Başarı

242 14 2
                                    

Spor salonuna doğru ilerledim. Okuldan sonra her gün bir saat spor dersi alıyoruz. Sonra da TMNT'nin yanına gidiyoruz. Bunu bir aydır yapıyoruz.

Bu bir ay içinde kum torbası yumruklamaktan başka bir şey yapmadık, tabii Leo'nun -çoğu zaman sıkıldığım- meditasyon derslerini saymazsak... Kum torbasıyla ilgili sesimi dahi çıkarmadım. Raph'a güveniyorum. O en iyisini bilir.

Tamam tamam buna inandığımı söyleyemem ama, her ne kadar güçlensem de Raph'a karşı çıkacak cesareti kendimde bulamıyorum.

Bu yüzden kendi kendimi kandırmaya devam.

Peki, bu bir ay boyunca neler değişti?

Artık reflekslerim daha kuvvetli. En azından Ebrar'ın attığı yastıkları tutabiliyorum.

Birbirimize daha az dalaşıyoruz. Sonuçta, elimiz eskisinden de ağır.

İkimiz de kum torbalarını kırk beş derece hareket ettirebiliyoruz.

Dört-beş defa kafamıza kum torbası yediğimiz için, kollarımızı önümüzde çapraz tutup gelen saldırıyı bloke etmeyi öğreniyoruz. Tabi, hâlâ başarılı olduğumuz söylenemez.

***

- Hadi Yıldız, sıra sende!

Basketbol koçu Bay Philten'ın dediği gibi, basket deneme sırası bana geldi. Bir ay boyunca basketbolu yeterince iyi öğrendiğimi düşünüyorum. Tabi, üçlük basket atmak dışında...

Üçlük çizgisinin arkasına geçtim. Şu ana kadar bizim takımdan sadece Ryan üçlük basket atmayı başardı. Şimdi de ben başaracağım!

Derin bir nefes aldım ve olduğum yerde zıplayıp topu attım.

Hadi...

Top potanın demirine değip fileye değil, dışarıya zıpladı.

- (BP) Ve bir başarısız daha!

Bir yumruk atma isteği daha! Salak adam...

Şu ana kadar her basket atamayan oyuncuyu bu şekilde aşağıladı. Salak demiş miydim?

- (BP) Son üç oyuncu. Sonra kurs bitecek. Sıra sende Fred.

Boş olan tribünlere ilerledim ve oturdum.

Çünkü koç, kurs saati dolmadan değil evlere göndermeye, üstümüzü bile değişmemize izin vermiyor.

Oturduğum yerden kafamı kaldırıp manşet çalışması yapan Ebrar'a baktım.

- (BP) Yine başaramayan biri! Harry, sıra sende.

Salonda yankılanan ses sinirlerime dokunuyor olmasına rağmen derin bir nefes alarak sakin kaldım. Bu adam gördüğüm en sinir bozucu öğretmen olma özelliğini taşıyor.

Ebrar başarılı bir manşet attığında gülümsedim. En azından birimiz başarılı. Mutluluğum kısa sürdü.

- (BP) Yine bir başarısız! Son olarak sıra sende Tifanny.

***

Kanalizasyonda ilerlerken Mikey'le karşılaşmamız artık hiç de şaşırtıcı gelmiyordu. Mikey sırıtarak bize baktı.

- (M) N'aber kızlar? Gününüz iyi geçti mi?

Bay Philten'ı saymazsak..

- Evet, gayet güzel bir gündü. Senin günün nasıldı Mikey?

- (M) Yorucu... Ama değdi!

Mikey sırıttı. Gözlerimi kısarak Mikey'ye baktım. Eğer Mikey yorulmuşsa, bu onun iş yaptığını gösterir.

TMNT ve Ben?!Where stories live. Discover now