6.Bölüm

4.5K 252 19
                                    

Vote vermeyi unutmayın ;)

        "Bunu giymelisin," elinde ki kıyafeti bana doğru fırlattı. Kısa,  sırt dekolteli elbiseye baktım bir süre. Bunun içine girmem için iki sene diyet yapmam gerekiyordu.

"Dalga geçmeyi bırakır mısınız?" Gülüp kahvesinden bir yudum aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Dalga geçmeyi bırakır mısınız?" Gülüp kahvesinden bir yudum aldı.

Bu hareketi ne kadar hoşuma gitse de belli etmeden önümde ki elbiselere bakmaya devam ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu hareketi ne kadar hoşuma gitse de belli etmeden önümde ki elbiselere bakmaya devam ettim.

"Dalga geçmiyorum, giymelisin" benim peşimden gelirken konuşmayı da ihmal etmiyordu.

"Gece için uygun değil" elime mavi bol elbiseyi alıp inceledim. 

"Gece için değil, üzerinde görmek isterdim." Ensem de hissettiğim nefesi bedenimi kaskatı yapmıştı. Bana bu derece yakın olması canımı sıkıyordu. Beraber uyuyup beraber uyandığım bu adam için ne ifade ettiğimi bilmiyordum ama yakın davranabiliyordum. Belki de gözünde alay ettiği aptal bir kızdım. Ya da başka ülkeden gelmiş hiçbir şey bilmeyen masum bir kızdım...

Cevap vermeden elimde ki elbiseyi yerine koydum. İlerleyip başka kıyafetlere yöneldim. O ise peşimden gelmeye devam ediyordu.

"Benim için bunu yapmayacak mısın?" dedi sırıtarak. Ne çabuk bu seviyeye geldik anlamıyorum. Düne kadar bana sert davranan, her türlü tavrını koya insan şimdi espriler yapıyordu. 

"Neyi?" dedim anlamamış gibi.

"Bu kıyafeti giymeyecek misin? sadece denemeni istiyorum," elinde ki elbiseye son kez baktım. 

"Hayır, bunu yapmayacağım" dedim gözlerimi devirerek. Gülüşü daha da genişledi.

"Utanıyor musun?" yüzüm kızarmaya başlamıştı. Onun yanında kısa kıyafetler giymiştim ama bunu özel olarak istiyordu. Bu yüzden de diğerlerinden farklıydı. 

"Lütfen kıyafet seçimimde beni yalnız bırakır mısınız?" olumsuz anlamda başını salladı.

"Bunu, sen denemeden gitmeyeceğim." 

Sinirle elinde ki elbiseyi alıp boş kabine girdim. Güldüğünü ve istediği şeyi yaptırdığı için memnun olduğunu biliyordum. Israrla bu elbiseyi giymemi söylemesi sinirlerimi bozmuştu. 

Üzerim de ki rahat kıyafeti çıkarıp aynada kendime baktım. Çıplak bedenim olduğundan daha zayıf görünüyordu. Belki aynadan dolayıdır diye düşündüm. Veya gerçekten Kore yemekleri bana yaramamıştı. 

Askıdan elbiseyi çıkarıp bi çırpıda giydim. Bedenime iyice oturması şaşırmamı sağlamıştı. Çünkü bu elbiseye girmemin çok zor olduğunu düşünüyordum. Beyaz elbise üzerimde çok hoş durmuştu. Hatta vücut hatlarımı bile ortaya çıkarmıştı. Ayna da bir süre daha kendime bakmaya devam ettim. Sırtımda asılan ipler dikkatimi çekmişti. Omuzlarımın daha güzel durması için bağlamam gerekiyordu. 

Ellerimi yukarı çıkarıp ipleri tutmaya çalıştım ama başaramadım. O sırada kapı tıklatıldı.

"İyi misin?" tedirgin sesi kabinin içini doldurduğun da derin nefes aldım. Tanrım! Sanırım elbise biraz sıkıyordu.

"Evet, iyiyim" dedim sakince.

"Çık o zaman" otoriter sesi sinirlenmemi sağlamıştı yine. Ona ayak uydurmak imkansızdı.

Kapıyı hızla açıp, "şunu bağlaya bilseydim çıkardım," dedim sinirle. Çarpık gülümsemesi yerleşti yüzüne.

"Dön, ben hallederim," cevap vermemi beklemeden omuzlarımdan tutarak çevirdi beni. Omzumda asılı duran ipleri alıp yavaş hareketlerle bağlamaya başladı. Teni tenime değdikçe kalbim bana savaş açıyordu. Karşımda duran aynaya bakmamaya çalışarak yüzümü yere sabitledim. Bu işkence çabuk bitsin istiyordum. 

Ellerinin sırtımda dolaşması hoş değildi. Rahatsız etmiyordu ama bir yanlışlık vardı. Ben onun gözünde asistanından başka bir şey değildim. Olmayacaktım da. Ama o benim gözümde patrondan daha fazlasıydı. Hatta çok daha fazlası. 

İşte beni rahatsız eden buydu. Bana sarılarak uyuması, ellerinin tenimde gezmesi değil, onun için başka şeyler ifade etmemem can yakıyordu. Oysa beni onun için çok derin şeyler hissediyordum. Hissetmek istemesem de.. 

İpleri kurdele yapıp bıraktı. Başımı kaldırıp aynaya baktığım da gözlerimiz birleşti. Gözleri sadece bana sabitlemiş öylece duruyordu. Elleri omuzlarımdaydı.

"Çok güzelsin," söylediği sözlerin ne kadar derin etkiler bıraktığı bilseydi söyleyemezdi. Ama bilmiyordu. Utanarak başımı eğdim. Beni güzel bulduğunu bilmek iyiydi. 

Elleri kollarımda gezinmeye başladığın da başımı kaldırıp ona baktım tekrar. Gülümsedi. O kadar kısaydı ki doğru gördüğüme emin değildim. Başını saçlarıma yaklaştırıp derin nefes aldı. Yaptığına anlam veremiyordum. Gözlerini kapatmış yüzünü saçlarıma gömmüştü.

Parmakları, parmaklarımı kavradığın da titredim. Sıcacık elleri ısınmamı sağlamıştı. Çok yakındık bu iyi değildi.

Kokumu tekrar içine çekip, "sana karşı koyamıyorum," dedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kokumu tekrar içine çekip, "sana karşı koyamıyorum," dedi. Gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalışıyordum ama bu çok zordu. Onun kokusunu hissederken kendime engel olamıyordum.

Omuzlarımdan tutup beni kendisine çevirdi. 

"Neden istemememe rağmen kendimi senin yanında buluyorum? Neden senden kaçamıyorum?" gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Böyle davranmasına anlam veremiyordum. Daha düne kadar 'sakın yanlış şeyler düşünme' diyen kendisiydi. Şimdi ise...

Bilmiyordum..

"Beni istemiyor musun yanında?" dedim kendime engel olamayıp. Pişman olmuştum ama bunu bilmem gerekiyordu. Benimle oynayamazdı. 

"Delirdin mi sen? Yanımdan bir saniye bile ayrılmanı istemiyorum." İstemsizce gülümseyip başımı eğdim.

"Sanırım daha fazla kendime engel olamayacağım," çenemden tutup başımı kaldırdı.

Dudaklarını dudaklarımın üzerine yerleştirdiğin de zamanın durmasını istedim.

Eğer rüyaysa ben uyanmak istemiyorum...

●Güney Kore'de Bir Türk ❄ LMHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin