17; "We're Done Here"

34.2K 910 80
                                    

Tam olarak nasıl sızdığımı bile bilmediğim hesaba katılırsa, böyle bir gürültüyle uyandırılmak haksızlıktı.

“Sana onu bırak dedim!” diye bağırdı birisi. Yüzümü buruşturdum ve başımın yaslı olduğu sıcaklığa biraz daha sokuldum.

“Ben de sana kendini becermeni söylemiştim.” dedi daha derin, daha kısık ve daha sakin olan ses. Onların bağrışmalarını önemsemedim, çıplak dizimin arkasının ve belimin sıkıca kavranmış olması beni daha çok ilgilendiriyordu. Sıcaklığı burnumla dürterken zevkle miyavlamaya benzer bir ses çıkarmıştım.

Aniden bağırtıların kesildiğini fark ettim. Avucumla kumaş parçası gibi bir şeyi kavradığım an sıcaklık hareketlendi.

“Berry?” sıcak nefes suratıma çarptı.

“Berry de kim?” diye bağırdı sürekli bağıran adam. “Daha adını bile bilmiyor.” diye ekledi bir başkası, alayla.

Gözlerimi araladığımda ilk karşılaştığım bana dikilmiş iri, yeşil gözlerdi.

“Mmm,” kucağında olduğumu fark ettiğimde keyifle gülümsedim. “Bana dokunman çok hoşuma gidiyor...”

Bağıran-adamların olduğu taraftan boğulmaya benzer bir ses geldi. Harry’nin dudakları ise ukala bir sırıtışla kıvrılmıştı. Onu öpmek istediğimi düşünürken titredim. Bunun sebebi muhtemelen evimin kapısının önünde, soğukta öylece dikiliyor olmamızdı.

Ben hala Harry’nin kucağındayken, bağıran adamlardan biri yanaşıp omuzlarımın üstüne sıcak bir şey bıraktı. Başımı kaldırıp ona baktım.

Bunu yapmamla aynı boğulma sesi benden de çıkmıştı.

Aniden dengemi kaybettim ve Harry’nin kucağından düşecekken bir şekilde çıplak ayaklarımın üstüne basmayı başardım. Beni dirseğimden yakalamış, bağıran adamlardan tekine bakarken birkaç defa gözlerimi kırpıştırdım. “G-George?”

Sendeleyerek birkaç adım geri çekildim ve neden yaptığımı bilmesem de Harry’nin yanına sindim. Bağıran adamlar iki kişiydi: Ethan ve George.

Tamam, burada her ne halt dönüyorduysa, bir an önce bitmeliydi. Parmak uçlarında yükselip, üvey abim ve eski sevgilimi önemsemeden kıkırdayarak Harry’ye yanaştım. Ona tam, sadece telefon seksi söz konusu olduğunda etik sayılabilecek şeyler fısıldayacakken, ciddiyetle bana döndü. “Kimberly,” dedi şüpheyle. Takındığı resmiyet karşısında dudaklarımı büzdüm ama o bunu önemsemeden devam etti. “Onları tanıyor musun?”

Omuz silkerek parmaklarımı buklelerinin arasında gezdirmeye başladım. “Ethan ve George işte,” diye sızlandım, ilgisini üstüme çekmek için kuduruyordum. Harry geri çekilip bileklerimi kavradı ve itirazlarımı önemsemeden hareket etmemi engelledi. “Kimberly,” diye tekrarladı. “Bana onların kim olduklarını söyle.”

“Yavaş ol, sert çocuk,” dedi Ethan. “Ben abisiyim.”

George pis pis sırıttı. “Ve ben de erkek arkadaşı.”

Kıkırdadım. “Eveeet, ben de Kimberly ve bu da Hazza. Artık tanıştığımıza göre sevişebilir miyiz?” gülmeye devam ettim.

Ethan ve George tuhaf tuhaf bana baktılar. “İstemiyorsanız siz ikiniz elit zırvalıklarınızı da alıp def olabilirsiniz,” dedim neşeyle. “Hem Hazza bana yeter, değil mi Hazzabear?” ona dönüp şirince sırıttım. Sertleşmiş yüz hatları yumuşamadı, verdiği tek tepki bileklerimdeki kavrayışını güçlendirmekti. Kaşlarımı çattım.

“Vay canına, Kim,” dedi George, bariz bir etkilenmişlikle anın içine ederek. “Bu kadar istekli olduğunu hiç bilmezdim...” dudağını yaladı.

'Till We SurrenderWhere stories live. Discover now