7.Bölüm

69K 3K 631
                                    

Annemler geldiğinde Oğuz'un kırdığı bir pot vardı Hakan'ın ziyaretçisi hakkında bu potun peşine düşmüş,üç gün boyunca izini sürmüştüm. İlk başta bizim çiçek muhabbetine karşılık olarak nispet yaptıklarını düşünmüş ve buna inanıp iman etmiştim fakat olayı biraz deştiğimde Oğuz'un havadan bir şeyler uydurmadığını öğrenmiş bunu da koşarak Semaya yetiştirmeyi kendime bir borç bilmiştim. Sema uçuştaydı ve benim beklemeye o kadar sabrım yoktu ki kendimi piste atmış yerdeki destek ekipteki Astsubaylarla birlikte Semanın uçuşunun bitmesini bekliyordum.

Ben Semayı beklerken Allah beni Oğuz'a yakalandırmıştı. Uçuşu biten Burak Yüzbaşı ve Oğuz uçaktan indiklerinde Yüzbaşına asker selamı vermiş "Komutanım!"diyerek selamımı desteklemiştim. Başını hafifçe eğere selamımı alan Burak Yüzbaşı yanımdan geçip gitmişti geriye ise sırıtarak yanıma gelen Oğuz kalmıştı. Komutanım,Teğmeninizi düşürdünüz giderken yanınızda götürmek istersiniz belki?

''Ne oldu beni mi bekliyordun? Oğuzcuğum inse de koluna girsem ve onun yakışıklığından faydalanarak şu pisitte salına salına yürüsem mi dedin?''

Gözlerimi devirdim. Bizim ego yığını yine tam havasındaydı. Yalan değil çocuk egolu olmakta haklıydı gereksiz yere yakışıklıydı,uzun boylu,yapılı bir adamdı Allah onun nazar boncuğunu da aklından yana vermişti. Her güzellik aynı anda olmuyordu işte Allah tipten vermiş akıldan almıştı. Çocuğun boyu uzun aklı kısaydı.

Kocaman gülümsedim. Yapmacık bir sırıtıştı bu. "Aynen seni bekliyordum."dedim ona doğru yaklaşırken. "Oğuz gelse de her yer bir ego koksa diyordum tam da."

''İşte geldim bebeğim.''

"Bebeğin miyim gerçekten?"diye sordum boynumu bükerek ona baktım. Sevgiye aç ve muhtaç gibi davranıyordum bu ekipteki insanlara çünkü onların bana olan sevgisini duymak hoşuma gidiyordu. Sevgiden besleniyordum,bizim çocukların sevgisinden.

"Değilsin,eşek kadar kızsın!"diyerek beni bozmuştu adi herif. Kaşlarım çatıp kötü kötü bakmakla yetindim ona. O ise tüm kötü bakışlarıma rağmen kolunu boynuma dolayıp benim koltuğunun altına almıştı sanki. Ağzı olumsuz konuşsa da hali ve tavrı onun bebeği olduğumu gösterir gibiydi çünkü bebek sever gibi yanaklarımı falan sıkıyordu. Oğuz bu kadar sevgi doluysa altında kesin başka bir şey vardı kesin! ''Oğuz derdin ne bırak beni.'' diyerek çırpındım elinin altında.

Oğuzu ne kadar iyi tanıdığımı onun derdini sorgulamamdan hemen sonra bana "Miraç sana bir şey anlatacağım."diye karşılık vermemden görebilirsiniz. Ciğerini biliyordum ciğerini,boşuna böyle sırnaşmıyordu bu. Bu kadar sevgi dolu ve enerjik bir kombinasyon içerisindeyse bu çocuğun kesin bir derdi,çıkarı,işi vardı.
Hâlâ elinin altında olduğum için bir göz teması kuramıyorduk derdinin ne denli büyük olduğunu yüzünden anlayamıyordum haliyle. "Önce boynumu bırakarak anlatmaya başlayabilirsin dağ ayısı!"diye çıkışarak bir karşılık verdim ona.

Boynumu daha çok sıkarken ''Ben sana bebeğim diyorum sen bana ayı diyorsun,hayvan diyorsun. Alınıyorum ama bak!'' diyerek beni rahat bırakmamakta ısrar etmesine karşılık olarak harp okulunda aldığım dövüş teknikleri eğitimini devreme karşı kullandım ve dirseğimi karnına geçirip ellerinden kurtulmayı başardım. Oğuz yalandan kıvranırken hemen karşısına geçtim. Toplu olan saçlarımdan çıkıp yüzüme gelen bir kaç tel saçımı yüzümden çekmek için ellerimi kullanmak yerine nefesimi hızlıca yukarıya verirken ellerimi belime koydum. Saçlarım havalanmış ve tekrar olduğu gibi yüzüme gelmişti bu işte de başarısız olmuştum.Bu işi nefes vermekle halledemeyeceğimi anladığım için elimin birini belimden çekerek saçlarıma götürdüm ve iki üç tel saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. O sırada Oğuz kıvranmayı kesip ayağa doğruldu.

Aşk'a Uçan KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin