7/10

1.7K 141 97
                                    




Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Her kapadığımda aklıma o geliyordu. Tekrar göz kapaklarımı açıp derin bir nefes aldım. Uykun olduğu halde uyuyamama durumu vardır ya? İşte şu an onu yaşıyordum. İki gözümden de uyku akıyordu fakat ben uyuyamıyordum.
Aynı işlemi bilmem kaçıncı kez uygulayacakken zilin sesiyle kaşlarımı çattım. Elimi hemen komodinimin üzerindeki telefona götürüp saate bakmak için açtım. Sabahın dördünde kim rahatsız ederdi?

Zil tekrar tekrar çalınınca hızla yatağımdan kalkıp kapıya koşturdum. Şöyle zamanlarda evimin iki katlı olmadığına şükrediyordum. Yoksa, her acele ettiğimde başıma hiç de iç açıcı olmayan şeyler gelebilirdi.
Kapının sürgüsünü çekip anahtarı çevirdim ve kapıyı açtım. Zayn bu saatte evimde ne arıyordu?
"Hey, Harry!"
Sanki metrelerce uzağındaymışım gibi bağırıp harfleri uzatınca kafayı bulduğunu anlamıştım. Geri zekalı, ne olacak.

"Hey, Zayn," dedim gözlerimi devirip.
"Gel hadi aptal,"
Kolunu tutup içeri çektim. Kapıyı kapattığım gibi kendini koltuğa atıp elini bana salladı. Kim bilir ne kadar içmişti ve bu hâle gelmişti. Ne derdi vardı sanki... Her şeyi kızlar olan, ailesini takmayan ve leş sigara kokan çocuktan bahsediyoruz. Bizim dilimizde bu, kötü çocuk muydu? Hani şu, etrafındakileri umursamayan, içki ve sigara içen falan filan. O zaman o kötü çocuktu.

"Gelsene yanıma," deyip elini koltuğa vurdu. Kelimelerini anlamak fazlasıyla zordu. Bana şurada bir cümle söylese, anlayabileceğimi sanmıyordum.
Elini vurduğu yere gidip oturdum. Kolunu omzuma atıp kafasını boynuma yaklaştırdı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken nefesini üfledi ve burnunu omzumdaki açık yere sürttü. Kafamı hızla çekip Zayn'in kolunu omzundan çektim.

"Kendine gel Zayn, ne yapıyorsun?"

"Zorlamasana," dedi ve tekrar elini omzuma koyup kendine çekti. Ne oluyordu? Daha önceki sarhoş olduğu zamanlarda hiç böyle şeyler yapmıyordu. Özellikle bana.

"Zayn, bırak!" diye bağırıp ayağa kalktım. Gülerek bana bakmaya başladığında sarhoş olmasıyla birlikte, kafayı sıyırdığını da anladım. Hangi insan, içip içip yakın arkadaşına yanaşırdı?
Hiç bozuntuya vermeden, benim gibi ayağa kalktı ve işaret parmağını göğsümün üzerine koyarak konuştu:
"Louis seni sevmiyor. Louis seni benim gibi sevmeyecek. Onu ne kadardır tanıyorsun..." saçmalıklarını dinlemeye gerek duymadım ve sadece tek dediği cümleye odaklandım.
Louis seni benim gibi sevmeyecek...
Kıskanıyordu, tamam ama, bu fazla değil miydi? Aklıma gelen şeyler fazlasıyla saçma şeylerdi fakat bu hareketlerini istemesem de daha farklı konulara yoruyordum. O... Bana aşık değildi, değil mi?

*xFlashbackx*

Beş dakika olmuştu, ya da olmamıştı. Çocuk bütün hızıyla, çarptığı insanları, takılmasını, düşünmeden koşturuyordu. Harry onun için çok değerliydi ve fenalaşğının haberini az önce gizlice annesini dinlerken duymuştu. Duymasa, haberi bile olmayacaktı belki de.
şündü; Harry bugün ilk kez psikoloğa gidecekti ve ona anlatmıştı.

'Gittim, orayı gördüm. Siyah, deri koltuklar içimi daha çok daraltıyordu. Odanın içinde sadece bir tane küçük pencere vardı ve o da odanın en tepesindeydi. Doktorun masasının üzerinde bir sürü kağıtlar, kimin olmadığını bilmediğim insanların sorunları... Oraya giderek iyileşeceğimi sanmıyorum. Aksine orası beni daha kötü yapacak,' demişti. Zayn'in aklına hemen bu gelmişti. Doktor, kim bilir ona ne sormuştu ki, Harry ona anlatırken bu kadar kötü olmuştu. O zaten, babasının lafını duyunca bile gözleri dolan insandı...

18 || larryWhere stories live. Discover now