berksan

94 45 5
                                    

Önemli
Lütfen şarkıyı " kulaklığımı takıp şarkı açtım" kısmında açınız.

Beynimi ele geçiren karanlığın  kristalleri  düşüncelerimi, eylemlerimi, teker teker engelliyor unutmama imkan sağlayamıyordu.
Karanlığa uzanan eller; cılız ruhsuz bedenin bir başkasına yardım için yanında kalmak için uzatılan ellerdi. Kendi dünyasına çeki düzen veremeyenler için başkasına umut olmak istemek gibi.
Zaman... beni kendi yanında getiremeyen beni geçmişte bırakan zaman; ruhumu mürekkep gibi çekiştiriyordu.

Ağlamak istiyordum. Her şeyi kırıp küfretmek kaderin bu iğrenç oyununa son vermek istiyordum. Olamazdı dimi ?

Anımsadığım acılar geçmişe yönelik bitişler ve koskoca mazi gözümde canlanıyordu.

Ciddi olamazsın  dimi hayat ?

Ellerimi pantolonuma silip teri yok ettim.  Berksan. Lisedeki ilk aşkım ilk güvenim tam karşımda duruyordu. Bana oyun oynamıştı ama bunu neden yapmıştı ? Gözümden yaşlar akıp gittiğinde kendime geldim. Tam karşımdaydı. Kumral teniyle kahverengi gözleriyle ve benliğiyle tam karşımdaydı.

Ellerimle göz yaşlarımı silip

-" neden ?  Neden böyle bişey yaptın berksan ?

Boğazıma yumruklar oturuyor konuşmakta zorluk çekiyordum.

Tek kaşını kaldırmış gözlerinin derinine iniyordu. Elleri oturduğu koltuğun kenarlarında duruyordu. İstifini hiç bozmadan

-" seni özlemiş olamaz mıyım? " dedi.

Güldüm. Çünkü gerçekten gülünecek haldeydi.

-" neden gülüyorsun Hazel? " diye devam etti.

Başımı dik tutarak

-" sevmemenin en büyük belirtisi o kişinin dış görünüşünü değiştirmektir. O kıza benzetmeye çalışıyorsun beni lakin bu özlediğin anlamına gelmez. Sen tükürdüğünü yalayan bi zavallasın ve ben seninle şuan muhatap oluyorum diye kendimden utanıyorum" dedim soğukkanlılıkla.

Bozulmuştu.

-"ne oldu sana böyle güzelim? " dedi.

Kağıtları aldım. Yüksek sesle DÜŞÜNCE FİKRİNİ DEĞİŞTİR diye bağırdım.

-" bu arada berksan teşekkür ederim en kısa zamanda dövmeyi de düşünüyorum. Bir daha bana bulaşma ben hayatımdan memnunum görüşmemek üzere.

Geri dönüp giderken berksanın sözlerini duymamazlıktan geldim.

-" burada bitmedi işim Hazel  SEN BANA AİTSİN DUYDUN MU!"

Merdivenlerden iniyorken yukarı çıkan sarhoş insanları gördüm. Tam gözlerinin içlerine baktım. Kimisi zevk için kimisi ise üzgün olduğu için içiyor gibiydi.

Binadan kendimi dışarı atmış derin nefes almıştım. Telefonuma baktım arama yoktu. Hava soğuk ve yağmurluydu. Kulaklığımı çıkarıp bi şarkıyı açtım.

Hayat üstüme geliyor zamanımın çoğunu kendimi olumsuzluğa sürüklemek için kullanıyorum.
Gözlerim kan yüreğim yaş. Sokak  insanları yağmurun altında kalıyor çaresizlikleri ile uyuyorlardı.

Kafamı gökyüzüne kaldırdım. En sevdiğim an. Kimseyi umursayacak gücüm yok. Andayım. Ve şuan canım ne isterse onu yapacağım.

Burdan yaklaşıp 25 dakika uzaklıkta sahil var.  deniz ile yağmur aşkı buluşuyor bu gece. Taksiye binmiş sahile gidiyordum.

Başımı cama yasladım.

Deniz kavuştu yağmuruna ayrı hırçın bu gece. Sırılsıklamdım ve rahatsız olmuyordum.  Ne demişler hem.
Kimileri yağmuru hisseder kimileri ise yalnızca ıslanır.

Beynimin film rulosu olup beni sarmalayıp herşeyi gözümün önüne getirmesi ile ellerimi ıslak saçlarıma geçirdim.

Yapamıyorum işte. Güçlü olamıyorum. Rol yapmaktan nefret ediyorum.

Diz bağlarım ile gözyaşlarım çözüldü.   Düştüm. Ellerimi taşlara dayamış ağlıyordum. Şarkının ne zaman değiştiğini fark etmemiştim.

Üşüyordum lakin üşüdüğüm için memnundum. Eğer bişeyleri hissediyorsanız ne mutlu.

Hava soğuktu lakin bedenimin her hücresi cayır cayır yanıyordu.

Artık eve gitmeliydim...

Vote-yorum lütfen.

Ekim'de Ekin Aşkı Onde histórias criam vida. Descubra agora