g i r i ş

929 91 10
                                    

Yurdun kantinine inerek etrafta Anne'i aradı genç çocuk ve onu gördüğünde gülümseyerek oturduğu masaya doğru ilerledi. Kadının arkasından gelerek yanağına bir öpücük kondurdu ve karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Louis." diyerek gülümsedi kadın. "Nasılsın?"

"Aynıyım ben güzellik, sen nasılsın?" diye sordu Louis.

"Ben de iyiyim. Nasıl gidiyor, bir değişiklik var mı?"

"Hayır, en son iki gün önce görüştüğümüzü ele alırsak, bir gelişme olmadı." diyerek güldü Louis.

"Haklısın." diyerek Anne de güldü. "Aslında, bugün seninle konuşmak istediğim şeyler var."

"Dinliyorum."

"Biliyorsun, lisede son senene başladın ve liseyi bitirdiğinde bu yurtta daha fazla kalamayacaksın." dedi Anne ve Louis kafasını onaylarcasına salladı. Louis zaten bunun bilincindeydi.

"Gelecekle ilgili planların neler Louis? Yakın gelecekten bahsediyorum." dedi kadın. Louis bahsettiği zaman dilimini anlamıştı.

"Üniversiteyi kazandıktan sonra gittiğim okulun yurduna yerleşmeyi düşünüyorum. Yarı zamanlı bir iş bulduğumda yurt masraflarını karşılayabilirim. Birkaç ders saati çalışma zamanlarımla çakışsa da sorun olmaz. Akşamları ders çalışarak mezun olabilirim." diyerek planlarını aktardı Louis.

Anne onun çok daha iyi bir gelecek hak ettiğini düşünüyordu. Hiç okula gitmeden de okuldan birincilikle mezun olabileceğini biliyordu. Ama onun geleceğinin daha rahat olması gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden uzun zamandır yapmayı planladığı konuşmayı yapma zamanının geldiğine karar verdi. "Louis, biliyorsun seni oğlum olarak seviyorum, benim için öz oğlumdan farkın yok." dedi ve bir nefes aldı. "Biliyorum, kimsenin evinde kalmak istemiyorsun, hiç bir ailenin içinden olmak istemiyorsun. Ama seni annen gibi seven biri olarak hakettiğin rahatlıkta yaşaman gerektiğini düşünüyorum."

Louis konunun nereye gittiğini anlamıştı. Ama bunu istemiyordu.

Anne derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti. "Ben her şeyi ayarladım. Kızım ve oğlumla da konuştum. Gemma zaten seni tanıdığı için çok istekliydi. Eşimin olmadığını da biliyorsun. Evimiz yeterince büyük. Yani, lisenin son senesini ve üniversite hayatını bizimle geçirmeni istiyorum Louis."

Louis karşısındaki kadına baktı. Anne onun kendini bildiğinden beri tek ailesiydi. 3 yaşında yetimhaneye bırakıldığından beri Anne onunla hep yakından ilgilenmişti. Çünkü Anne, Louis'nin anne ve babasının onu nasıl yetimhaneye bıraktığını biliyordu. Bir gün yetimhaneye gelirken yolda önündeki adam ve kadının konuşmalarını duymuştu. Daha 3 yaşındaki çocuklarından korktuklarını söylüyorlardı. Anne o adam ve kadının kendi bebeklerini tanımadıkları bir bebekmiş gibi yetimhaneye bırakışlarına şahit olmuştu. O günden sonra Louis ile yakından ilgilenmişti. İlk senelerde fazla bir yardım yapamasa da sonradan Louis'nin hayatındaki her şeyi düzene koymuştu. Louis'nin doğum tarihini bile bulup, onun kimliğini düzenlettirmişti. Her ne kadar okula 3 sene geç başlamasına engel olamasa da, uzun mahkeme dönemleri sonucunda Louis'nin soyadını ve doğum tarihini kimliğine yazdırtabilmişti. Psikolog randevuları sonucunda Louis'ye IQ testi yapılmıştı. Anne ve babasının ondan korkma sebebi çocuğun üstün zekasıydı. Louis üzerinde büyük emeği geçmişti Anne'in. Louis onu annesi olarak bilirdi, o da Louis'yi çocuğu olarak.

Louis bütün bunları düşündü. Anne ile bu konu hakkında daha önce de konuşmuşlardı ve o ısrarla onun evinde kalmayı reddetmişti. Ama şuan Anne'in ne kadar istekli olduğunu görmüştü. Onu geri çevirmek istemiyordu. "Ben, bilmiyorum." dedi sonunda.

Anne masanın üstünden Louis'nin elini güven verircesine sıktı. "En azından bir dene. Rahat edemezsen daha fazla ısrar etmeyeceğime söz veriyorum. Emin ol eğitim hayatın için daha iyi olacak."

Louis bir de o taraftan düşündü. Eğitim hayatı onun için her şeydi. Tamamen eğitimine adamıştı kendisini. Karşısındaki kadının gülümseyen yüzüne baktı ve o da gülümsedi. "Sanırım haklısın, böylesi benim için de daha iyi olacağa benziyor."


same homeWhere stories live. Discover now