On İkinci Mesaj - Son İki

3.2K 428 94
                                    

Bacaklarımı kendime doğru çekip, kumlara parmaklarımı yerleştirdim. Bu rüyadan uyanmak istiyordum. Olan veya olmayan her şeyin sonunu kalbimde yaşamak, sonrasında ise özgürlüğümün izlerinde mutluluğumu bulmak istiyordum. 

Yok mu olmalıydım?

Sevdiğimle. 

Yaşamımı tatmalıydım?

Zihnimin en uzak köşesinde.

Yarın yok olacaktım. Bir daha hiç var olmayacaktım. Bir daha duyamayacak, göremeyecek, yaşayamayacak ve hayal kuramayacaktım. Var olmayan bir şey; nasıl nefes alır, nasıl yaşar, nasıl duyar ve nasıl hayal kurar diye soruyor olabilirdiniz bana. Ben de size bir şey sormak isterdim o anda. Siz kendinizin var olduğunuzu nereden bilebilirsiniz ki?

En az benim kadar gerçeksiniz, her biriniz.

Ve en az benim kadar ölüme yakınsınız, her biriniz. 

Denizi ve dalgalarını kazıdım zihnime. Güneşin eşsiz batışını, bulutların renklerle bezenmiş tuvale yansıyan pamuksu yansımalarını ve gökyüzünün yuvamdaymış gibi hissettiren sonsuz gülümsemesini kazıdım. 

Reddetmek istiyordum.

Ama ona inanıyordum.

Bilinmeyen Numara'ya. 

Bütün bu olanlara. 

Var olmayışıma.

"Etna." 

Seni duymak istemiyorum diyerek haykırmak istedim. Ondan kaçmamın bir yolu olabilir miydi? Onun yarattıklarının arasındaki zayıf bir bedendim sadece. 

Elini sırtıma koyduğunda, nefesimin kesildiğini hissettim. Dokunuşu, bıraktığı bu eşsiz duygu, yanındayken büründüğüm bu mutluluk. 

Kendimi tutamayarak kollarımı boynuna doladım. Sımsıkı sarıldım. Kızamazdım ki ona, sinirlenemezdim. Yanımda yer eden en gerçekçi şeydi o. Bilinmeyen Numara'mdı, ölüm yoldaşımdı ve beni bir kitap karakterinden daha fazlası olduğumu hissettiren tek etkendi. 

Kulağıma doğru fısıldadı. 

"Hiç yaratılmamış gibi olacağız."

Göz yaşlarımı artık tutmamın bir anlamı kalmamıştı. Belki de yaşamımdaki son damlalarımdı bunlar. Ya da yaşadığımı sandığım dünyamdaki?

Bir kelimeden daha mı fazlasıydım? 

Senin için, sizin için yaratılan diğerlerinden bir özelliğim var mıydı?

Okurken, hiç düşündünüz mü bizi? 

Siz sıkıldığınızda veya biz sonlandığımızdan sonra ne olacaktı ki? 

Devam edemeyecek, aynı sayfaların içinde sıkışacaktık. 

Sonlanamayan bir öyküde yaşama hayali kuran silik kelimelerdik biz. 

Gerçekliğin hayranları, kurguların fanileri ve amaçlanarak var olanlardık. 

Bir gün kalmıştı. Her şeyin sonu gibi, bunun da bir sonu vardı değil mi? 

Telefonumun titremesiyle, cebimden çıkarıp kilit ekranını açtım. Karşımda duran; evet, evet oydu. Ve kollarımda yokluğa karışmıştı saniyeler sonunda.

(1) Bir Mesajınız Var.

Bilinmeyen Numara: Beni engelleyemezsin biliyorsun değil mi? (19.44)

Ardından mesajlar üst üste gelmeye devam etti. 

Bilinmeyen Numara: Ben hep senin yanındaki olacağım. (19.45)

Bilinmeyen Numara: Seninle birlikte öleceğim, seninle birlikte yaşayacağım Etna. (19.45)

Bilinmeyen Numara: Ve şimdi (19.45)

Bilinmeyen Numara: Sana nasıl öldüğümüzü anlatacağım. (19.46)


carpe noctemWhere stories live. Discover now