S.V.-14

597 55 21
                                    

  Anında dibimde biterek "sana orada kalmanı söylediğimi hatırlıyorum" dedi sakin ses tonuyla çelişen katı yüz ifadesiyle.

  "Sadece.."

  "Kapa çeneni!" kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.

  Kız beni gördüğünde anlam veremediğim bir ifadeyle beni süzüyordu. Gözlerimi Volkan'a çevirdim.

  "Geleceğini söyleme sakın."

  "Peki, söylemem." bana dönüp "yürü" dedi.

  Sinirliydi ikiside, ve bu siniri benden çıkarmalarından korkuyordum.

  Dışarı çıktığımızda eli hala kolumdaydı. Kızsa diğer tarafındaydı.

  Bir süre yürüdükten sonra ormanın derinliklerine ulaşmıştık. Etrafı inceliyordum, ne taraftan geldiğimiz hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

  "Demek borcumu ödememi istiyorsun," dedi Volkan ona bakarak.

  Kızın yüzünde anlamak istemeyeceğim bir gülüş vardı. Ben daha ne olduğunu anlamadan elindeki iplerle tek elimi yanımdaki ağaç dalına bağladı, şaşırmamıştım.

  Birbirlerine doğru yürümeye başladılar, aralarında neredeyse boşluk kalmayacak kadar yaklaştıklarında kız elini Volkan'ın boynuna atıp en üst düğmesini açtı.

  Devamını görmek yada duymak istemiyordum, diğer tarafa dönüp başka şeyler düşünmeye çalıştım, acı dolu bir çığlık duyana kadar, koluma fazlasıyla kan sıçramıştı.

  O tarafa baktığımda çığlık atmamak için dudağımı ısırdım. Boğazı neredeyse kopacak kadar derinden kesilmişti.

  Her zamanki ses tonuyla "gidebiliriz" dedi. Hala gözlerimi ayırmaksızın yerde yatan cansız bedene bakıyordum. Elimdeki ipleri çözdü, önce bileğimden çekti, sonrasında aşağı inerek parmaklarını parmaklarıma kenetledi.

  Yürürken beklediğimin aksine sonrasında olanları değil, elinin tenine değmesini, sonrasında düğmesine götürmesini düşünüyordum. Bunun bana ne hissettirdiğinden emin değildim. Öfkeliydim sanırım, sebebini bilmesemde..

  Elimi bırakıp anahtarı çıkardı. İçeriye peşinden gittim.

  Odaya girer girmez kendini koltuğa attı, bense karşı koltuğa geçtim. Rahatsız edici şekilde gözlerime bakıyordu, arada kaçırsamda bende ona bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum.

  "Korktun değil mi?" dedi sessizliği bozarak.

  "Önümde bir kızın kafasının kopmasından mı, sence?" dudağının kenarı bir anlığına yukarı kalktı.

  "Hayır, ona dokunmamdan?"
 
  "Anlamadım?"

  "Evet anladın, ama ben yemeği pişirene kadar anlamamazlıktan gelebilirsin."

  Yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum.

  Kalkıp mutfağa doğru gitti, peşine takıldım.

  Oraya oturup yemek yapışını seyrettim.

  Hepsi bittiğinde tabağı önüme koyup karşıma oturdu. Boynuma bakıyordu.

  Olabildiğince yavaş yemeye çalışıyordum, tamamen bittiğindeyse içimden çatalı bırakmak gelmiyordu.

Masadan kalkıp mutfaktan çıktı, "gel" diye seslendi ardından. Aramızdaki mesafeyi kapatana kadar hızlı adımlarla yürüdüm.

  Daha önce girmediğim bir odanın kapısını açtı. Küçük bir yerdi, yalnızca ortada bir yatakla yere saçılmış birkaç giysi vardı ve siyah perdeler çekilmişti.

  Ben girdiğimde ardımdan kapıyı kapattı, ona doğru döndüm.

  "Açım" dedi fısıltıyla. Gözleri çok baygın bakıyordu.

  Belimden tutup yatağa itti. Elimle doğrulmaya çalışsamda çoktan üstüme eğilmişti.

  Dudaklarını boynumda gezdirdi. Gözlerimi sıkıca kapatmıştım, korksamda olacaklara hazırlamıştım kendimi.

  Bir anda önce boynumu sonra tüm bedenimi derin bir acı kapladı.

  Gittikçe gözlerim kararıyordu. Yarı baygın hale gelmiştim. Hareket dahi edemiyordum. Sonundaysa bedenime yenik düştüm.

                      *           *           *

  Gözlerimi güçlükle açtığımda üzerimde bir ağırlık hissettim.

  Yavaş yavaş ayıldığımda onu incelemeye başladım, saçlarımı parmaklarına doluyordu.

  "Ben istedim." dedi fısıltıyla.

  "Ne?"
 
  "O okula gelmeni ben istedim."

 

Sahte Vampir (Vampir Okulunda Tek İnsan)Where stories live. Discover now