ÖZGÜRLÜK(6)

75 10 3
                                    

Arya'dan

Cafeden çıktığımda saat henüz 16:00'dı.Etrafa bakınıp ne yapacağımı düşünürken yaşananları gözden geçirip, yaşanacaklara kendimi hazırlamalıydım. Kafam o kadar çok doluydu ki; artık hiçbirşeyi idrak edemez duruma gelmiştim.Ruhum sıkışıyor ve kendimi uçsuz bucaksız bir çıkmaza sürükleniyor gibi hissediyordum.

Düşüncelerimle savaşırken; cafeye erken gidip bir müşteri gibi takılmak istiyordum. En azından mesaim başlayana kadar...

İlerideki durağa kadar yürüyüp boş bir taksiye bindim ve cafenin adını söyledim.

Taksi, cafenin önünde durduğunda Murat abi kapının yanındaki duvara ayağının birini dayamış sigara içiyordu. Beni görünce, sonlarına gelmiş olduğu sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi.

Ellerimi cebime sokup Murat abiye doğru yürümeye başladım. Murat abi kollarını açıp muzip bir ifadeyle;

"Ooo Arya Hanım, siz sabahları buranının yerini bilir miydiniz yaa." Ben gözlerimi kısmış Murat abiye bakarken o da benim sinir olmamdan keyif alarak sırıtıyordu. Bakışlarıma dayanamamış olacak ki elini omzuma koyup yavaşça sıktı." Tamam tamam küçük cadı."

Ben cadı demesine daha da sinir olurken o da daha çok gülüyordu. Suratımı asabildiğim kadar asıp, birlikte içeri girdik. Ceyda yine kasadaki yerinde, müşterilerin hesap işlerini hallediyordu. Beni görünce başta bakakalsa da sonra kasayı bırakıp yanıma koşarak geldi ve sarıldı.Öyle çok sıkıyordu ki dışarıdan bakan biri yıllardır görüşmediğimizi sanardı. Boğulmaya yakın, Murat abi Ceyda'yla bizi ayırıp onu kasaya gönderdi. İçimden Murat abiye minnetlerimi iletirken masalardan birine oturduk.

Ben ellerimle oynarken kafamı kaldırıp Murat abiye baktım. O da bana 'ne oldu' der gibi bakıyordu. Ben de kafamı 'bir şey yok' dermiş gibi sallayıp tekrar önüme eğdim. Murat abi boğazını temizleyip;

"Aryacım seni dinliyorum." Ben gözlerimi kocaman açmış ona bakarken soruyu sonradan idrak ediyordum.

"Haaa... Bir şey olmadı ki. Yani ne anlatayım." Murat abi gözlerini kısmış bana bakarken bende ona bakıyordum. Sonra dayanamadım ve

"Offf... gerçekten bir şey yok. Sadece buraya gelip biraz kafa dağıtmak istedim." Tek kaşını kaldırıp bakınca, doğruyu söyleyip söylemediğimi tartıyordu. Sonra derin bir nefes alıp;

"Peki küçük hanım, dediğiniz gibi olsun bakalım." Sonra ayağa kalkıp bana bir müşteriymişcesine;

"Öhhöm, ne alırdınız hanımefendi ? " Ben kendimi gülmemek için zor tutarken, onun gibi rolüme bürünüp;

"Sanırım bir sütlü kahve alacağım."

"Hemen geliyor efendim." Murat abinin gitmesiyle birlikte dün olanlar yine aklıma gelmiş beni rahatsız ediyor, çıkmaza sürüklüyordu. Kimden yardım alabilirdim veya bu işin sonu ne olacaktı kestiremiyordum. Ruhsal ve bedensel açıdan o kadar çok çökmüştüm ki kendimi bile tanıyamaz olmuştum. Eski, güçlü,yıkılmaz Arya'ya noldu ? sorusunu sık sık kendime sorar olup bir cevap bulamaz olmuştum.

Düşüncelerimi; masaya konan kahve kupası dağıtmıştı. Murat abi yine karşıma oturup;

"Eee... anlat bakalım. Bu akşam repertuarından neleri söyleyeceksin." Kendimi toparlayıp ellerimi kupanın etrafına sardım.

"Şey... aslında bilmiyorum ama aklımda birkaç parça var. Sürpriz olması abimiz tarafından sorun olur mu ? " gözlerimi büyüterek Murat abiye bakıyordum. O da duruşuma kahkaha atıp;

GÖLGE GÖZLERWhere stories live. Discover now