47

1.2K 117 32
                                    

"Sevdiğim,

Gözlerine hasret kaldığım.

Sesinin o hoş tınısı hala kulaklarımda. İnleyişlerin, iç çekişlerin terk etmiyor beni. Yeşillerin çıkmıyor aklımdan. Aşkının verdiği heyecan hala hızla çarpmasına neden oluyor kalbimin. Yetmiyor hayallerin. Seni hissetmeyi özledim."

Louis elinde ki kalemi bıraktı ve kağıda son kez baktı. Kağıdı buruşturup başında beklediği çöpe attı. Kimsenin bunu görmemesi lazımdı. Özellikle de şu aptal yüz başının. Louis'ye babası için tahammül ettiğini söyleyip duruyordu.

Birden yatakhanenin kapısı açıldı. İçeriye giren kişiyle irkildi Louis. "Herkes kalksın!" Adam gür sesiyle bağırmıştı. Louis'de takılı kaldı gözleri. "Birileri erkenci." Soğuk bir şekilde sırıttı ve bağırmaya devam etti. "Herkes kalksın!"

Louis olumsuz anlamda başını iki yana salladı. Bu aptallarla uğraşamayacaktı. Dolabının yanına gitti ve komutanın çıkmasını beklemeden üzerindekileri bir kenara fırlattı. Giymesi gereken üniformayı giyip elini bacaklarını saran eşofmanına götürdü.

Gelen sesle durdu. "O koca sikini sevgiline göster Tomlinson." Kasıklarına bakan komutana boş boş baktı. "Biz görmek istemiyoruz."

"Bakmayın o zaman."

Adamın yüzü düşmüştü. Alaycı sırıtışından eser yoktu. "Herkes hazırlansın!" diye bağırdı yataklarından kalkan gençlere.

*****

Tüm gün boyunca koşmuş, nişancılık yapmış ve kenarda köşede uyuklamak için işlerini çabuk bitirip zaman yaratmaya çalışmıştı Louis. Burası onu zorluyordu. Ruhunu daraltıyordu. Harry'nin olmadığı her yer Louis'nin ruhunu daraltıyordu...

Duş alması gerekiyordu. Kesinlikle. Herkesin uyuduğu bir vakitte duş almak için kaçmıştı yatakhaneden. Banyoların olduğu bölüm oldukça hijyenik (!) görüntüsüyle fazla iç açıcı idi.

Boş bir yere girdi ve suyu sonuna kadar açtı. Soğuk su vücuduna sertçe temas ederken düşünebildiği tek şey ölmek istemesiydi. Sırtını buz gibi olan mermere yaslayıp bu düşünceyi fiziksel bir olaya bağlayıp kendinden uzağa itmeye çalışımıştı. Fiziksel acı azaltırdı, duygusal acısını. Bastırırdı. Bir uğraşı olurdu. Bu aptal ölüm isteğiyle nasıl baş edebilirim, değilde, en kısa yoldan nasıl ısınabilirim, diye düşünüyordu artık.

Kısa bir süre sonra, ısınma dürtüsü de kendisini terk ettiğinde, gözleriyle etrafı taradı. Ölmesi gerekiyordu. Kurtulması...

Hızla bulunduğu küçük odacıktan çıkıp karşısında ki aynaya yöneldi. Aynaya sert bir yumruk geçirip kırdı. Acımıyordu. Fiziksel acı azaltırdı, duygusal acısını. Ancak artık duygusal acı, hissizleştiriyordu fiziksel acıyı. Acı çekmeliydi Louis. Hem de hemen.

Aldığı cam parçasını az önceki odacığa götürdü ve derin bir nefes aldı.

Yaşlar terk ederken vücudunu ve hıçkırıkları da peşi sıra, gözlerini sımsıkı yumup sırtını soğuk mermere tekrar dayadı. Duvarda kayıp yere oturdu.

Kolunu havaya kaldırdı. Acı. Acı çekmesi gerekiyordu. Acı çekmeliydi. Kurtulmalıydı bu korkunç duygusal acıdan. Kanı akmalıydı yere. Tüm zehrini akıtmalıydı kanla beraber.

Koluna son kez baktı ve elinde ki cam parçasını bileğinin hemen üstüne denk getirdi.

Ölüme hazırdı artık. Tek eksiği Harry idi.

Ne kadar üzülürdü? Belki de çoktan unutmuştu Louis'yi. Elijah veyahutta başka bir erkekle, ya da bir kız, gülüşüyordu şu an.

Ölüme hazır değildi. Onu görmeden ölemezdi. Hayır, bunu asla ona ve kendine yapamazdı.

Our Love Should Wait (Larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin