düşünme

124 46 13
                                    

Değişiklikten zarar gelmez.
• şu ağır kadınsı kokulardan vazgeçip çiçeksi parfüm kullan.
tırnaklarını yememen için acı oje al ve takma tırnak tak
• şu kendini bişey sanan özgür gri saçlarını sarıya boyat ki güzelliğini görelim
• 3 dövme yaptıracaksın, biri melek biri sonsuzluk ve en son olan sırtına kocaman alaycı kuş yaptıracaksın.
• tek tük içtiğin sigarayı artık bırakma zamanın geldi
• bu perşembe barda ol.


Neden böyle bir şey oldu ki ? Birisi neden benim değişmemi ister ? Kimin neden umurundayım ? Yutkundum. Bu zamana kadar babasız ve ne kadar yalnız kaldığımı ne fark ettim ne düşündüm. Bu oyun gibi beynimin içinde sıra sıra dank ediyordu. Doğruydu. Babam yoktu benim. Doğruydu hiç kalpten  sevilmedim. Doğruydu belki değişirsen hayatımda güzel şeyler olacaktı. Ama bilmiyorum... ya kötü sonuçlar doğurursa ?

Arkamda bir el hissettiğimde  kağıdı cebime koydum. Düşünmek için en iyi  zaman evdi.

....

Öğlen bitmiş son dersler gelip geçiyordu. Ve ne yazık ki çok telaşlıydım. Acaba kimdi bu ? Benim iyiliğimi mi istiyordu yoksa kötülüğümümü. Garipti ve düşünceliydim.

▪▪▪

Saat 4tü  ve 10 dakika sonra zil çalıcaktı. Çok sıkıcı geçiyordu ders. Su içmek için çantamın 1. Gözünü açıp suyu çıkardım tam kapatıyordum  kitapların üstünde duran küçük bi not  daha gördüm. Elime aldım okumaya başladım.

"Naber Hazel ? Demek notumu aldın. Harika sevindirici. Kim olduğumu öğrenmek istiyorsan perşembe dediğim bara gel ortadaki barmene  'x kim ' diye sorarsan seni tanıyacak  ve söyleyecek
Hadi biraz rahatla çok kararsız görünüyorsun. Bu arada aynı sınıfta değiliz  hiç göz gezdirme sınıfa."
 

Yutkundum.

Biliyorum bu bölüm çok kısa oldu çok özür dilerim ama asıl hikaye buralar değil konuya hızlı gelmek için biraz hızlı geçiyorum. LÜTFEN VOTE VE YORUM

▪▪▪▪

Hayat elimize geçemeyen fırsatları düşünmekle ve ardından hayal kırıklığı ile yüzümüze vurunca oluşan bir kaidedir. Hayatın güzel ve sorunsuzsa sen mükemmel olmak zorundasın lakin dertler ardından çile kavga huzursuzluk bela başından gitmiyorsa bilki sen tanrı tarafından unutulmuşsun.

Tanrı bana sormamıştı. Ama isterdim ki gitmesin. Ben çok isterdim baba diyebilmek, hala istiyorum gelsin de sarılsın, kızım desin bana. Ben güvenebilmek çok isterdim.

Umut hiç bitmeyen ihtiyaçtır, gerçekler can yakan, olmasada olurdur.

-Yapmalıyım, yok ya yapmamalıyım , ya da yapayım, yapmasam mı ?

Bence en güzeli kağıtları yok etmek ve böyle saçmalığı sonlandırmak.

Ama ya hayatım değişirse? Ne güzel olurdu.-

Yatağımdan doğrulup çantama uzanıp iki notu aldım. İkisini de elimde tutuyordum.

Telefonumun mesaj sesi beni korkutmuştu.

Gönderen: gizli numara

Perşembe günü hala geleceğin barı bilmiyorsun dimi ?

Delirmek üzereyim. -Hala gideceğin diyor ya gitmezsem ? Ama onu öğrenmek için iyi bi fırsat vardı ve eğer öğrenirsem amacının ne olduğunu da bulabilirdim. Fakat ya kötü niyetliyse.-

Köşe kapmaca oynayan çocuklara dönmüştük.

Ama biliyorum kendimi yapacaktım bunları. Belayı seven birisiyim zaten ama fazla dozda değil. Ve benden istedikleri çok basit şeyler zaten dövme hariç zaten belki dövme kuralını uygulamam.

Bunun her ne olacaksa iyi olmayacak ama hadi bakalım.

Odamda canım sıkılmıştı ayaklanıp merdivenlerden indim. Annem büyük ihtimal odasında uyuyordu. Yönümü değiştirip annemin odasının kapısını açtım.

Yatağın bir tarafı boştu. Ve annem elinde babamın fotoğrafına bakarak uyuyakalmıştı. Ne güzel seviyorsun anne babamı 2 metre aşağıdan.

Yüreğim doldu. Kendime geldiğimde gözlerimden yaşlar süzüyordu.

Baba konusu benim için hassas bi konuydu ve son zamanlarda çok düşünüyordum.

Nefesim daralıyor sıklaşıyordu. Kapıyı kapatıp hızlıca oturma odasından çıkıp bahçeye çıktım. Üşümeyi aldırmayarak koştum. Belki de en çok ihtiyacım olan şeydi koşmak düşsemde yorulsamda stres atmak. Hızlandım. Evet gerçekten bunu istiyordum. Derin derin nefes alıyordum. Rüzgar gözlerimin içinden göğüs içimde donuyor ellerim havayı bölüyordu. Ayağıma taş takılınca düştüm ve 1 kere yuvarlandım . Ellerimi silktikten sonra üstümü başımı yokladım. Pantolonum yırtılmış dizlerim kanıyordu. Ellerim hafif sıyrık ve kan içindeydi. Ayağa kalkmaya çalıştıkça dizlerim zonkluyordu. Ama bu acıya aldırmıyordum. Bu benim hayatta 2. Düşüşümdü.

Ekim'de Ekin Aşkı Where stories live. Discover now