gxg// 11

6K 331 82
                                    

Becky ikinci kez evimi terk etmişti. Bu sefer utandığı için değil; kalbinin orta yerinden kırıldığı içindi. Tüm kelimeler içimde o kadar birikmişti ki, ona patlamıştım. Üzgündüm. Sikeyim çok üzgündüm. Benimle konuşmayacaktı buna eminim. Ama ben konuşup, ona tutulduğumu söylemek istiyordum. Kahverengi gözlerine, kocaman ellerine ve dolgun dudaklarına ihtiyacım vardı. Hissetmek, dokunmak, görmek istiyordum.

Ama tek gördüğüm boşluk oluyordu. Tek hissettiğim. Tek dokunduğum...boşluk.

Neredeyse bir hafta olmuştu onu görmeyeli. O bir hafta boyunca kendimle çok tartıştım. Kalbim, vücudum onu istiyordu; beynim 'bu yanlış!' diyordu. Belki doğru belki yanlış, birini seçtim ben çoktan.

Kalbimi...yani sanırım.

••°°••

"Sky?"

"Merhaba Calum."

"Efendim?"

"Şu barın...adresini atar mısın?" nefesini dışarı verdi.

"Neden?"

"Becky'le konuşmam lazım."

"Düşündüğüm şey mi?" Neden bu kadar zekisin Calum!

"Sanırım."

Diğer taraftan gülme sesi geldi. "Atıyorum bekle." diyerek kapattı. Telefonu yatağıma attım.

Üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp banyonun kapısının önüne attım. İç çamaşırım dahil hepsini değiştirme kararı verdim ama sonra duş almam gerektiğini anladım. Ter kokusu iğrençti. Özellikle odamı sararken. Dolabımdan kıyafet seçmeye başladım. Becky'nin bana aldığı siyah çamaşırlar dikkatimi çekti. Elime alıp inceledim.

Evet, evet. Bana aldığı 'o' hediye iç çamaşırıydı. Ne tesadüf, değil mi?

Elime aldığım etek ve bluzla birlikte, onları da yatağa fırlattım. Telefonumun titreme sesi odayı doldurdu. Calum adresi atmıştı. Gülümsedim ve duş almak için banyoya yürüdüm.

••°°••

Banyodan çıktığım gibi giyinmiştim ve makyaj yapmıştım. Aynada ki yansımam o kadar hoş geldi ki gözüme...işte şimdi kendimi güzel hissetmiştim.

Telefonumu ve cüzdanımı, minik çantama koyarak evden çıkmak üzere aşağı indim. Annemler evde yoktu.

Güzel.

Telefondan saate baktığımda 20:34'ü gösteriyordu. Umarım bu saatte taksi bulabilirim. Bir ümit.

Anahtarı da çantaya tıktım ve nihayet evden ayrıldım. Beklemek istemediğim için yürümeye başladım belki yolda rastlardım olası bir taksiye. O sırada telefonum çaldı. Ahh tabiki de arayan Calum!

"Efendim Cal?"

"Gittin mi?"

"Hayır yeni gidiyorum tabi taksi bulabilirsem."

"Bekle." dedi ve telefonu kapattı. Kaşlarımı çatarak öylece telefona bakakaldım. Ardından arkamda korna sesi duydum. Döndüğümde Calum olduğunu gördüm. Yaklaşarak yanımda durdu.

"Atla." gülümsedim ve arabaya bindim. İhtiyacım olduğu anda karşıma çıkmasına hayrandım. İşte bu yüzden kardeşimdi ya!

"Tam zamanında Cal-pal." bana dönerek gülmeye başladı.

"Tabiki bayan." beni kendine çekti ve sarıldı. Başımı göğsüne bastırıyordu. Kollarımı etrafına sardım.

"Biraz daha kafama baskı yaparsan göğsüne gireceğim!"

Colors ✅Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt