Bölüm 2- Beni Anlayan Biri

1K 32 3
                                    


Onu her görüşümde, fotoğraflarına her bakışımda aklımda bulunan tek bir düşünce vardı:

ONU İSTİYORUM

Bastırmaya çalışmak faydasızdı biliyordum. Engellemeye çalışmak hiçbir işe yaramamakla kalmayıp, içimdeki ruh hastasını tetikliyordu. Çoğu zaman sağlıklı olan düşüncelerim ise onu her görüşümle hasta hale geliyordu. İçimdeki arzuyu bastırmak zorlaşıyordu, hem de çok. Çok ve çok ve çok.

Bu yüzden sonunda biri ile konuşmaya karar verdim, her şey çok çabuk gelişti. Konuştuğum kişinin beni anlayacağını biliyordum, ancak bir eylemde bulunmama yardım edeceğini hiç düşünmemiştim. İlk başta panik yaptıysam da, sonunda kararımı verdim.

Düşlerimin gerçek olma zamanı gelmişti.

Bana yardım etmeye hevesli, harika kişilikli ortağıma Xai diye hitap etmeye karar verdikten sonra ona gerekli bilgileri verdim.

Adını, yaşını, yerini, görünüşünü.

Etraftaki kameraların listesini, tenha sokakların listesini ve gerekli eşyaların listesini.

Her şeyin böylesine pürüzsüz gitmesine bir yandan inanamıyor, bir yandan da endişe ediyordum. Ona ulaşabilmek bu kadar kolay mıydı?

Bütün her şey hazırlandıktan sonra beklemeye başladım, her adım planlı ve zamanlıydı. Ve zamanın gelmesine henüz birkaç hafta vardı. O birkaç haftayı geçirdikten sonra yaşayacağım güzel günleri kaydetmek için kendime sert kapaklı, kalın bir defter aldım. Gerçekten çok eğlenceli olacaktı.

Bütün bu düşüncelerle okula gittim, hala her zamanki sevimli tavrı ile yalnız başına etrafı izliyordu. O güzel yüzle nasıl bu kadar yalnız olduğunu anlayamıyordum, imkansız geliyordu. Gri gözleri herhangi bir duygu göstermiyordu, kendi halinde takılmayı seviyor gibiydi. Belki ben de seviyordum.

Benim ona baktığımı fark etmeden orda öylece duruyordu, o an merak ettim. Acaba ona ne yapacağımı bilse yüz ifadesi nasıl olurdu?

Bunları düşünerek tekrar hayal dünyama daldım, sorular çoğalıyordu.

Direnecek miydi?

O zayıf kollarında ne kadar güç vardı ki?

Bağıracak mıydı?

Kaçmak için çabalayacak mıydı?

Yüzümü görünce beni hatırlayacak mıydı?

Peki ya bilekleri ne kadar inceydi?

Tekmeleri ne kadar sertti?

Onu yakalarsam ağlar mıydı?

Sorularımın cevabını alacağım güne yaklaşırken takvimimdeki bir diğer günün üzerine çarpı attıktan sonra tekrar ona baktım.

Ah....

Öylesine habersizdi ki...

Ne kadar tatlı...

Sosyopatın SaplantısıWhere stories live. Discover now