15 - "Vahşet bu... Katil bu kadın..."

543 71 3
                                    


Meral elindeki kağıdı okumaya devam ederken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Son cümlenin ardından oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve koşarak odayı terk etti. Efgan ve Rıfat ise başlarını önlerine eğmişti. Sanırım yaşaran gözlerini benden gizlemeye çalışıyorlardı. Selim'in de odayı neden apar topar terk ettiğini anlamıştım. Anlaşılan o ki, itirafı okumuş birisi olarak tekrar dinlemek istemiyordu.

Kadının itirafı beni de derinden etkilemişti fakat bu iki genç adamın yanında güçlü görünmeye çalışıyordum. Kendimi sıktıkça göğsümün tam ortasına yerleşen ağrı etkisini arttırıyordu.

"Vahşet bu... Katil bu kadın... Şu an İtiraf Avcısı'nı yakalamış olsak alnından öpesim gelir." dedi Rıfat yere bakmaya devam ederek.

"Saçmalama." diyebildim sadece.

"Yasaklanmalı abi... Bunun adı cinayet. Kanun çıkartılmalı bunlar için."

Yasak düşmanı Rıfat'ın bu sözleri, yaşadığı duygu patlamasını gösteriyordu. Halbuki Rıfat kadın olarak dünyaya gelmiş olsa böyle bir yasağı takmayacağından adım gibi emindim.

Kürtaj konusunda farklı düşünüyordum. Yasal sınırlar çerçevesinde kontrollü biçimde uygulanmaya devam edebilirdi. Çünkü bildiğim tek şey, isteksizce dünyaya getirilen, sevgiden yoksun büyüyecek çocukların her birinin, gelecekte potansiyel birer suçlu adayı olacağıydı. O an aklıma 'Besili Karga' geldi. Gerçek anne ve babası daha kundaktayken onu yetimhaneye bırakıp kaçmış, altı yaşına kadar yetimhanede kalmıştı. Daha sonra anne ve babasının onu almaya geldiği söylenerek, üvey ailesine evlatlık verilmişti. Yetimhanede nasıl zor bir çocukluk geçirdiyse, yaşlı adam ve kadını gözünü kırpmadan öldürebilecek bir katile dönüşmüştü.

Aslına bakarsak babam da el bebek, gül bebek büyütülmüş bir adamdı ama ateşe verdiği meyhanenin yanışını dün gibi hatırlıyorum. Sanırım sevgi denen şeyin azı da çoğu da zarardı.

Odadaki atmosfer kolay toparlanabilecek cinsten değildi.

"Şimdilik bitirelim, yarın devam ederiz." diyerek toplantıyı sonlandırdım. Ardından Efgan'ı da yanıma alarak odadan ayrıldım.

Koridorda ilerlerken Selim ile karşılaştık.

"Görüntüleri getiriyordum baş komiserim." dedi.

"Önemli bir şey yoksa yarın bakalım Selim." diye karşılık verdim. Ekibi aynı odaya tekrar toplamak istemiyordum. Efgan toplantının başından beri sessizliğini koruyordu. İtiraftan sonra hepten durgunlaşmıştı.

"Aslında yok diyebiliriz. Katil 20:50 sularında aynı sokakta üç farklı kameraya yakalanmış. Kuzey yönüne ilerliyor ve tahminen üst bölümdeki inşaat sahasında izini kaybettiriyor. Şüpheli 1.70 boylarında. Siyah kapüşonlu bir kıyafet giydiği için yüzünü göremiyoruz. Zayıf bir vücut yapısı var. Yürüyüşü erkek olduğu izlenimi yaratıyor fakat kesin bir şey söylemek zor."

"Yarın detaylı inceleriz." dedim. Selim de durumdan rahatsız olduğu için kabul etti.

Odama doğru ilerlerken cebimden çıkarttığım giriş kartını Efgan'a uzattım.

"Bu senin için, sağ taraftaki turnikeden rahatça giriş yapabilirsin."

Düşük tonda bir sesle "Sağ ol abim." diye karşılık verdi.

"Sence bu katil, kullanıcıların adres bilgilerine nasıl ulaşıyor?"

Sorum karşısında bir süre düşündü.

"Sitenin veri tabanında kayıtlı tutulmuyordur herhalde. Yoksa iletişim bilgilerini veren insanlar bu cesur itirafları nasıl yapsın?" diye yanıtladı.

İtiraf Avcısı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin