KARANLIK(4)

130 17 0
                                    

(Multimedia Ceyhun TÜRKAY)

*****

Son bir haftadır, o sikik, saçma sapan cafeye kontrol amaçlı uğrayıp duruyordum. Sebebi ise, annemin 'kendi işim olsun ' tutkunluğuydu. O kadar paraya sahipken neden saçma sapan işlerle uğraşmak istediğini bir türlü anlamıyordum. Şimdi ise bir haftadır hasta, yatağında dinleniyordu. İyi ki basit bir nezleydi, yoksa annemi de babam gibi kaybedemezdim... Düşünceleri hemen aklımdan savuşturdum. Böyle bir şeyin aklıma gelebilmesi bile saçmalıktı.


Aklıma gelebilecek tüm küfürleri yolda sıralarken cılız bir bedenle çarpıştım. Refleks olarak elim koluna gittiğinde, son anda tutmayı başarmıştım. Kafamı çevirdiğimde, siyahlar içindeki o narin bedenle karşılaştım. Ardından kafasını kaldırıp; o parlak, yeşil gözleriyle benim bal rengi gözlerimi birleştirdi. Bu kızı sanki önceden de görmüştüm. Kafam saçmalıklarla o kadar çok doluydu ki artık hiçbir şeye dikkat edemiyor ve kestiremiyordum.


Arya'dan

Cafedeki adamı görmemle gözlerim neredeyse yerinden fırlıyordu.Hem gerilmiş, hem de utancımdan pancara dönmüştüm. Kafamı kaldırıp baktığımda, gözlerine odaklanıp onu biraz da olsa çözebilmeyi hedefledim. Ama hiçbir şey alamamıştım o sır dolu, bal rengi gözlerinden.


Yaşananlar, insanın nasıl biri olması gerektiğini belirler ya hani. İnsanların gözlerine bakarak ne düşündükleri, neler yapabilecekleri, hal ve hareketlerine göre analiz etmeyi yavaş yavaş öğrenmiştim artık.Ama bunu ona karşı neden yapamıyordum ? O, kapalı bir kutudan ibaretti. O kadar keskin ve belirsiz bakıyordu ki; duvarlarının arkasında anlaşılması zor bir yapıya sahipti, ulaşılması zordu.


Gözlerimin önünde bir elin sallandığını henüz idrak edebilmiştim.


" Heyy ... Yaşıyor musun ? "Gözlerimi kırpıştırdım,o anki dalgınlıkla ağzımdan bir 'Ha?' sesi çıktı ve elimdeki poşetlerden biri yere düştü. Ben kendi kendime söylenirken o sesle birlikte tüm devrelerimin yandığını hissettim. Allah'ım o nasıl bir kahkahadır. Gözlerinin kısılışı, o biçimli dişleri ve kahkahasının arasında o kaslı göğsünün inip kalkması...Benim; yıkılmaz dediğim ciddiyet o anda bozulmuş muydu ? Duvarların arkasındaki o adam kafasını uzatıp bana mı bakıyordu? Yoksa ben kendimi mi avutuyordum .


Utancımdan iyice kızarırken kaşlarımı çattım"Ne gülüyorsun be ! Çok mu komik ? İnsanlık hali, Allah Allah... " Ben bunları söylerken o hala gülüyordu . Acaba adama nazar mı değdirdim diye düşündüm kendi kendime. Ne saçmalıyorsun Arya. İyice Ceyda'ya benzedin. Ben kendi iç sesimle savaşırken, o gözlerinin kenarlarındaki, gülmekten birikmiş yaşları siliyordu.



"Kızım ne güldürdün beni ya. " Bir yandan karnını tutuyor diğer yandan nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.

Artık yüzüm, utanmaktan patlıcan morunun rengine dönüş yapmıştı.

"Hem sakar hem utangaç. " Derin bir nefes alıp yine eski ciddiyetine büründü. Ben ise ona kaşlarımı çatabildiğim kadar çatmış, nefretle bakıyordum.


Bir anda üzerime gelmesiyle nefesimi tuttum ve ne olduğunu idrak etmeye çalıştım. Elini kaldırdığında tam ağzımı açacaktım ki parmağıyla burnuma vurup "Eve giderken dikkat et yeşil gözlü sakar . " diyip yürümeye başladı.Dediklerini sonradan anladığımda arkasından çemkirmeye başladım. " Kimmiş sakar ,ben mi ? Hadi ordan bee ! " Arkasını döndü ve göz kırptı. Oha! Göz mü kırptı o ? Kafamı iki yana salladım ve ayaklarımı vura vura eve yürümeye başladım.

GÖLGE GÖZLERWhere stories live. Discover now