9.Bölüm "Get Out"

864 35 0
                                    

Isabella yavaşça pembe gözlerini açtı.

“Isabella gözlerin…” dedi Heaven.

“Ne olmuş gözlerime?”

“Pembeleşmiş.”

“Lanet olsun. Onu rüyamda gördüm. Onun içindir. Şey… Çekmeceden şurubu verir misin?” dedi Bel nazikçe. Heaven çekmeceyi açtı ve şurubu dostuna verdi. Isabella yavaşça bir yudum aldı ve yataktan kalktı.

“Eşyaların hazır elbisen şurada hadi hazırlan ve aşağı gel seni bekliyoruz.” Dedi gülümseyerek Heaven ve odadan çıktı. Isabella geceliğini hızla çıkarıp elbisesini giydi ve tacını taktıktan sonra makyajını yapıp aşağı indi.

“Günaydın Prenses Hazretleri.”

“Günaydın Sebastian.” Dedi Bella. Bembeyaz dişlerini göstererek gülümsedi lord. Isabella arabaya bindi ve gözlerinin geçmesini diledi. Ama bir türlü geçmiyordu. Yanına sadece Heaven’ı aldı. Sebastian binmek için Heaven’ı zorlamıştı ama Isabella izin vermeyince atına binip arabanın arkasından ilerlemeye başladı.

“Heaven hala geçmedi mi?”

“Hayır Isabella.”

“Neden işe yaramıyor bu lanet şey?!” diye bağırdı pelerinin kapşonunu daha çok öne doğru çekerken.

“Sakin ol saraya daha çok var, geçer.”

“Rüyamın beni etkilemesine izin vermeyeceğim.” Diye fısıldadı.

“Bir şey mi dedin?”

“Gözlerim hala pembe mi diyorum?” dedi ve kapşonu çekti.

“Evet.”

“Lanet…” Isabella’nın laneti yarıda kesilmişti. Çünkü adı bağırarak söylenmişti.

“…Prenses Isabella!” dedi gür sesli adam. Isabella hızla kapşonu geçirdi ve arabadan yavaşça indi. Gizlice etrafına baktı. Herkes önünde eğilmişti ama onu tek ilgilendiren kapının önünce mutlulukla eğilmiş olan Lord Harry’ydi. Isabella derin bir nefes aldı ve kırmızı halıda yürümeye başladı. Arkasından Heaven, Sebastian ve diğerleri de geliyordu. Isabella kapının önüne geldiğinde dayanamadı ve ona baktı. Harry’yle göz göze geldiklerinde hızla gözlerini kaçırdı ve kendini kapıdan içeri attı.

Harry’nin gülen yüzü hızla soldu. Yanlış mı gördüm, hayır pembe olamaz diye içinden geçirdi ve gözlerini Sebastian’a dikti.

“Tanrım hayır. Lütfen…” diye fısıldadı ve arkalarından içeri girdi. Hızla Isabella’nın odasına koştu.

“Isabella!” diye bağırdı odaya girince. Isabella’nın arkası dönüktü. Bel’in gözlerindeki pembelik çok azdı. Isabella sinirle arkasını döndü ve çok sert bir şekilde.

“Sen ne hakla içeri aniden girip bana Isabella diye hitap edebilirsin! Sana bu hakkı kim verdi!” diye gürledi. Isabella öfke soluyordu. Harry ona öyle davranmasına çok şaşırmıştı. Isabella’nın gözleri kırmızılaşmıştı. Masanın üzerindeki su sallanmıştı.

“Senden cevap bekliyorum Lord Harry?”

“Isabella…”

“Bana Isabella demeyi kes. Ben prensesinim. Prenses Isabella’yım.” Sesinin bu kadar net ve güçlü çıkmasına çok sevinmişti Isabella. Ama kalbi çok acıyordu.

“Özür dilerim Prensesim. Bir daha böyle bir hata yapmam. İyi günler.” Dedi ve hızla odadan çıktı. Isabella o çıktıktan sonra yere düştü ve zorla tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.

The RoyalWhere stories live. Discover now