Ergen

109 3 0
                                    

Zanda

Babamın korsanlar hakkında anlattıkları gerçekten de muhteşemdi. Bir gün ben de onun gibi olacağım onun gibi korkusuz gir kaptan. Ama ben asla onun gibi acımasız bir korsan olmayacağım. Benim canımın istediğini öldürmek gibi bir takıntım ya da isteğim yok. Ben babamdan daha iyi bir korsan olacağım. Ben korkulan ve korkudan saygı duyulan biri olmayacağım, ben sadece saygı duyulan bir korsan olacağım benden tek korkan İngilizler, Fransızlar, İspanyollar ve diğer korsan düşmanı devletler olacak. Babam gemiyi anlatmaya başladı.

J- Evet Zanda bu geminin adı Jolly Roger. (Üzgünüm arkadaşlar önceki bölümde yanlış yazmışım.) Anlamı;

Jolly Roger, Avrupalı ve Amerikalı korsanların geleneksel bayrağıdır. Siyah arka plan üzerine bir kurukafa ve çarpı oluşturan bir çift kemik şeklinden oluşur. Yine de korsanlar arasında birçok farklı şekli var olmuştur.

Geminin senin deyiminle kıç kısmında asıl deyimiyle PUPA kısmında geminin adına yaraşır bir şekilde kaptan şapkalı bir kurukafa ve çarpı oluşturan bir çift kemik bulunmaktadır. Gemide 40 adet top vardır. Bunlar sancak tarafında 20 top, iskele tarafında 20 top olmak üzere ikiye ayrılır. Bunları dörde ayıracak olursak güvertenin sancak tarafında 10 top, güvertenin iskele tarafında 10 top, mürettebatın kamara bölümünün iskele tarafında 10 top, mürettebatın kamara bölümünün sancak tarafında 10 top bulunmaktadır. Toplamda 7 yelkeni olup yelkenleri açınca 12 mil hıza çıkmaktadır. 1 kaptan kamarası, bir misafir kamarası, 1 çalışma odası, 1 mutfak, 1 hazine odası, 1 zindan ve orada toplam 3 kafes var, 1 erzak yeri bulunmaktadır. Alt güvertede mürettebat için ayrılmıştır. Benim gemim bu kadar. Tıpkı diğer gemiler gibi normal bir korsan gemisi işte.

Z - Bu gemide hazine odası olduğundan ilk defa haberim oluyor. Hazine odası nerede?

J- Bu gemiyi yapan ile kaptan arasındaki bir sırdır. Ki gemiyi yapan adam çoktan öldü. Yani bunu sadece ben biliyorum ve kızım bile olsan sana hayatta söylemem. Çünkü bu bir sırdır. Ve bildiğin gibi iki kişinin bildiği sır asla sır değildir. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Z- Evet baba gayet iyi anladım.

J- Anlatacağım konular bu kadar şimdi uyumaya gidebilirsin.

Z- Aslında baba sana sormak istediğim bir şey var.

J- Ne?

Z- Bana Peter Pan'ın hikâyesini anlatır mısın? Ama bu hikaye senin ağzından olmayacak ya da senin görüşlerine göre olmayacak.

J- Aslında eskiden daha timsaha yem olmadan yarım saat falan önce geçici bir korsanımın anlattığı bir hikaye vardı. Sana onu anlatıyım. Bu bir çocuğun gözündendi nasıl olsa.

Z- Korsan bir çocuk mu?

J- Evet. Adı da Red- Handed Jill. Ama asıl adı Wendy Moira Angela Darling.

Z- Ne yani bir kız mıydı? Onunla tanışmayı çok isterim. Adada mı yaşıyor? Onu görmedim.

J - Hey hey hey yavaş ol. Evet o bir kızdı. Ve hayır adada yaşamıyor. O Pan'ın Londra'dan getirdiği bir kız çocuğu. Peter onu seviyordu. Ben de Peter'e ulaşmak için onu bir süre kullandım. Bu sırada da o korsanlık deneyimi kazandı.

Z- Adını sen mi koydun?

J- O seçti.

Z- Görevi neydi?

J - Hikaye anlatmak. Şimdi başka bir sorun daha yok ise hikâyesini anlatacağım.

Soru sorarcasına bana baktı.

Z- Hayır yok.

J- Güzel o halde anlatmaya başlıyorum.

Evvel zaman içinde Peter Pan adında bir çocuk varmış. Hiç büyümemeye karar vermiş. Böylece korsanların olduğu Neverland'a uçmuş. Peter Pan bu adada çok eğlenmiş. Ama orada çok yalnızmış. Bir Wendy'e ihtiyacı varmış.

Z- Wendy mi? Neden Wendy?

J- Hikayelerini seviyormuş.

Z- Hangileri?

J- Cinderella , Snow White And The Seven Dwarfs, Sleeping Beauty.

Z- Aşk hikayeleri mi?

J- Aslında evet ama Wendy'e göre iyilerin kötüleri yendiği maceralar. Hepsi bir öpücükle bitiyor.

Z- Bir öpücükle. Demek ki sandığı kadar küçük bir çocuk değilmiş. Bu demek oluyor ki evinden çocukken kaçmamış, ergenlik zamanında kaçmış.

J- Evet sanırım öyle. Bu demek oluyor ki senin ona aşık olma gibi bir ihtimalin olduğu gibi onunda sana aşık olma gibi bir ihtimali var. Artık o adaya gitmeni yasaklıyorum Zanda.

Z- Ne hayır. Affedersin baba ama o çocuğu bugün gördüm ve sandığın kadar etkilenmedim. Aslını söylemek gerekirse hiç etkilenmedim.. Deniz erkekleri bile ondan daha akıllı. Ki baba biz denize erkeklerinden söz ediyoruz. Onlar aptaldır, geri zekalıdır, onlarda beyin bulunduğundan herkes şüphelidir. En azından yüzde doksan beşinin akılsız olduğunu sana söyleyebilirim.

J - Geriye kalan yüzde beşi ne?

Z- Yüzde üçü büyük ihtimalle öldü. Geriye kalan yüzde ikisi daha derin sularda yaşıyor yani bulmak ya da görmek imkansız gibi bir şey.

J- Ama sen uzun kuyruğun sayesinde o derinliğe kadar inebiliyorsun sanıyordum?.

Z- İnebiliyorum ama yine de onlarla konuşmuyorum.

J- Neden?

Z- Deniz erkeklerinin akılı fikirleri yemektedir de ondan.

J- Bu arada onları neden doğum günü partine davet etmedin?

Z- Çünkü onların tek düşündüğü şey yemek yemektir ve onlar erkek cinsinin kanını içmezler ya da erkek cinsinin eti ile beslenmezler. Onlar kadın cinsinin kanını içerler ya da kadın cinsinin etini yerler.

J- Peki öyle olsun. Benim uykum geldi hadi iyi geceler.

Z- İyi geceler baba. Bu arada yasak kalktı değil mi adaya gidebilirim artık?

J- Evet kalktı. Adaya gidebilirsin.

Odadan çıktım. O odadan çıkmamın beni bu kadar mutlu edeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Ağızımdan yanlışlıkla Peter Pan'ın yüzünü gördüğümü kaçırdım ve daha sonra konuyu deniz erkekleriyle öyle bir bulandırdım ki babam daha dediğimi idrak edemeden kafası allak bullak oldu. Ben de kendi kamarama gidip üzerimi değiştirdim ve diğer işlerimi halledip yatağa girdim.

S- Ee babanla ne konuştunuz?

Z- Korsanlık işleri.

S- Peki. Sence Peter Pan nasıldı?

Z- Hoş biri gibi duruyor ama benim kafam değil.

S- Emin misin?

Z- Evet. Bence o akılsızın teki.

S- Ama bu çok normal özellikle de onun için, o nasıl olsa bir çocuk.

Z- O çocuk değil.

S- Hayır o çocuk. Unuttun mu baban sana anlatmıştı.

Z- Evet ama babamla bugün onun hakkında tekrar konuştuk ve onun duyguları olduğunu öğrendim.

S- Ee ne olmuş yani?

Z- Çocukların duyguları olmaz onların masumiyeti olur. Masum bir sinir, masum bir sevgi. Ama sadece bu kadardır. Peter, Wendy'e karşı beslediği duygular onun çocuk olmadığını kanıtlıyor. Üzgünüm Silvermist ama Peter Pan bir çocuk değil. O, ergenlik çağına girmiş bir genç.

HOOK'UN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin