23. Bölüm

113K 4.2K 91
                                    

Rojda Kurt... Bakışlarındaki parıltılar ve gülümseyişi onun da bu durumdan haberi olduğunu kanıtlıyordu. Bakışlarımı yüzünden çekip büyükanneme döndüm.

"Beni neden çağırdın buraya, büyükanne?"

Gözlerinden yaşlar akarken sözleri avluda yankılandı.

"Büyük dayın öldü, oğul! Rojda ve ben savunmasız kaldık buralarda!"

Bakışlarımı önce Rojda'ya, ardından büyükanneme çevirdim.

"Benden ne istiyorsun?"

"Bu ailenin tek erkeği sen kaldın."

Başımı sallayıp alayla güldüm.

"Ben bu ailenin de bu aşiretin de bir parçası değilim, büyükanne."

"Artık bu ailenin başı sensin, oğul. İstesen de istemesen de bu aşiret senin!"

Bevar'a dönüp, "Gidiyoruz," dediğimde adamlar hemen hazırlanmaya başladı. Arkama döndüğümde duyduğum sözlerle olduğum yerde kaldım.

"Aşiretin başına geçmezsen ve Rojda'ya sahip çıkmazsan, beni de Rojda'yı da öldürecekler, oğul! Aşiretimi bu topraklardan silecekler!"

Neden buraya çağırıldığımı anlamıştım o anda. Bu ölümün ve yaşananların aslında planlı olduğunu... Beni kandırabileceğini mi sanıyordu sahiden? Eğer öyleyse, sanmaya devam edebilirdi. Arkama dönüp büyükanneme yaklaştım.

"Ben evli bir adamım, büyükanne. Evde bekleyen bir karım var."

"Rojda ikinci kadın olmayı kabul edecektir."

Sözlerinin ardından alaycı bir şekilde gülümseyip başımı salladım.

"Beni hiç tanımıyorsun, büyükanne. Hani bana, büyükbabana benziyorsun, demiştin ya... Yanılıyorsun! Ben onun gibi değilim! Karıma bunu yaşatmam!"

"Bizi ölüme gönderiyorsun, oğul!"

"Hayır! Rojda biriyle evlenecek ve aşiretin başına da o geçecek! Ama o adam ben olmayacağım!" diyerek telefonumu çıkarıp Savaş Ağa'yı aradım. YediAşiret'in ağalarından üçü bekâr olduğu hâlde aklıma ilk gelen isim onunki olmuştu. Çünkü bunu yapabilecek ve böyle bir emanete gözü kapalı sahip çıkabilecek bir adam olduğunu biliyordum. Dikkatimi açılan telefona verdim.

"Genco Ağa?"

"Savaş Ağa, Kurt konağına gel! Hemen!"

Ardından Rojda'ya şöyle bir bakıp telefondaki adama ilk emrimi verdim.

"Evleniyorsun!"

Avluya konulan sandalyeye oturdum. Adamlarım çevremde toplanmış, ellerindeki silahlarla etrafı gözlüyorlardı. Rahatsızca kıpırdandım. Şu an burada değil, Amelya'nın yanında olmalıydım. Amelya... Özlemle iç çektim. Yalnızca iki gündür hayatımda olmasına rağmen ondan ayrı kalmak canımı sıkıyordu. Güzel gözlerinden ve teninden uzaktım. Şu an yatağımızda tek başına uyuyor olmalıydı. Belki de beni özlemiş ve uykusuz bekliyordu. Delicesine bunu istedim o an. Beni özlemesini istedim...

***

Esen rüzgârla kollarımı kavuşturdum. Büyükannemin içeriye girmem için söylediği sözleri dikkate almadığımdan dolayı burada bekliyordum. Hava ayazdı. Yalnızca konağın ışıklarının güçlükle aydınlatabildiği bu avluda oturuyordum. Bundan pişman değildim. Bu konağa değil adım atmak, kapısından girmiş olmak bile benim canımı sıkıyordu. Köşedeki sedirde oturan iki kadına baktım. Rojda uzun bir zamandır başı önünde eğik duruyordu. Savaş'ın adını duyduğunda yüzünde beliren o karmaşık ifade hâlâ yerindeydi.

MAZİ 1 - MAZİ 2 (Mazi Sonsuza Kadar) YEDİ AŞİRET SERİSİ II (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin