Savaşlar Yıkıcıdır, Sen Benim Savaşımsın

3.5K 496 73
                                    

Jongin, Sehun, Kyungsoo ve Jongdae yaklaşık altı saattir Argos'ta Chanyeol'u arıyorlardı.
"Sanki yer yarıldı içine girdi!"

"Ben size yalnız bırakmayalım demiştim.."

"Bakmadığımız bir taş altı bile kalmadı, pes ediyorum!"

"Öküz kadar çocuk nereye saklanabilir ki?"

Hepsi yorgun bir şekilde çimlere oturdu. Bir süre dinlendiklerinde Kyungsoo aklına gelen şeyle ayağa fırladı.
"Zindanda olabilir mi?"

"Baekhyun'u öğrendikten sonra tekrar gitmez."

"Sevdiği için gittiği ne malum? Belki öldürmek için gitti?"

"Yapamaz."

Jongdae de ayağa kalkarak Kyungsoo ve Jongin'in konuşmasını böldü.
"Bence bir deneyelim. Orada da bulamazsak Efendi Suho'ya gitmemiz gerekir."

Birlikte karanlık zindana girip en kuytu köşeye doğru ilerlediler. 10 tane güçlü Ares oğlunun kafesin başında nöbet tuttuğunu gördüler. Kafesin içinde dizlerini göğsüne çekmiş ve duvara yaslanmış Baekhyun'u gördüklerinde hepsinin boğazı düğümlendi.

O kadar melek gibi görünen biri Hades'in çocuğu olamazdı. Hem, hiç biri söylenilen gibi bir canavar görmüyordu. Baekhyun, aynı Baekhyun'du. Korkunç kanatları falan yoktu?

Baekhyun kapı sesiyle ayağa fırladı ve demirlere tutundu.
"Kyungsoo! Jongin! Jongdae! Sehun!"

Hepsi yavaşça kafese yaklaştı. Baekhyun'un mükemmel yüzü ağlamaktan tam bir harabeye dönmüştü.
"Burada çıldırmak üzereyim!"

Sehun yarım bir gülüşle ona baktı.
"Geber. Hain."

"Hayır! Bakın, beni dinl-"

Chanyeol'dan sonra en yakın olduğu Kyungsoo üzüntüyle ona yaklaştı.
"Gerçekten, sen misin?"

"Ne?"

"Hain sen misin?"

"Hayır!"

Jongin sinirle Kyungsoo'yu ondan uzaklaştırdı.
"Ona yaklaşma bebeğim, ne yapacağı belli olmaz."

"Hayır! Çocuklar, beni tanımıyor musunuz?!"

"Hayır. Adın bari gerçekten Baekhyun olsa."

"Lütfen yapmayın..."

"Biz seni evimize aldık be! Gerçi, sonradan yaktın.."

"Hayır! O ben değildim, yakan ben değildim!"

Sehun kafese doğru tükürüp geri gittiğinde Baekhyun halsizce başını demirlere yasladı. Garip bir sessizlik olduğunda dolu gözleriyle arkadaşlarını inceledi.
"Chanyeol nas-"

"Utanmadan bunu mu soruyorsun?"

"Onun iyi olduğunu bilmem gerek."

"Bunu sormak biraz şey gibi, birinin kalbinden bıçağı geçirip acaba öldü mü diye sormak gibi."

"Bakın, anlamıyorsunuz, bir rüya gördüm ve-"

"Dostum, rüya yorumu istiyorsan kahine git. Biz Chanyeol'u aramak için buradayız, seninle kahve içip sohbet etmek için değil."

"Chanyeol'u aramak mı?"

"Evet, belki haberin yoktur ama bu olay olduktan sonra bok gibi bir haldeydi ve şu an hiçbir yerde yok!"

Baekhyun birden gözlerini büyüterek panikle onlara baktı.
"Kulübeye baktınız mı?"

"Evet, duvarlarda kan vardı."

Son of Aphrodite || ChanBaekWhere stories live. Discover now