46. Bölüm

107K 3.4K 160
                                    

Genco...

Hissettiğim keskin acıyla gözlerimi araladım. Başımı çevirdiğimde sarılı omzumu fark ettim. Bana ne olmuştu böyle? Etrafıma baktım sessizce. Bir hastane odasındaydım. Peki, ne işim vardı burada? Kalkmaya çalıştım. Doğrulduğum anda omzuma saplanan acıyla inledim. Başımı yeniden yastığa bıraktığım anda yaşadığım son anlar zihnimde canlandı. Düğün, Amelya'nın gidişi, benim ona yetişmeye çalışmam...

"Amelya!" diye fısıldadım. Ona yetişememiştim. Onu durduramamıştım. Bu kez acıyı umursamadan doğruldum. Yatağın kenarında oturduğumda, kolumdaki serumun iğnesini fark ettim. Söküp çıkardığımda damlayan kanı umursamadım. Yataktan destek alıp yavaşça kalktım. Amelya'yı bulmalıydım. Onun benden başka kimsesi yoktu ki... Nereye giderdi? Ben ne zamandır bu hâldeydim kim bilir? O ne zamandır benden uzaktaydı? Çıldıracaktım. Duyduğum çığlıklarla kapıya doğru adım attım. Ne olduğunu anlayamadan içeri giren kişiyi gördüğümde duraksadım.

"Genco! Uyandın!" deyip koşarak boynuma sarıldı. Gördüğüm bir hayal miydi? Ya da aklımı mı yitirmiştim yokluğunda?

Saçlarının kokusu genzimi yakarken gözlerimi kapadım. Gerçekti. Amelya buradaydı. Sağ kolumla sıkıca sardım belini.

"Gitmedin..." dedim gözlerimi kapatırken. "Beni bırakmadın... Aşkım..." Yaralı kolumun acısını bile hissetmiyordum artık.

"Özür dilerim!" diye fısıldadı elleri boynumu sararken. "Özür dilerim, aşkım!"

***

Dakikalardır yatağın üzerinde öylece oturuyor, konuşmuyorduk. Güzel yüzüne bakarken onu kaybetme korkusuyla yanan kalbimin kasıldığını hissediyordum. Onsuz yaşayamazdım... Onun benden gitmesine dayanamazdım...

"Sana inanmış olsaydım... Belki de bu hâlde olmayacaktın. Özür dilerim, Genco!"

Çenesine dokunup usulca kaldırdım başını. Güzel gözlerini gördüğümde derin bir soluk aldım.

"Ben de suçluydum. Hande'nin kim olduğunu sana söylemeliydim ve bizimle kalmasına izin vermemeliydim. Ben susarsam, geldiği gibi sessiz sedasız gider sanmıştım." Yüzüne dokundum usulca. "Ben seni aldatmadım, Amelya. Asla aldatmam! Son nefesime kadar yalnızca seninim ben!"

Burnunu çekiştirirken gülümsedi. Cennet bahçesinin gizlendiği gamzelerini eğilip koklayarak öptüm. Geri çekilip güzel gözlerine baktım. "Amelya,ben sana çok âşığım..."

"Ben de..." dedi gözlerinden yaşlar yeniden akmaya başladığında. "Ben de sana âşığım."

"Ah, Amelya!" Dudaklarına kapandığımda verdiği acemice karşılıklarla içimi titretti. Onu kendime hapsetmek için çekmeye çalıştığımda, omzumdaki acıyla geri çekilmek zorunda kaldım. Endişeyle doğruldu.

"Genco, iyi misin? Doktoru çağıracağım."

Kolunu tutup durdurdum.

"Aşkım, iyiyim. Gitme!" Onu artık yanımdan bir saniye bile ayırmayacaktım. "Yanıma gel." Yavaşça uzanarak yanıma yatması için kenara kaydım. Tedirgin bir tavırla yanıma uzandığında sağlam kolumla belini sardım. Saçlarına öpücükler kondururken fısıldadım. "Beni bir daha bırakıp gitmeye kalkma... Dayanamam!"

Üzerindeki gömleği hafifçe sıyırıp elimi karnına koydu. Kendi ellerini de üzerine kapadı. Teninin sıcaklığıyla, yokluğunda buz kesen bedenimin ısındığını hissettim.

"Bizim yerimiz senin yanın," dediğinde başımı geri çektim.

"Biz?"

"Babamızı bırakıp hiçbir yere gitmeye niyetimiz yok!" dediğinde kalbim atmayı kesti. Tüm düşüncelerim zihnimde donarken, kadınımın tenindeki ellerim hissizleşti. Duyduklarımı anlamlandırmaya çalışmaktan korktum o an. Gerçekten Amelya'm hamile miydi? Yoksa... Yoksa rüya mı görüyordum? Gözlerimi az sonra bu yatakta açacak ve yapayalnız mı uyanacaktım? Bu düşünceyle gözlerimi sıkıca yumdum.

MAZİ 1 - MAZİ 2 (Mazi Sonsuza Kadar) YEDİ AŞİRET SERİSİ II (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin