Onu benden çalamazsın!

752 42 29
                                    

İrem bavullarını hazırlamaktadır. Deniz'in fotoğrafıyla konuşur.

İrem: Buraya kadarmış zuzu. Belki de en doğrusu budur. Yüzüm yok artık seninle konuşmaya. Aynı evde yaşayamayız. Tuna haklı. Bir an önce bu evden çekip gitmeliyim. Seni epeyce yıprattım. Ama ne zaman çağırırsan, affedersen beni, o zaman geri döneceğim. Söz.

Derin bir iç çeker. Kıyafetlerini bavula koyduktan sonra Deniz ile birlikte çekildiği fotoğraflardan birini eline alır.

İrem: Bu resmi odamın baş köşesine koyacağım. Bizim dostluğumuza böyle bir son yakışmaz. Çekip gitmek içime sinmiyor ama ne yapabilirim ki? Başka çare yok galiba. Bu sorun çözülebilecek türden değil.

Eve son bir kez bakar ve bavullarını alıp ailesinin yanına gider. Tuna ise Deniz'i eve bırakır. Apartmanın önünde dururlar.

Deniz-Gülümseyerek: Teşekkür ederim. Çok güzel bir gündü, böyle dolu dolu. Sen olmasaydın toparlanamazdım.

Tuna-Gülümseyerek: Rica ederim.

Tuna'ya el sallar. Arkasını dönüp giderken durur ve geriye doğru bakar.

Deniz: Bir şey unutmuşum.

Tuna: Neyi?

Koşarak Tuna'ya sarılır.

Deniz: İyiki varsın.

Tuna: Sen de... Deniz. İyiki varsın.

Başını Deniz'in saçlarına gömer. Önce saçlarının kokusunu içine çeker sonra da alnına küçük bir öpücük kondurur. Birbirlerinin gözlerinin içine bakarlar.

Tuna: Deniz, benim Deniz'im. Sadece bana ait. Söylemesi bile ne bileyim, gurur verici.

Deniz-Gülümseyerek: Benim Tuna'm.

Tuna'nın yüzünü ellerinin arasına alır ve gözlerine bakmaya devam eder.

Deniz: Bu durumda sen de sadece bana ait oluyorsun. Başka bir kız görmeyeyim yanında. Ben geniş bir insan değilim ona göre. Ofiste mofiste dikkat ediyorum, gözleri hep sende.

Tuna güler.

Tuna: Evet bir kişi var. Ben de fark ettim. Bana bakıyor sürekli. Bakıp bakıp gülüyor hatta.

Deniz: Kim o ya? Kim o? Gelsin benim yüzüme de gülsün! Kimmiş?

Tuna: Sen bilmiyor musun kim olduğunu?

Deniz: Cık.

Tuna: Böyle beyaz tenli, saçları dalgalı.

Deniz: Buket! Buket mi? Yok ama ya, onun saçları düz, maşa yapıyor o.

Tuna: Michael artık şu saflık derecesini bir aşağı mı çeksen diyorum. Bunu hep söylüyorum ama hiçbir icraat göremiyorum sende. Bak şimdi ben sana uyanıklık yükleyeceğim. Cin gibi olacaksın tamam mı?

Deniz-Gülümseyerek: Tuna ya.

Tuna: Denemekten zarar gelmez. Tut elimi sen.

Deniz: Anlıyorum bir şeyler yüklüyorsun akım oluyor da, biz niye sallanıyoruz onu hiç anlamıyorum.

Tuna: Titreşimden Michael. Ben sallamıyorum kendi oluyor, inan bana ya.

Deniz: Saçmalıyorsun, saçmalıyorsun şuanda ama bu abuk hareket bana nasıl tatlı geliyor onu anlamıyorum. Galiba ben de saçmalıyorum. Hoş değil çünkü bunlar. Yetişkin insanlarız biz, sokak ortasında, olmuyor yani.

Seviyor Sevmiyor (She Was Pretty)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt