26.Bölüm

2.9K 145 17
                                    

-26-

Justin beni eve bırakınca ben de üzerimi değiştirip Lily’nin odasına daldım.”Nasılsın fıstık?”dedim.”İyiyim abla.”dedi.”Neler yapıyorsun bakalım?Okul nasıl gidiyor?”dedim.”Sorma abla ya,4.sınıf çok zor.Yarın matematik sınavım var.Şimdi ben nasıl yapacağım o bölmeleri,çarpmaları...”diyip yüzünü ekşitti.Buna karşın ben de gülümsedim.”Ohoo!Çabuk sıkılmışsınız bakıyorum da.Daha bir sürü sınava gireceksin mızmız hanım.Kendini alıştırsan iyi olur.”diyip yanağından bir makas aldım.”Yapma yaa...”diyerek ofladı.”Yapamadığın bir yer varsa söyle,anlatayım.”dedim sanki matematiğim çok iyiymiş gibi.”Yok.”dedi.”Senden yardım alacak kadar kötü bir durumda değilim.”

“Bak sen şu bacaksıza!Bir de ablasına laf sokuyor!Şimdi ben seni gıdıklamaz mıyım?”diyip onu gıdıklamaya başladım.Gülmekten altına yapacakken annem odaya daldı.”Rahat bırak kızı.İşeyecek şimdi altına.”diyince gülmeye başladım.”Neye gülüyorsun sen öyle?”dedi.Cevap vermedim ve gülmeye devam ettim.Bu sefer o beni yatağa yatırıp gıdıklamaya başladı.”Anne yeter!Kaç...Kaç yaşına...Geldim...Hâlâ gıdıklıyo-rsun beni.”dedim kahkalarımın arasından.Sonra gıdıklamayı bıraktı.”Haydi,yemek hazır.”dedi.Kafamı sallayıp odadan çıktım.

Annem nasıl bu kadar değişebiliyordu?Bu kadar kısa sürede nasıl değişmişti?Aklım almıyordu.Gerçekten çok çok ama çok garipti.

Aşağı indiğimde annem eliyle masayı gösterdi ve “Otur kızım.”dedi.Kafamı sallayıp oturdum.Yemekleri koyarken “Yarın akşam Lily ile birlikte teyzenlere gideceğiz.Sen tüm arkadaşlarını çağırıp bir yemek düzenleyebilirsin.Sen hastanedeyken hepsi perişan olmuştu. Bana da destek oldular.Bir bakıma teşekkür yemeği olabilir. Bir de Karley’in olayıyla herkes daha bir perşişan olmuştu.Tekrar bir araya gelerek eğlenirsiniz işte.Tabii istersen.”dedi.”Haklısın.”dedim.”İsterim tabii ki.”

“Tamam öyleyse...Tüm yemekler senden ama.”diyip kaşlarını kaldırdı.”Merak etme...Benden becerekli kız bulamazsın.”diyip sırıttım.Yemeğimi yemeğe devam ettim.

***

Sabah gözlerimi açtığımda ne kadar yorgun olduğumu fark ettim.Dün akşam makarnayı,köfteyi,rus salatasını ve patlıcan dolmasını hazırlamıştım.Bu güne daha az iş bırakmak istemiştim.Üzerime bir ağırlık çökmüştü.

Kafamı kaldırdığımda baş ucumdaki notu gördüm.Annemdendi.

Erkenden gitmeye karar verdik.Kahvaltıya çağırdılar.Akşam da burada kalacağız.Biraz özlem gidereceğiz.Kendine dikkat et.Yemekte de başarılar!” yazıyordu.Kafamı yavaşça sallayıp bacaklarımı yataktan uzattım.Ayaklarıma pofuduk terliklerimi geçirip yere sürterek banyoya girdim.Yüzüme soğuk bir su çarpıp aşağı indim.

Buzdolabından mısır gevreğini çıkartıp bir kaseye koydum.Ardından soğuk süt ekleyip tabağımı elime aldım ve televizyonun karşısına geçtim.Dün herkese mesaj atmıştım.Saat 6 buçukta geleceklerdi.Şu an saat 11’di.7 saatim vardı.Oldukça uzun bir zaman gibi geliyor ama diğer yemekler,salata,giyinmek,makyaj,banyo,temizlik derken iş uzayacaktı.7 saat az bile kalırdı bence.

Kahvaltımı yaptıktan sonra mutfağı toparlayıp bir güzel silip süpürdüm.Yukarıdaki odaların kabaca tozunu aldım.Banyoyu da sildim.Salonu da silip süpürdüm.Yemeklerin hepsini bitirdim.Bir tek salata kalmıştı.Onu da gelmelerine yarım saat kala yapacaktım.

Dün akşam bizim gruba mesaj attım.Justin,Jake,Alice,Edward ve onun yeni sevgilisi Caroline.Onu daha yakından tanımak istiyordum ve bu fırsatı kaçırmak istemedim.

Tüm işlerim bittiğinde saat 6’ya geliyordu.Alice’e ve Jake’e erken gelmelerini söylemiştim.Alice benim kıyafetimde yardımcı olacaktı.Jake’e de bir kaç bir şey hazırlatacaktım.Aşçılık okuyan oydu.

Die İn Your Arms (Justin Bieber Fanfiction)Onde histórias criam vida. Descubra agora