29. Bölüm

127K 4K 92
                                    

Güneş ışıkları yüzüme vururken gözlerimi araladım. Kuzguni saçları gördüğümde gülümsedim. Amelya'nın saçlarıydı. Başımı kaldırıp hâlimize gülümsedim. Bacakları belimin iki yanında kıvrılmıştı. Kalçalarını kavrayıp bana dönük olan dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. Ardından bir öpücük daha bıraktım. Fazlasıyla yorgun olduğu için yavaşça yatağa uzanmasını sağladım. Yerimden kalkarken yastığıma sıkıca sarıldığını gördüm. Onun bu hâline gülümserken bir yandan da çarşafı beni deli eden narin bedenine örtüyordum.

Daha önceleri İstanbul'dayken, her sabah kalktığımda en az bir saat yüzerdim. Ancak uzun zamandır bunu yapamamıştım. Bedenimi rahatlatmaya ve Amelya'dan uzak durmaya ihtiyacım vardı. Yoksa ona dokunmadan duramayacaktım. Dolaptaki mayolarımdan birini giyip yavaş adımlarla odadan çıktım. Merdivenlerden hızlıca indiğimde yalı sessizdi. Herkes uyuyor olmalıydı. En alt kata inip kapalı havuzun olduğu kısma geçtim. Camı itip beni bekleyen berrak suya bıraktım bedenimi.

Ne kadar yüzdüğümü bilmeden çıktığımda fazlasıyla rahatlamış ve mutlu hissediyordum. Duşlara yürüyüp suyu bedenimde gezdirerek saçlarımı karıştırdım. Duvardaki saate baktıktan sonra hızlı adımlarla duştan çıktım. İki saate yakın bir süredir buradaydım. Güzelim uyanmış olmalıydı. İlk beraberliğimizin sabahı yanında beni görmezse üzüleceğini biliyordum. Soluk soluğa odamıza çıktığımda hâlâ uyuyordu. Yanına süzülüp boynuna başımı yasladım. Kokusunu içime çektiğimde kıpırdandı.

"Günaydın, Genco'm," dediğinde gülümseyip geri çekilmeden fısıldadım.

"Günaydın, Genco'nun güzeli..."

"Neden ıslaksın sen?"

Gülümseyerek bir öpücük bıraktım dudaklarına.

"Biraz yüzdüm, bebeğim."

Gözlerini şaşkınlıkla açıp baktığında gülümsemem büyüdü.

"Denizde mi? Çok derin değil mi?"

"Havuzdaydım. Birlikte de gireriz istersen."

"Ama ben yüzme bilmiyorum ki..."

Dudaklarını büzüştürdüğünde tekrar bir öpücük bıraktım dudaklarına.

"Ben sana öğretirim, güzelim," dediğimde gülümseyerek başını salladı. O anda yüzüne dokunan ellerim aklıma gelen şeyler nedeniyle kasıldı.

"Amelya, sana dokundu mu o adam?" dediğimde kollarımda donduğunu hissettim. Güzel gözlerini kaçırıp kalkmaya çalıştığında engel oldum. Uzaklaşmasını istemiyordum.

"Anlat bana."

Güzel gözleri yaşlarla dolmaya başladığında duyacaklarımın hoşuma gitmeyeceğini biliyordum. Ancak bilmeliydim. Onun hakkında, o karanlık mazi hakkında her ayrıntıyı bilmeye ihtiyacım vardı. Kollarımın arasına aldığımda titrek sesini duydum.

"Benim için hissettiği tek duygu öfkeydi, Genco. Bitmek tükenmek bilmeyen bir nefretle birlikte... Küçükken farkında değildim. Zaten altı yaşına kadar ne yüzü ne de kim olduğu konusunda en ufak bir fikrim vardı. Onun yanına taşınana kadar..." dediğinde yüzüne dokunup kendime çektim. Başını boynuma gömdüğünde, tenimde hissettiğim ıslaklıkla kaşlarım çatıldı. Ağlıyordu.

"Beni görmeye tahammülü yoktu. Ben de o yokken odamdan çıkmıyordum. Dadım ne istersem getiriyor, beni yalnız bırakmıyordu. Küçüktüm. Sahip olduğum bir tane bez bebeğim vardı. İlk ve tek oyuncağım... Adını Çiçek koymuştum. Onunla birlikte bir gün yine odamdaydım. Camda bir kelebek gördüğümü hatırlıyorum. O kadar güzeldi ki kanatları... Mavi ve yeşildi... Büyülenmiştim sanki. Tutmak için cama uzanmama rağmen başaramadım. Bahçeye çiçeklerin yanına uçtuğunu gördüğümde, Çiçek'i de alıp çıktım odamdan. Aklımda ne peçem vardı ne de yasaklar... Bahçeye çıkıp çiçeklere koştum. Kelebeğe yaklaşıp tam dokunacağım anda... Saçımı tutan bir el hissettim. Canım o kadar çok yandı ki..."

MAZİ 1 - MAZİ 2 (Mazi Sonsuza Kadar) YEDİ AŞİRET SERİSİ II (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin