en sevdiğim bölüm bu bölüm

66 23 89
                                    

Boğuluyorum geçmişin karanlık sayfalarında, birazda korkuyorum. Korkuyorum yaşamaktan ama hikayenin sonunu merak ediyorum.

Son 2 aydır güzel anılar biriktiriyorum içimde. Anladım ki umut bitmezmiş. En son zamanında gelirmiş yanına, gece gökyüzünü izlerken yıldızlardan düşermiş umutlar, tutarmış ellerini.

Ne kadar sevdiğimi ölçmem için okyanusun dibine kadar gitmem gerekiyormuş meğerse.

Sonuna kadar gitmem gerekiyormuş...

Şey gibi bu, bir nevi gömleği iliklersin ve en sonuna gelince anlarsın yanlış gittiğini ve düzeltmek için başa dönmen gerekiyordur.

Belkide benim sevgim böyledir.

Seni yanlış sevebilirim, seni sonuna kadar yanlış sevebilirim hatta. Ama seni sevmekten vazgeçmem. Başa dönerim baştan severim, çünkü ben içinde sen olan her ama her şeyi benimser kalbime gömerim.

" aşk denen o ünlü kelimenin sözlük anlamını senin kollarında buldum"

Evet, ben; aşkın, güvenin, yoldaşlığın, sırdaşlığın, dostluğun, fedakarlığın bütün anlamlarını sende buldum.

-" Ben hazırım Ekiiiiin" diye bağırdığımda Ekincimcim oflayarak aşağı indi.  Kesin mükemmel sesimi dinlemek onu bana yeniden aşık etmişti.

Bugün hava çok güzel ve biz Ekin, ben Alev, Dolunay denize gidiyoruz. Sabah erkenden kalkmış hazırlanmış ve birazdan arabalar ile yola çıkacaktık. Havlu krem ve birçok araç gereç eşyayı arabaya koyduktan sonra ön koltuğa oturdum. 

Onca olan kötü olaydan sonra deniz bana çok iyi gelecekti. Çünkü denizde bana ait olan bir şey var. Beni bana veren özel bir şey bu. Ruhumu bulduğum, düşüncelerim ile yaşadığım, kendi yalnızlığım ile kaldığım bu denizde, kendi denizimde boğulmaya değil, yaşamaya başlıyorum.

Öğleye yakın gezecektik çünkü güneş bana zarar veriyordu. Yanıp pişmiş tavuğa dönmek istemiyordum tabii ki.

Ekin sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı.  Denize kavuşacağım için mutluydum.

Takibi pamuk şeker alacaktım!  O benim en yakın ciddi anlamda yiyebildiğim tek arkadaşım..

İçimde oluşan mutluluktan Ekin'in yanağına öpücük kondurdum. Şaşırmış gibiydi ama hoşuna gitmişti. Anladım.

Zaman yavaş yavaş geçerken bugün üzülmeyeceğime dair söz verdim. Zaten sevdiğim adam yanımda, arkadaşım yanımda nasıl üzülebilirdim ki...

Müzik yerine CD yerleştirdim ve Vera'nın şarkılarından biri olan kürk mantolu Madonna çalmaya başladı. Melodisi o kadar güzeldi ki... insanın eşlik edesi geliyordu.

Tesadüfler.... ne büyükteler... ne kadar basit göründüler....

Ah evet, tesadüf sonucu tanıştık biz. Basit gibi ama mükemmel.

Yanımızdan Dolunay'ın arabası geçip bize korna çaldı. Gülümsedim. Gençlik gibisi yok arkadaş.

Şarkıyı değiştirip eşlik edeceğim dedim kendi kendime ve vazgeçtim. Starboy'u söyleyemem o kadar İngilizcem yok.

Deniz kokusu burnuma geldiğinde kafamı Ekin'in camına çevirdim. Karşımda duran devasa sonsuz gibi  duran deniz vardı. 

Alev'in ağzından.

Ben Alev. Hazel'lerin okuluna yeni gelmiş 4 kardeşten en büyükleriydim. 3 kardeşimin 2si kız 1i erkekti. En küçük kardeşim Berke 6 aylık bebek. Ondan sonra gelen Elif ve Asya ve ardından ben. En büyük ben olduğum için ailem beni pek sorun etmediğinden rahat takılabiliyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 25, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ekim'de Ekin Aşkı Where stories live. Discover now