10.Bostan Karpuzu*

5.5K 209 13
                                    

Ben mal gibi telefona bakmaya devam ederken Rüzgar çoktan kahvaltısını yapmış benim önümdekileri tırtıklıyordu.

Bi dakka...

Ne?

Benimkileri mi?

Hemen elimdeki çatalı eline batırdım.Resmen kız gibi çığlık attı.Ben gülerken nerdeyse sandalyeden düşecektim.Son anda kendimi toparladım.O ise bana ters ters bakıyordu.

-Ne bakıyon?

-Oha dünden beri koynumda Şemseddin beslemişim.

Ben dediği şeyi anlamaya çalışırken o çoktan masadan kalkmış mutfak tezgahına yaslanmış bana sırıtıyordu.

-Senin şimdi şarkında var dimi?
Şemseddin bin arabaya şemseddin.

Dedikten sonra kahkaha attı.

Koynumda didi...

Oha Fuffy?Sen nerelerdeydin lan?

Lanlı lunlu konuşma çarparım!Artık unuttun beni.Senelerdir aklına bile gelmedim kabul et.

Olanları biliyosun.

Haklısın boşver Toprak'ı.Güven olmaz ona.Benim favorim Rüzgar :))

Keşke o kadar kolay olsa.
Aklıma gelen şeyle yine Rüzgar'a döndüm.

-Ben senin koynunda falan değildim.

O ise gözlerini devirdi.

-Öyle diyen mi oldu kızım ya abartma.

-Dedin işte duydum!

-Tamam palyaçocum atarlanma hemen.

Masadaki telefonumu görünce istemsizce gözlerim doldu.Rüzgar bu halimi anlamış olacak ki yanıma yaklaştı.

-Deniz?Bişey mi oldu.Bak canını sıkan birşey varsa söyle.

Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim.Tamam Toprak beni işe aldı.Görüşmeye çağırıyor.Belkide beni affedecek ama ben onu affedecek miyim?Bu soruyu defalarca kendime sordum.Ve cevap belirsiz.

-Ben gitsem iyi olacak.Sen çok iyi birisin herşey için teşekkür ederim.

O ise sadece kafasını sallamakla yetindi.Arkamdan:

-Birşeye ihtiyacın olursa ben burdayım palyaço.Bu arada numaramı kaydet.

Elimdeki telefon titreyince gözlerim büyüdü.Ne ara almıştı numaramı bu?

Tam bişey söylemek için ağzımı açmıştım ki bi korna sesiyle konuşamadım.Taksi?

Böyle lüks bir yerde oturunca ben pek taksi geçmez sanıyordum doğrusu.Rüzgar'a el sallayarak taksiye bindim.
Yaklaşık 20 dk sonra eve ulaşmıştım.İlk yaptığım şey hızlı bir duş almak oldu.Üzerime beyaz bir elbise giyip altına da platform topuklu ayakkabılarımı giydim.Saçlarımı kendi hallerinde bıraktım.Zaten yeterince dalgalıydılar.

Tabi benim bu kadar hızlı anlatmama bakmayın.Bunları 2 saatte anca yapabilmiştim.

Eh n'apalım?

Kız olmak bunu gerektirir.

Kız ırıspı fenasın yine.

Nayn?!Bana bir daha öyle şeyler söyleme.Hic yakışıyo mu sana böyle şeyler.

Diyene bak:))

İç sesime ters bi bakış attım.(o nasıl oluyo lan? ;))

Saat 10:00 olmuştu.Taksi çoktan gelmişti.Aslında annem ve babam isteseler bana araba alırlardı.Ancak onlarla konuşmayı bırakalı çok olmuştu.Zaten onlar aramayalı bir seneden fazla olmuştu.Babam dediğim üvey babamdı.Onun bile kendi ailemden daha fazla yararı dokundu bana.Babam zaten bir sene önce benimle yaşıt bir kızın evinde kalp krizinden öldü.Cenazesinde bile ağlayamadım.İstedim ama olmadı.Sadece midem bulandı.

