8. Bölüm

141K 5.3K 595
                                    


Adamın bu tokadın ardından sinirden kudurması gerekiyordu.

Kızın şaşırdığı bir tonla, sakin sakin "Mutfağa! Yemeğini bitir!" dedi kapıya doğru iterek. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Sina adımlarını şaşırdı. Adamın en azından karşılık vereceğini düşünmüştü. Hülya kapının ağzında, karışık bir yüz ifadesiyle onlara bakıyordu. Temkinli bakışlarını bir Karan'a, bir Sina'ya çevirdi. Sina yanından geçerken kenara çekildi. Üçü peş peşe mutfağa dönüp yerlerine oturdular.

Karan bir yanağı kıpkırmızı halde bir şey olmamış gibi yemeğine devam etti. Sina önündekileri didiklemeye başladı. Endişeli bakışları arada adama kayıyordu ancak adam buz gibi oturuyordu.

Midesi bulanmaya başlayınca daha fazla yiyemeyeceğini fark etti. Mahcup bakışlarla Hülya'ya bakıp mırıldanırcasına konuştu.

"Ben daha fazla yiyemeyeceğim. Eline sağlık."

Hülya başını sallayarak üstelemedi. Uzanıp tabağı önünden alacakken Karan sert bir sesle araya girdi. "O tabak bitecek!"

Hülya, Sina'nın yerine cevap verdi. "İstemiyorsa yemeyecek!"

"Sen karışma! Koy o tabağı yerine! Bitirecek!" dedi, tartışma kabul etmez bir sesle.

Hülya, "Zorla yiyecek değil," dedi. 

Tabağı alıp kalkacakken Karan bağırdı. "Sana, koy onu yerine, dedim!"

İki kız da yerinde zıpladı. Sina sinirle ona bakıp, elini uzatarak tabağı geri aldı. Hülya ona bakarak, "Yapma!" dedi anlayışla.

Sinirli bakışlarını Karan'a çevirdiğinde bir şeyler anlatmaya çalışır gibiydi. Sina öfkeli hareketlerle kaşığı eline alıp birkaç defa kaşığı zorla ağzına götürdü. Hülya üzüntüyle ona bakıyordu. Tetikte oturur gibiydi. Kendini bir şeye hazırlar gibi Sina'ya bakıyordu. Sina birkaç kaşık daha aldı ancak yüzünde garip bir ifade oluşmaya başladı. Zorlukla yutkundu. Karan, keskin bakışlarını üzerinden ayırmıyordu. Hülya diken üstündeydi. Sina bir kaşık daha alıp, zorla yutkunurken aceleyle elini ağzına götürdü. Alnında ter damlaları oluşurken yüzüne acı bir ifade oturdu. Aniden yerinden fırlayıp, elini ağzına kapatarak banyoya koştu. Kapının çarpılarak kapanmasının ardından, içeriden kusma sesleri gelmeye başladı.

Hülya aşağılayan bakışlarını Karan'ın karışık yüzüne çevirdi. "İyi bok yedin! Sana zorlama, dedim. Allah belanı versin! Zorlama şu kızı! İki lokma bir şey yemişti, onları da çıkardı sayende!"

"Ne oldu şimdi?" dedi Karan, kaşlarını çatarak yerinden kalkarken.

"Rahat bırak! Almaz içeri! Zorla yemek yedirilince kusmaya başlıyor. Anasının marifeti!" dedi, dişlerinin arasından söylenerek. "Kal burada! Artık üsteleme! Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ama yanlış taktik uyguluyorsun. Dur artık!"

Yerinden kalktı. Banyonun önüne gelince başını kapıya dayayıp, yumuşak bir sesle konuştu. "Sina? Canım, iyi misin?"

"Git buradan!" diyen ses, zorlukla çıkmıştı. İçeriden öğürtü sesleri geliyordu.

Karan mutfağın kapısına dayanıp, suçlu suçlu Hülya'ya baktı. Kız, sinirini bozduğu anda hükmetmeye kalkıyordu ve her sert atağı, kendisini kötü hissetmesine neden olan başka bir şeye yol açıyordu. Zorla yemek yedirilince kusacağını nereden bilebilirdi ki? Aslında doğru düzgün bir şey yemediğini görünce biraz daha yemesi için yapmıştı. Ağır adımlarla banyo kapısına yanaştı. Hülya'ya ilk defa yumuşak bir sesle, "Sen git, mutfağı topla, ben ilgilenirim onunla," dedi.

SİNA  ( YAZ BOYUNCA YAYINDA!)Where stories live. Discover now