis bugün ona kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini açıkça belirtmişti. Bu neden Harry'nin umrundaydı? Neden kalbi kırılmıştı? Louis'den nefret ediyordu. Neden buradaydı?
Tam vazgeçecekti ki "Harold." diye boğuk bir ses duydu karanlık odadan. Daha çok inlemeye benziyordu.
Etrafına baktığında hiçbir şey görememişti. Gözleri hala karanlığa alışamamıştı. Bir kola çarptığını hissetti. Biri tarafında çekildiğinde küçük çaplı bir çığlık attı.
Şu an Louis'nin üzerindeydi. Karanlıkta bile mavi gözlerini görebiliyordu. "Burada ne işin var?" diye bağırdı Louis.
"B-ben özür dilerim. B-burda olmamalıydım." Kekelemiş miydi? 'Kesinlikle korkudandır.' diye düşündü. Kalbi hızla atıyordu. 'Bunun Louis'nin üzerinde olmam ve nefesini tenimde hissetmemle alakası yok, korkudan.'
"Evet. Burada olmamalıydın. Üzerimden derhal kalk. Ve burayı terk et." Harry'nin karanlığa alışmıştı gözleri. Louis'nin dudaklarını inceliyordu. "Hemen!" Korkuyla kalktı ve kendini dışarıya attı.
Kesinlikle ondan nefret ediyordu. Ve duyguları karşılıklıydı.
Rüyamda her bölümümün 200 vote olduğunu gördüm. Uyandım, girdim, baktım, no women no cry
Multide Elijah var
Vote verip yorum yaparsanız çok şukela olur
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Love Should Wait (Larry)
Fanfiction"Sen benim göz yaşlarım gibisin. Seni dışarıya atmaya çalışıyorum. Ağlıyorum. Fakat ben de o kadar çok çoğalmışsın ki; bitmiyorsun. Ve eğer kaynağın kurursa kör olurum."