29. Bölüm

92.6K 4K 145
                                    


"Hayır!" diye haykırdı Sina.

Öfkeyle Karan'a bakarken yatak odasının ortasında dikiliyordu.

İbo gittikten sonra Salim de kendi dairesine inmişti. Taylan ve Hülya'yı yalnız bırakan Karan ve Sina, kendi dairelerine geçmişlerdi. Taylan'ın dairesinde neredeyse iki saate yakın tartışmalarına rağmen Sina Nuh demiş peygamber dememişti. Ve döndüklerinden beri tartışmaya devam ediyorlardı.

"Bence abartıyorsun. İşi yokuşa sürüyorsun."

Karan sakin sakin yatağın üstünde oturuyordu. Sırtını yatağın başlığına dayamış, ayaklarını ileri uzatarak birini diğerinin üzerine atmıştı. Ellerini ensesinde bağlanmış, Sina'yı çıldırtan bir rahatlıkla kıza bakıyordu.

"Ne yokuşa sürmesi be! Geri zekalı mısın? Anlaman mı kıt? Ne anlatıyorum saatlerdir size ben?"

"Ben de abarttığını söylüyorum! Başa çıkamayacağım bir şey değil! İki günde lazım olan her şeyi alıp gelebilirim!"

"Tabii gelirsin ama ceset torbasının içinde gelirsin!"

Sina öfkeyle sarf ettiği sözlerin, bir anda gerçekliğe dönüştüğü düşüncesiyle ürperdi. Böyle bir riski alması söz konusu bile olamazdı. Gözlerini birkaç saniye kapatarak derin bir nefes aldı. Elleriyle yüzüne düşen saçları geri itti ve iki avucu şakaklarına basılı halde burnundan aldığı nefesi, dudaklarının arasından verirken sakin olmaya çalıştı. Gözünün önüne gelen resim, dehşete kapılmasına neden oluyordu. Karan'ın cansız bedenini, sanki ayaklarının dibine atmışlar gibi kalbi sıkıştı. Başını iki yana salladı. Bu kez düşük bir tonla dişlerinin arasından konuşmaya başladığında, yavaşça gözlerini açıp Karan'a baktı. Gözleri kararlılıkla adama bakarken ellerini aşağı indirdi.

"Karan! Hiçbiriniz anlamak istemiyorsunuz ama bu riski almana asla izin vermem! Böcek'in anlaştığını düşündüğü adam eski bir Sırp askeri. Savaştan sonra Almanya'ya kaçtı. Savaş suçlusu! Adam manyağın önde gideni! Tam bir psikopat! Kaç kişiyi öldürdüğüne dair bir fikrin var mı senin? Herif Doğu Berlin'de, yeraltında kendi ağını kurdu. Hepsi paralı asker. Aklının alamayacağı pislikleri yapıyorlar. O malzemeyi vermeyecek! Vereceğini söyleyecek ama karşılığında isteyeceği şeyi biliyorum ben! Ona istediğini vermem mümkün değil!"

"Sen nereden biliyorsun tüm bunları?"

Karan başının arkasına kaldırdığı kollarını indirdi. Yerinde hafifçe doğruldu ve tek dizini kırarak bacağını yukarı çekti. Gözlerini kısarak Sina'ya bakıyordu.

Sina tedirginlikle kırpıştırdığı gözlerini, devasa odanın içinde gezdirdi. Karan'la göz göze gelmemek için sanki odayı yeniden inceliyormuş gibi etrafa bakıyordu. Geçiştirmek istercesine omuz silkti.

"Sina!"

Karan'ın uyaran sert sesi istemsizce gözlerini ona çevirmesine neden oldu. Boş boş baktı önce. Yüzünde hiçbir ifade okunmadan Karan'a bakmaya devam etti.

"Sen nereden biliyorsun dedim?"

Sina yeniden omuz silkti. "Öylesine..." diyerek ağzının içinde geveledi.

"Ne öylesine? Bu herif hakkında bu kadar bilgiyi nereden biliyorsun? Böcek birinden bahsetmiş ama İbo bile bilmiyor tam olarak kim olduğunu, sen nasıl eminsin Böcek'in söz ettiği adamın kim olduğundan?"

"Çünkü Avrupa'da o malzemeyi tedarik edeceğin başka bağlantı yok! Yani yasal olmayan yollardan ancak o heriften alabilirsin! Yasal olarak zaten o malzeme satılmaz!"

SİNA  ( YAZ BOYUNCA YAYINDA!)Where stories live. Discover now