6/10

2K 149 137
                                    





Hey, uzzzzuunn zamandır başka bir kurgu üzerinde çalışıyorum. Ona vakit ayırmaktan buraya yazamıyorum. Gerçi fazla okunma da yok. Açık konuşmak gerekirse çok okunma olsaydı belki biraz daha acele edebilirdim ama ilk bölümlere kıyasla -tüm hikayelere kıyasla hatta- okunma çok çok çok çok az ve bu yüzden yavaştan alıyorum. Hani belki okunma çoğalır falan... Umutsuz bir vakayım iyi okumalar,,

*

Harry

Bana yıllarca gelen, saya saya bir hal olduğum sekiz dakika, bir saat sonra dokuzuncu dakikasına girince sanki yaşlanmış bir adam gibi dakikalardır oturduğumuz koltuklarda doğruldum. Oflayıp alnımdaki teri, elimin tersiyle sildim.  Zayn geldi geleli hepimizin ağzına bir bant yapışmışcasına konuşmuyorduk ve bağlanmış gibi hareket bile etmiyorduk. İlk düşündüğüm şey Zayn'in ona yalan söylediğim için bana kırılacağı, benimle konuşmama ihtimaliydi. Bunun düşüncesi bile beni yeterince üzerken, gerçekten böyle olursa yıkılırdım. Ne diye en başından yalan söylemiştim ki ben?
Bir yere odaklanmış olacakları hayal ederken Zayn'in bağırmasıyla irkildim.

"Daha fazla susmaya devam ederseniz kafayı yiyeceğim!"

"Zayn, ilk önce sakinleş,"
Louis'nin her zamanki gibi sakin ve yavaş sesi biraz olsun insanı rahatlatabilirdi ama Zayn (*amaZayn <3 *), dokunsan patlayabilirdi bile. Ayağa kalkıp elini ikimiz arasında gidip getirtti.
"Hemen mantıklı bir açıklama bekliyorum," Sakin kalmaya çalıştığı sesinin sabırsızlığından ve burnundan nefes alıp verişinden fazlasıyla belli oluyordu. Tamam, bu gördükleri normal karşılanabilecek bir şey değildi ama neydi bu tepki?

"Mantıklı açıklama mı? Çok mantıklı bir cevap bekliyorsun öyle mi? Gördüğün şeyler zaten sana göre en mantıklı açıklama idi." dedi Louis işaret parmağını ona sallayarak. O da Zayn gibi ayağa kalkmıştı; kavga etmelerinden korkuyordum. Hayatım boyunca gözümün önünde birçok kavga olmuştu zaten ve ben tam bitti derken, bir kez daha buna şahit olamazdım.
Zayn elini Louis'nin yakasına götürüp tuttu.

"Birkaç gün önce gördüğün kişiyle yiyişecek kadar düştün mü sen?!"


Söylediği şeyle kaşlarımı çattım. Ne? Yani benim yapabileceğimi mi imâ ediyordu? Evet, zaten bunu yapmıştım ama benim karşımda beni ezmesi... Fazla utanç verici?


Louis elini Zayn'in yaptığı gibi yaptı. Bunlar delirmiş olmalıydı. Ne ara kavga başlamıştı bilmiyorum. Yumruk yumruğa girmemişlerdi fakat birkaç dakika sonra bunun olacağını hissedebiliyordum.


"Düşmedim! Getirmeseydin o zaman! Her şeyin suçlusu sensin farkında değil misin?"


Getirmeseydin o zaman... Her şeyin suçlusu sensin... Ne yani, bunların hepsinin bir suç olduğunu mu düşünüyordu? En başından beri buraya gelmemeyi mi dilemişti? O zaman neden bu gece yanıma gelmişti? Neden bana numarasını vermişti? Anlayamıyordum.


"Gidin," diye sessizce söyledim. Duyduklarından bile şüphem vardı ama bana döndüklerinde duyduklarını anlamıştım. Birisi beni küçük düşürüyordu, diğeri ise benimle oynuyordu. Ne işleri vardı ki onların benim evimde? Ne hakları vardı beni üzmeye mesela. Yıllardır umrumda olmayan acılarım yüzüme vuruldukça bu kadar üzülmemiştim. Çünkü alışıktım. Şimdi ise duygularımın birazı üzgünlük, çoğu kırgınlıktı.


"Zaten gideceğim!"


Kapının çarpma sesiyle kafamı kaldırdım. Karşımda sadece Zayn vardı. O gitmişti. Sadece beni dinlememesini, iyi misin diyerek yanıma gelmesini beklemiştim. Ama o gitmişti. Tek bir kelimeme bakıp.
Zayn yanıma gelip, dizlerinin üzerine çöktü. Eliyle ıslanmış olan gözlerimin altını sildi. Sadece iki gün önce, onun kucağında ağlamıştım. Uyuyakalmıştım. Belki de, o beni yatağıma taşımıştı. Şimdi de hiçbir şeyimi anlatmadığım kişinin karşısında güçsüz duruyordum. Senelerdir arkadaşım olabilirdi ama, hiçbir zaman onunla olduğumuz kadar yakın olmamıştık.

18 || larryNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