Yolculuk

88 6 0
                                    

Silvermist ile o konuşmanın ardından uyuya kalmışız. Sabah kalktığımda Güneş daha yeni doğuyordu. Üzerimi değiştirdim. Diğer işlerimi halledip Silvermist'i uyandırdım. Oda günlük işlerini halledince beraber güverteye çıktık.

Bay Smith- Günaydın Zanda. Günaydın Silvermist.

Zanda - Günaydın Bay Smith.

Silvermist - Günaydın Bay Smith

J. Hook- Bay Smith hala çayım gelmedi?!!!

Bay Smith - Getiriyorum Kaptan.

Zanda- Ne oluyor Bay Smith?

Bay Smith- Babanızın biraz keyfi yokta. Sanırım bütün gece uyumadı. Çalışma odasından hiç çıkmamış sabah odaya girdiğimde kitaplığını karıştırıp kendi kendine bir şeyler diyordu ama ben de anlamadım.

J.H.- BAY SMİİİTH!!! ÇAYIM NEREDE?!!!

Bay Smith- Geliyorum Kaptan!

Bay Smith- Neyse ben gitmeliyim kızlar. Kaptanı daha fazla bekletmek olmaz.

Silvermist - Görüşürüz Bay Smith.

Bay Smith çoktan merdivenlerden yukarı çıkmıştı ama. Acaba babamı ne bu kadar sinirlendirdi. Tamam babamın yapısı normalde sinirli ama yinede hiç bu kadar yüksek sesle bağırdığını duymamıştım.

Silvermist- Acaba ne oldu? Gidip baksak mı?

Zanda- Yok bence pek iyi bir fikir değil.

Silvermist - Peki o zaman ne yapalım?

Zanda- Güzel bir kahvaltı.

Silvermist - Peki kahvaltıda ne yiyelim? Deniz kızı yemeği mi yoksa insan yemeği mi?

Zanda - Kaptan olma çalışmaları başladığına göre insan yemeği olsun.

Silvermist - peki insan yemeğini nereden bulacağız?

Zanda - Şaka yapıyorsun değil mi?

Silvermist - hayır.

Zanda - Mutfakta bulacağız. Mutfak nerede diye sorma bayılırım şimdi.

Silvermist - Bayılma ama bilmiyorum yani. Ama bu çok normal ben bu gemiye yeni geldim. Ama sen bu gemide doğup büyüdüm. Bu yüzden benim bilmemem çok normal.

Zanda - Peki pardon özür dilerim. Ama bazen sanki sen de benimle burada yaşamışsın da her zaman hayatımın bir parçasıymışsın gibi hissediyorum. Ama bu çok normal. Hayatımda öyle bir yerin oldu ki her anımda yanımda olman, yanımda olmadığın anlarda bile senin yanımda olduğunu düşünmeme sebep oluyor. Şu anda sana sarılmak isterdim ama seni inciteceğimden korkup sana sarılamıyorum.

Silvermist - küçülüp sarıl.

Zanda - aa doğru ya.

Hemen küçüldüm ve birbirimize sarıldık. Ardından tekrar normal boyutuma geldim ve birlikte mutfağa gittik. Güzel bir kahvaltı ettikten sonra Karakale'ye gittik. (Karakale : Kaptan Hook'un keşfettiği ve burada eserine eziyet çektir değer. Aynı zamanda Zanda'nın annesi Maria, Kaptan Hook'un sağlığına tekrardan kavuşması için ona burada bakmıştır.) Orada Silvermist ile benim özel odamız vardı. Kayalıkların içinde duvarları buzdan bir oda. Burası Silvermist ile benim özel hazinelerimiz vardı. Burada babamın çöpe attığı haritalar vardı. Burada annemin bana verdiği mücevherler vardı. Burada hep sahip olmak istediğim geminin çizimi ve odaları hakkında olmasını istediğim her şeyin bilgileri vardı. Burada öğrendiğim her su bükme hareketinin kağıt üzerinde anlatımı vardı. Burada Silvermist İle yaptığımız ilk gerçek elmas vardı. Burada Silvermist'in bütün özel eşyaları vardı ki onları bana bile göstermedi. Anlayın artık ne kadar özel. Özetle burada biz vardık. Dış dünyadan tamamen kopuk biz.

HOOK'UN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin