ÇARESİZLİK(9-2)

44 5 0
                                    


Adamın gözleri yine, kendisinin cenneti olarak adlandırdığı su yeşili, duru bakışları arıyordu. Sabahtan akşama kadar, güzelim Arya'sının kızıl bir sürtük tarafından sürüklendiğine tanık oluyordu. Arya'sının yorgun ve bitkin bakışları adamın canını sıkmaya yetiyor da atıyordu bile. Elinde olsa, onu kollarının arasına alır, başını okşayarak, yavaş yavaş uykuya dalmasını beklerdi.

Adam, derin bir iç çekti. Yaklaşık bir-bir buçuk saattir kuaförün önünde bekliyordu. En sonunda kapıda bir hareketlilik görünce yerinde doğruldu . İlk olarak Arya'nın, sürtüğü andıran arkadaşı çıkmıştı. Gözleri hala cennetini ararken, göremeyince içini hafiften bir telaş kapladı. Neden bu kadar fevri düşündüğünü de anlamıyordu. Sonuçta orası bir bayan kuaförüydü ve kadınlar orada bir tür...

Biraz düşündü. Fakat orada neler olabileceğini bilemeyince" garip şeyler " diye geçirdi içinden.

Hevesle birkaç dakika daha bekledi.Fakat kapının girişi hala boştu. Arkadaşı da bir taksiye atlayıp çoktan gitmişti.

Adam beklemeye devam etti. Dakikalar ilerledikçe Arya için meraklanıyordu. Ona, o kadar çok hasret kalmıştı ki...her dakika, hatta her saniye o masum yüzüne bakmak ve onu her bir zerresine kadar ezberlemek istiyordu.

Arya'yı gördüğünde, nefesi kesilmişti. Gözlerini kocaman açmış, sevdiği kadını hayranlıkla süzüyordu. Onu bugün ,bu şekilde görebileceğini tahmin edememişti. Aslında onu her haliyle beğeniyordu. Bugün farklı olan tek şey , sadece biraz bakıp yaptırmış olmasıydı. Onun dışında Arya, hala aynı Arya'ydı ve ona aitti.

Arya'sının görüş alanından uzaklaştığını fark edince, düşüncelerini ve hayranlığını bir kenara bırakıp, O'nu takip etmeye başladı . On beş dakikanın ardından, bir barın önüne gelmişlerdi. Arya kapıdan girdiğinde, adam da onun arkasından sessizce içeriye süzüldü . Meleği çoktan oturmuştu bile. Genç adam sağına ve soluna baktı. Arya'sını rahat bir şekilde göreceğini düşündüğü , sol köşedeki deri koltuklara ilerledi. Sıkıntıyla nefes alıp, umursamaz bir şekilde kendisini koltuğa bıraktı ve Arya'yı dikkatle izlemeye başladı. Gözlerini, odaklandığı yerden kısa bir süreliğine ayırdığında, ona açlıkla bakan birkaç adam gördü. "Orospu çocukları!" diye nefretle geçirdi içinden. Bakışları Arya'ya dokunan adamı bulduğunda, beynine giden ani kan çıkışını tüm sıcaklığıyla hissetti. Kafası, olan basınçtan dolayı neredeyse patlayacaktı. Gözleri irileşmiş ve yumrukları bir taş kadar sertleşmişti. Derin derin nefesler alarak "Şimdi olmaz." Diye sürekli geçiriyordu içinden. Gözlerini sıkı sıkıya yumdu. Derin nefesler almaya devam ederek kendini rahatlatmayı umuyordu. Dayanamayıp gözlerini aniden açması, yine o manzarayı görmesine neden oldu.

Sakinleşmesi gerekiyordu. Eğer sakinliğini koruyamazsa çok kötü şeyler olacaktı. Ne kadar zor olsa da kafasını başka bir tarafa çevirdi. Birbirleriyle hoyratça yiyişen çiftleri gördüğünde hoşuna gitmek yerine midesini bulandırmıştı. O sırada duyduğu yüksek ses, kafasını hiddetle çevirmesine neden oldu.

Arya, adama nefretle bağırıyor ve kinini küfürlerle birlikte arsızca belli ediyordu.

Meleğinin ağzından çıkan o sözlere karşı gözleri gereğinden fazla büyümüş ve ağzı hafif aralanmıştı. Şaşkınlığını gizleyemiyor, bunu dışa vurmaktan da ilk defa çekinmiyordu. Arya'ya şaşkınlığından ziyade, bir kez daha onun o vahşi ve asi yapısına hayran kaldı. Yüzünü belli belirsiz bir tebessüm aldığında " İşte benim asi meleğim." Diye fısıldadı.

Arya ayağa kalkıp içkilerin parasını ödediğinde, genç adam da yayıldığı deri koltuktan doğruldu. Arya lavaboya doğru ilerlerken, ona dokunan adamın de arkasından gittiğini gördü. Hızlı adımlarla adama ulaştı ve kolunu tutarak kendisine bakmasını sağladı. Adamın gözleri sinir bozucu bir baygınlıkla kendisine bakıyordu. Dişlerinin arasından konuşmaya başladı.

GÖLGE GÖZLERWhere stories live. Discover now