Seviyor Sevmiyor (She Was Pretty)

Sana pansuman olacağım

Deniz sabah kalkar kalmaz Yiğit'i arar. İrem'in aşk acısını bir an önce sona erdirmek ister. Tekrar intihar etmesinden korkmaktadır.

Yiğit: Efendim kurtarıcı meleğim?

Deniz: Yiğit. Ne yapıyorsun? Nasılsın? İyi misin? Ben buluşalım mı diyecektim.

Yiğit: Şahane olur. Ben de seni arayacaktım zaten. Gerçekler açığa çıktı ama birtürlü buluşup geçmişi yâd edemedik.

Deniz: Yâd mâd değil, bu başka bir mesele. Önemli bir konu bu.

Yiğit: Hayırdır, kötü bir şey mi oldu?

Deniz: Hem oldu hem olmadı. Yüz yüze konuşmak istiyorum seninle. Aşk mevzusu bu. Telefonda anlatamam.

Yiğit, Deniz'in pişman olduğunu ve ona ilanı aşk edeceğini sanar.

Yiğit-Gülümseyerek: Tamam. Heyecan yapma. Sesin çok telaşlı geliyor. Çözeriz konu her neyse.

Deniz: Çözeriz değil mi? O zaman küçükken resim çizdiğimiz o yer var ya, oraya gel.

Yiğit-Gülümseyerek: Tamam. Seni de alayım istersen.

Deniz: Yok hadi sen çabuk gel yeter. Ben bu duyguyla daha fazla yaşayamayacağım.

Yiğit: Hangi duyguyla?

Deniz: Suçluluk. Suçluluk duygusu. Neyse kapatıyorum. Hadi görüşürüz. Çabuk gel.

Yiğit: Görüşürüz.

Yiğit, Deniz'e çiçek alır ve heyecanlı heyecanlı bekler. Deniz geldiğinde ona sarılır.

Yiğit: Bayramın kutlu olsun. Bunlar sana.

Deniz: Teşekkür ederim de hiç gerek yoktu. Ama güzellermiş baya.

Yiğit: Fikrini değiştireceğini biliyordum Deniz.

Deniz: Fikrimi? Hangi fikrimi?

Yiğit-Gülümseyerek: Kısa bir kafa karışıklığı yaşadın sadece. Yoksa bizim aşkımız bir kalemde silinip atılabilecek cinsten değil. Çok özel.

Deniz: Aşkımız? Sen... Sen beni yanlış anladın. Aşk yok! Ben... Onun için gelmedim ki.

Deniz-İçinden: Aşkımız diyor ya! Nasıl söyleyeceğim şimdi ben? İrem'le çık, nasıl diyeceğim?

Yiğit: Ne için geldin o zaman? Sen telefonda...

Deniz: Tamam bak. Açık açık konuşacağım, bir kerede söyleyeceğim. Beni iyi dinle. Çünkü vaktimiz çok az tamam mı? Yoksa ben de böyle pat diye...

Yiğit: Söyle. Bu tavrından anlıyorum ki evlenme teklifimi reddediyorsun. Lafı hiç gevelemene gerek yok, gerçekleri kaldırabilecek yaştayım.

Deniz: Peki. Anlatıyorum o zaman. Dün sabah İrem intihar etti...

Yiğit: İntihar mı etti?

Deniz: Evet, senin için...

Yiğit: Benim için? Yiğit'in gözleri büyür.

Deniz: Şaşırdın biliyorum. Ama sen zaten biliyordun İrem'in sana aşık olduğunu. İntihar etmeden önce mektup bırakmış. Seni anlatıyordu. 

Yiğit: Şimdi nasıl? Yaşıyor mu?

Deniz: Yaşıyor yaşıyor, merak etme. Ama tekrar yapmasından korkuyorum. Bu yüzden buraya seninle konuşmak için geldim. Senden İrem adına bir şans istiyorum. Tek bir şans...