73- Bizi Korumak

12.7K 851 421
                                    


Kerem'in Ağzından

Zeynep hiçbir şey söylemeden yattı o iki saat boyunca. Elinden tutsam,yüzüne dokunsam da ağzını açıp tek kelime etmedi bana. Bu tavrı canımı çok yakıyordu. Burak itini sormaya bile korkuyordum. Güneş doğmaya başladığında ellerimi saçlarında dolaştırmaya devam ederken "Canın acıyor mu?" diye sorduğumda "Acıyor." dedi. Bense orada bittim zaten. Sesini dün geceden beri ilk defa duyuyordum,sesi kısılmıştı. Üstelik canı acıyordu.

"Doktora gidelim.." diye fısıldadığımda "I-ıh." dedi bana sırtı dönük bir halde. Gözlerini açmıyordu hiç.

"Zeynep,neden yüzüme bakmıyorsun?"

Cevap vermedi. Ama ben cevaplayabilirdim. Sen beni koruyamadın Kerem bir cevaptı. Sen beni ailenden bile koruyamadın Kerem de bir cevaptı. Sen bana söz verdiğin pembe dünyayı sadece kafanda yaşatıyorsun,ben ilk günki gibi karanlıktayım Kerem,yeterli bir cevaptı.

"Keşke acılarının hepsini benim çekmem mümkün olsaydı. Canın yanıyor,seni izlemekten başka yapabildiğim hiçbir şey yok. Bu kadar aciz olmaktan nefret ediyorum."

Hislerimi kelimelerle anlatamazdım. Kelimelerini Zeynep'e olan sevgisinin şiddetini anlatmaktan yana kullanan bir adamım,buna alışmışım. Acımı nasıl anlatırım,bilmiyorum. Zeynep gelinceye kadar kimseye değer vermediğim için,değer verdiklerimin zarar görüşü çocukluğumda kaldığı için o zamanlardan örneklerle açıklayabilirdim anca. Babam kadar kimse üzemez beni derken,babam kadar değer verdiğim birinin daha olduğunu fark ettim. Zeynep... Canı bir yandığında boğazıma yapışıyor sanki bir şeyler. Ufacık bir nefesi dahii zor alıyorum,ama güçlü de durmam gerekiyor,çünkü ayakta durmazsam onu kaldıramam,biliyorum.

Sabaha kadar bana yüzünü dönmese de elimi bırakmadı bir saniye bile. Tüm gece irkildi,ara sıra ağlayarak uyanır gibi oldu ve tüm bunlar olurken kesik kesik Burak'ı sayıkladı. Aklıma öyle şeyler geliyor ki,Burak'ı öldürmemem için artık hiçbir sebep yok.

Sabah doktor arkadaşımla telefonda görüşüp Zeynep için ilaçlar istedim,durumu anlattım. Söylediği ilaçları da şoförüme aldırdım. Zil sesiyle Zeynep uyanmasın diye de hızla kapıya gittim. Poşeti ondan aldığımda kapıyı hafifçe çekip "Burak nerede?" diye sordum.

"Mesajınızdan sonra baktım,arabası evinin bahçesindeydi. Uyuyordur muhtemelen."

"Peşine tak birini,eğer ortalıktan kaybolursa sende girecek delik ara,tamam mı?"

"Tamam Kerem bey. Zehra hanım sizi çağırıyordu."

"Bir şey mi olmuş?"

"Evet. Önemli olduğunu söyledi."

"Tamam,ararım ben." derken Zeynep'in sesini duyduğumda "Sağol ilaçlar için." deyip kapıyı kapatarak girdim içeri. Zeynep tam karşımdaydı.

"Kerem.." deyip bana sarıldığında dünden beri ilk defa yüzüme bakışını düşününce içim acıdı.

"Buradayım güzelim." diyerek beline sardığım kollarımı sıkarken acıyla inleyip "Canım yanıyor." dedi kendini geri çekmeye çalışıp. O an ne yapacağımı bilemedim zaten.

"Ben şey... Tamam.Özür dilerim." diyerek kollarımı indirdim.

"Bakabilir miyim sırtına?" deyip elini tutacakken uzaklaştığı gibi yeniden yanıma gelip belime sarıldı. Yüzü göğsümdeyken ona dokunmaya korktum ilk defa. Bu öyle boktan bir durumdu ki... Kendini iyi hissetsin,güvende hissetsin diye sarılmak istiyorum,ama yapamıyorum.

"Gittin sandım."

"Seni bu halde bırakıp gider miyim?"

"Gitme,ben... Korkuyorum."

KALBİMDEKİ ÇİZGİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin