GEÇMİŞİN İZLERİ(7)

75 7 1
                                    

                                 Gökhan'dan

Birinin gözlerinin içine bakmak ne ifade edebilir ki? Yıllar önce en sevdiğin kişiyi kaybetmişken, şimdi bu 'sevgi' adındaki duygunun farklı ve daha yoğun bir şekilde filizlenmesi ne anlama gelir ? Ya da olabilir mi?

Şuanda, bir su kadar berrak, yeşil bir safir kadar güzel gözlere bakıyordum. Her geçen saniye ona daha çok yaklaşıyordum. Dudaklarımızın her bir santim yakınlaşmasıyla onu daha çok öpmek istiyordum.

Nefeslerimizin birbirimizin dudaklarına çarpışı, onun ve benim kalp atışlarımız ve hızlanan nefeslerimiz... Dudaklarımız artık birleşmek için isyan edercesine titriyordu. Dudaklarının tadına bakmak için daha da yaklaştım ve ... yakınlardan gelen bir melodi yaşanan tüm yoğunluğu dağıtarak silkelenmemize neden oldu. Arya'nın yüzü yakınlaşmadan olsa gerek kızarmıştı. Bu kız tam anlamıyla bir masumdu. Onun bu hali tebessüm etmeme neden olurken elimi ceketimin cebine attım. Arayan adamlarımdan, sağ kolum Cenk'ti. Kafamı ekrandan çevirip Arya'ya elimle bir dakika yapıp telefonu kulağıma götürdüm ve arabaya doğu yürümeye başladım.

"Evet Cenk ? "

"Abi, Seval teyzenin ateşi çıkmış."

"Doktor çağırdınız mı ?"

"Evet abi. Kazım söyledi, ilgileniyorlarmış."

"Tamam. Şimdi siz beni çıktığımız dağın başında bekleyin, işiniz var. "

"Tamam abi." Siktiğimin orospu çocukları yüzünden yanımda adamlarımı taşıyordum . Evin etrafındaki korumalar da cabası.Kötü bir mafyadan ziyade iyi biriydim.Tabi öldürdüğüm şerefsizleri saymazsak.Birçok düşman edinmiştim. Kendimi ve babamdan bana kalan en değerliği varlığımı, annemi korumam lazımdı. Aklıma annemin gelmesiyle hemen arabaya bindim. Arya ise hem hayran hem de korkak bakışlarla manzaraya dalmıştı. Kornaya basmamla Arya'nın sıçraması bir olmuştu. Bu benim piç bir şekilde gülmeme neden olurken, o çatık kaşlarla arabaya doğru geliyordu. O arabaya binmeden arabanın klimasını açıp koltuğa oturmasını bekledim.

Arya'dan

Arabaya binmemle, arabanın klimasından gelen sıcak havayla birlikte gevşemiştim. Aklıma bundan birkaç dakika önce yaşanan o yakınlaşma gelince, beyaz tenimden alevler fışkırmaya başlamıştı bile. Gökhan arabayı çalıştırıp yola doğru sürerken bende soğuk olan ellerimi yanaklarıma götürüp birazda olsa bu sıcaklığın geçmesini bekliyordum. Ardından Gökhan'a yandan bir bakış atarak onu izlemeye başladım. Araba kullanırken kaşlarını çatıyordu ve dolgun dudakları geriliyordu. Yola kilitlenmiş ve tüm algılarını dış dünyaya kapatmış bir görüntüsü vardı. Taşlı yoldan çıkıp düzlüğe geçtiğimizde, buraya geldiğimizdeki hızın aksine daha hızlı gidiyorduk. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi devirerek;

"Arabayı biraz yavaş sürersen hani ? Kaza falan yapma riskimiz azalır." Dalga geçerek söylediğim cümleye karşılık yandan ciddi bir bakış atıp, dikkatini tekrardan yola verdi. Bende biraz utangaç, biraz mahçup bir şekilde cama sinip yolun bitmesini beklemeye başladım. Tepenin sonuna indiğimizde, biraz ileride üç tane, siyah, son model araba vardı. Boş verip yolu izlemeye devam ederken; tam arabaların ortasında durduk. Gökhan'a 'ne oluyor' bakışı attığımda beni takmadan arabadan çıkmıştı. Ben ise kaşlarımı çatmış ' ne yapıyor bu asalak ' diye içimden geçirmekle meşguldüm.

Diğer arabaların kapıları açılıp içlerinden siyah takım elbiseli adamlar çıkmaya başladığında korku tekrardan varlığını hissettirmişti. Bu adamlar da neyin nesiydi şimdi...

Biri dışında adamların hepsi başını öne eğmiş itaatkâr bir şekilde dikiliyorlardı. Gördüklerime anlam veremeyince arabadan çıkıp yanlarına gittiğimde Gökhan'ın ve yanında konuştuğu adamın bakışları beni buldu. Gökhan ne tür bir iş yapıyordu? Veya bu adamları nereden tanıyordu ? Düşüncelerimle savaşırken silkelenip çekingen bir tavırla boğazımı temizledim.

GÖLGE GÖZLERWhere stories live. Discover now