***
Arabanın durmasıyla kendime geldim.Parayı ödeyip çıktım.Önceden birçok işte çalıştığım için bir süre bana yetecek kadar param vardı.

Bana tanıdık gelen kapıyı çaldım.Ama keşke girmeseydim içeri.Toprak'ın yanında kırmızı elbisesi ve simsiyah saçlarıyla bir kadın memelerini gosteriyordu.Öyle çok eğilmişti ki ben bile burdan görüyordum.

Yolarım ben bu kaldırım yollusunu.

O bana zamanında yaptı yapacağını.Bu saatten sonra onu affetmem zaten zor.

Baksın gözü doyar.Seviyor muyum?Evet.Ama o bana inanmamıştı.Bunu görmezden gelemem.Ama yinede o kızı yolmak istiyordum.Bana ne..

Bana bakan kadına ters bir bakış atıp:

-TOPRAK bey beni çağırmıştınız.

Toprak kelimesini bilerek vurgulamıştım.O ise dediğimden etkilenmedi.

-Sevgi hanım ilgilenir.Yan taraftaki odada.İşe alındınız.

Başım sallayıp kadına ters bi bakıs atıp çıktım.Sol tarafım gerçekten acıyordu.Eskiden insanın sol tarafının acıdığına inanmazdım.Ama acıyor işte.Derin bir nefes aldım.Ağlamak istemiyordum.Güçsüz olmak istemiyordum.O kadar yalnızlıkta bile ağlamamıştım ki ben.

Yan taraftaki kapı açılınca bakışlarımı o tarafa çevirdim.Kumralla kızıl arası saçları olan sevimli haliyle bi kadın çıkmıştı.Beni görünce gülümsedi.
Bende tebessüm ederek karşılık verdim.Yanıma gelince elini uzatıp:

-Ben Sevgi.Sende Deniz olmalısın.Toprak Bey sabah söylemişti.

Başımı salladım ve işaret ettiği odadan içeri girdim.Onüme birkaç evrak verdi.İmzaladıktan sonra yurtların adlarını soyledi.Yarından itibaren başlayacaktım işe.Zaten haftanın 5 günü orda olacaktım.Çocuklarla olmak iyi olacaktı.

***
Birçok şey hakkında bilgi edindikten sonra eşyalarımı toplayıp Sevgi ye teşekkür ederek ayağa kalktım.

-Deniz Hanım.

Adımın seslenilmesiyle arkama döndüm.Toprak tam karşımdaydı.Ölü gibi bakıyordu.Odasını işaret etti.
Yavaş adımlarla odasına geçtim.Koltuklardan birine otururken o da karşıma oturdu.
Derin bir nefes aldı.Önündeki kalemlerle oynuyordu.Biraz öncede kız onun... Tövbe yarabbim.

-Deniz...Bak ben düşündümde haksızlık yapıyorum sana.

Ohaaa!!

Şuan duymak istediğim en son şeyi duyuyordum belki de.İhtiyacım vardı buna.Sevilmek istiyordum artık.
Devam eden sesini duyunca tüm dikkatimi ona verdim.

-Tamam haklısın sana o şekilde hitap etmem yanlıştı.Bağırmam falan.Bu işi bir özür hediyesi say.

Yanlış alarmmmm.....

Başımı salladım.Derin bir nefes alıp odadan çıktım.

Özür hediyesi saymış.Öküz.İnanamıyorum ya.Adam gelmiş bana ne diyor.Ama ben Deniz'sem gösteririm sana.Birde gitmiş kızın memesine bakıyor.Gerçi kızın memeside bostan karpuzu gibi.Ben olsam bende bakarım.Tövbe estağfurullah...

Deniz atarlandı yine😂😂Arkadaşlar bölümleri çabuk yazıyorum biliyorsunuz.Lütfen okuduktan sonra yorum yapın.Biliyorsunuz bu ilk kitabım ve bazı nedenlerden dolayı kimseye kitabıma bak diyip mesaj atamıyorum.Şimdiden teşekkürler😙😙

GİTME...Where stories live. Discover now