Londra'da İlk Gün

90 4 0
                                    

Yeni bölüm yazmayı çok geciktirdiğimi biliyorum. Bunun için sizlerden çok özür dilerim ama 12. sınıf olarak ygs ve lys ye çalışıyorum ve bu benim için gerçekten de zorlu bir dönem. Şimdiden anlayış gösterenlere teşekkür ederim.

Zanda

1 hafta sonra

Tam 7 gündür Silvermist ile yoldayız. Arada suyun üzerine çıkıp nefes alıyor ve aynı zamanda gemileri yağmalıyorduk. Şu aralar geçici bir mürettebat edindim. Düşündüm ki genç mürettebatıma denizciliği öğretecek tecrübeli bir mürettebata ihtiyacım vardı. Bu yüzden yağmaladığım gemilerden farklı mevkilerden 5'er denizci seçip gemime almaya başladım. Geçici mürettebatım denizkızlarımdan bir hayli korktu. Üstüne benim yeteneklerim etkilenince bir kaç kişi akıllını yitirdi. Sonra da gemiden atılıp denizkızlarına yem edildiler.

Pazartesi bir okula başlayacağım. Lise dördüncü sınıfa gideceğim. Şansıma karma bir okul olacak. Buraya gelene kadar yaşadığım her şeyi günlüklerime bir bir işledim. Londra'ya göre bugün Cumartesi. Tam iki gün sonra başlayacak okulum. Acaba nasıl olacak, diye düşünmeden edemiyorum. Şık olamayacağımı biliyorum ama elimden geldiğince çok erkeği kendime âşık etmeye çalışacağım. Böylece kendi istekleriyle benim mürettebatının bir parçası olacaklar. Bunu denizkızı arkadaşlarımdan öğrendim. İstemeseler de insanları, özellikle erkekleri etkileyebiliyormuşuz. Daha çok etkilemek için şarkı söylememiz yetermiş. Bunu yapmam lazımmış ayrıca. Çünkü denizkızları ve deniz erkeklerinin bana olan saygısı insanları gemiye aldıkça azalıyormuş. Çünkü onları etkilemek için elimden gelen her şeyi yapmıyormuşum ve bu da onları zamanla bana karşı gelmelerini sağlayacak bir etkenmiş. Bence haklılar. Çünkü zaten ben bu olanları gözlerimle görmeye başladım. Deniz erkekleri çoğu zaman bana karşı öfkeli davranıyorlar ve yeni- genç denizkızları bana sürekli karşı gelip atar yapıyorlar. İşte bu yüzden bu Londra Okulu işine çok iyi gözlerle bakmaya başladım. Ama şu iki gün içerisinde kendime kalacak bir yer ayarlamalıyım. Gemide de kalabilirim ama insanlar şüphelenmeye başlayabilir ve askerler beni korsan olduğum için tutuklayabilirler. Gemiyi suyun altına koyup kendim karaya çıktım. Sabahın erken saatlerinde buraya gelip çamaşır iplerinden aldığım kıyafetler üzerimdeydi. Hemen kıyı tarafında bir ev bakmak için liman boyunca gezdim. Küçük idare edilebilecek tahtadan bir kulübe gördüm ve şansıma boştu. Hemen yan tarafındaki evden kulübeyi ve kim ait olduğunu sormak için kapıyı çaldım. Kapı açıldı. Kapıdan iri kıyım bir adam çıktı.

Y - Evet madam?

Z - Ben yandaki kulübe için kiminle konuşacağımı bilip bilmediğinizi sormaya geldim.

Y - Ev sahibi benim madam.

Z - Bu harika. Orayı bana kiralar mısınız?

Y - Elbette ki madam ama kirası maalesef sizin ödeyebileceğimiz bir miktarda değildir. Tabi kirayı başka bir şekilde ödemek istersiniz size hiç hayır diyemeyeceğim.

Z - Ne demek istiyorsunuz?!!!

Umarım sandığım şeyden söz etmiyordur yoksa buna kesinlikle pişman olur.

Y - Demek istediğim kiralasın bedelini bedeninizle ödeyebilirsiniz.

Ben bu adamı sikerim var ya benim gibi birine nasıl böyle bir şey söylemeye cesaret eder. Piç herif.

Z - Gerek yok ben parası neyse veririm.

Y - Öyle mi o zaman 1000 altın.

Aşağılık herif bile bile çok söyledi. Neyse ki ben bir korsanım. Para bana ait değil. Ayrıca sanki ben o parayı ondan tekrardan çalmayacağım.

HOOK'UN KIZIWhere stories live. Discover now