S.V.-8

942 133 15
                                    


"Efendim?" Dedi hiç istifini bozmadan, hernekadar görmek istemediğim bir görüntü olsada dik dik ona bakıyordum. "Napıyorsun?" Tiksintiyle bakmamaya çalışıyordum ama tavırlarım belli ediyordu.

"Iıı.. yemek yiyorum." Sebebini bilmesemde gözlerimi pörtletmiş ona bakıyordum.

"Neden bana öyle bakıyorsun? Devam edersen tırsmaya başlayacağım." Elimden geldiğince normale dönmeye çalıştım. "Hi-hiç, dalmışım."

"Dünyanın en saçma sohbetini bölüyorum ama saatin kaç olduğunun farkında mısınız?"

"Farkındayız." Aynı anda söylemiştik. "Neyi bekliyoruz o zaman?" Savaş derin bir of çekti. "Buradan dümdüz git, görünüyor zaten." Eliyle tepesi görünen okulu gösterdi. Neden daha önce düşünememiştik ki.

Ege göz devirip o yöne doğru yürümeye başladı. Arkasından yürümek için adım atmıştım ki kolumda Savaş'ın elini hissettim.

"Burada dur, konuşacaklarımız var."

* * *

Uzun ve kalın bir tahta parçasını çekip üzerine oturdu. Eliyle yanını göstersede gitmek istemiyordum.

"Böyle iyi." Demeye kalmadan kalkıp zorla oturttu. Zaten korkudan titreyen bedenim kaskatı olmuştu.

"Bunca zaman nasıl saklamayı düşünüyordun?"

"Neyi?"

"Neyi olduğunu ikimizde çok iyi biliyoruz." Bir süre yalnızca gözlerine baktım. Sinirliydi. Onu böyle görmeyi beklemezdim.

"Uzun süre o kızın sen olup olmadığını anlamaya çalıştım, insan kanıyla bir vampirinkini ayırt edemediğin zaman insan olduğunu anlamıştım."

Soru sorarcasına gözlerine bakıyordum, söyledikleri beynime çok yavaş iletiliyordu.

"Resmen bir bardak kanımı içtin. Bir vampir olsa çokta iyi sonuçlar doğurmazdı." Demesiyle mide bulantıma engel olamadım. Ciddi olamazdı.

"Artık konuşacak mısın?" Daldığım alemden yeni çıkmıştım. Yutkunup yalnızca gözlerine baktım, ama filmlerdeki korkmuş kedi bakışları değildi. Kendimi teslim etmiştim.

"Korkmalı mıyım?"

"Hayır." Ses tonu yüzündeki kızgın ifadeyle çelişiyordu.

"Neden kızgınsın?" Dedim sınırlarımı zorlayarak.

"Değilim"

"Ozaman neden böyle bakıyorsun?"

"Bilmem, belki doymadığım içindir." Bir adım geriye atıp saniyeler içerisinde olabilecek her şeyi düşünerek daha önce hiç olmadığım kadar telaşa kapılmıştım.

"Söylediğim herşeye inanmak zorunda mısın?" Dedikten sonra ayağa kalkıp kolumdan tuttu. Tekrar.

"Nereye?" Artık sesim daha normal çıkıyordu.

"Bilmem, galakside dolanabiliriz." Gözlerimi devirip peşine takıldım.

"Artık korkabilir miyim?"

"Hayır"

* * *

Okula gitmek için düşündüğümden de fazla yürümüştük. Tümsek ve çıkıntıları üzerlerine vuran minik ay ışığı sayesinde görebiliyordum. Onun dışında heryer zifiri karanlıktı.

Aniden durmasıyla başımı sırtına çarptım. Düşündüğümden de sertti. Ben başımı ovarken arkasına baktı. Ben daha arkama bakamadan "Sanırım artık korkabilirsin." Dedi.

Derin bir nefes alıp yutkundum.

"Bu saatte burada ne işiniz var" diyen soğuk ve sinirli sese doğru baktım. Sesinden tanımış olsamda mavi gözleri bana kim olduğunu daha net göstermişti.

"Kaybolmuştu." Dedi Savaş benim cevaplamayacağımı anladığında.

"Ve sende avlanıyordun." İnce parmağıyla Savaş'ın dudağının kenarındaki kurumuş kana dokundu.

"Bu seni son uyarışım" derken ki sesi beni bile iliklerime kadar titretmişken Savaş hala umursamazca bakıyordu. Arkasına dönüp yürümeye başladığında onunla gidip gitmemek arasındaydım. Son bir kez öğretmene bakıp bende yürümeye başladım.

"Derse geç kalma." Demesiyle aklıma geldi. Okçuluk dersine 7 saat vardı.

* * *

Yol boyunca konuşmamıştı. Sinirli görünmesede öyle olmasından korkuyordum.

"Daha önceleride mi geceleri avlandın?"

"Her akşam" demesinden sonra kuralları umursamayan birinin yapabilecekleriyle ilgili manyakça senaryolar kurmaya başlamıştım.

"Bana öyle bakmayı kes, okuldakilerin tadı rezalet." Tabiki bakışlarımı çekmemiştim ve istemsizce saçma bir bakışma yarışına dönmüştü. Taki ben ağaca çarpıp düşene kadar.

"İyi misin demek istiyorum ama gülmeye çalışan yüz kaslarım buna engel oluyor."

Üfleyip ters ters yüzüne bakmamdan sonra iyice kıkırdamaya başladı.

"Beni suçlama, yüz ka.." evet yüzüne çamur atmak için geç kalmıştım. Ve hayır filmlerdeki gibi dudağına yapışmadım.

"Demek bana bunu yaparsın." Çatılmış kaşlarına ve gitgide sivrileşen dişlerine baktım.

Ve bana doğru bir adım attı.


Sahte Vampir (Vampir Okulunda Tek İnsan)Where stories live. Discover now