3. BÖLÜM: "KIZIL KUYU CESETLERİ."

15K 842 317
                                    

•Yoona- Amazing Grace

3. BÖLÜM: "KIZIL KUYU CESETLERİ."

❄❄❄

Çocukken her şeyin bir gün biteceğinden, tüm sızıların bir anda yok olacağından o kadar emindim ki. Sanki yaşadıklarım bir fragman gibi geliyordu bana. Asıl bölüm, bir sonra ki sahnede yer alacak diye kendimi teselli ediyordum. Fakat günler birbirini kovalayıp aylara, ardından yıllara döndüğünde, aslında hiç bir şeyin geçmeyeceğini, aldığım her yaranın sızısının kuruyup derin bir çöküntü yaratacağını anladım. Ve ben bunu anladığımda daha on birime yeni geçmiştim. Güzel bir çocukluk ya da zorlu bir ergenlik geçirmemiştim. Daima doğduğumdan bu yaşıma kadar her anım aynı noktalarla, aynı virgüllerle bitti. Zor muydu? Sadece alıştım desem daha doğru cevabı vermiş olurdum. Üzgün müyüm? Pekâlâ, bunun cevabı galiba çok açıktı. Üzgündüm, hiç olmadığım kadar hem de.

Saçlarımın yüzüme dağılışını sevmezdim. Ancak belime kadar uzanan saçlarımı hep sevmiştim. Şu an ki görüntüm ise, on birimdekinden oldukça farklıydı. Tek kelimeyle özetlesem, saçlarımın yok oluşu boyasının renklenmesi ne kadar üzgün, mutsuz olduğumun bariz bir kanıtıydı. Peki, anladılar mı? Sanmıyorum. Anlasalar bile artık ne eskisi gibi uzun saçlarım vardı, ne de o saçlarımı korumaya çalışan bir ben.

"Banyo yapmak ister misin?"

Adının Asha olduğunu bildiğim kız, elinde küçük tepsiyle bana doğru ilerledi. Şu an ne banyo yapmak istiyor ne de dudaklarımın arasından bir sıvı geçirmek istiyordum. Tek istediğim bir an önce bu izbe yerden defolup gitmekti. Lâkin bunun böyle kolay olmayacağını çoktan anlamıştım. Hani, Enery'nin son sözlerinden sonra.

Dediği gibi yazgım doğmadan önce mi yazılmıştı? O yazgı da Enery mi vardı?

Asha, küçük adımlarla oturduğum yatağa yaklaştı.

"Pekâlâ, banyo yapmak istiyorsan bana söyle."

Başımı dizlerime yasladım. Buradan gitmek istiyordum sadece. Ne Enery'nin lafları ne de burada oluşumla ilgileniyordum. Çünkü emin idim ki büyük sorunlar yine etrafımda çember kurmuştu. Fazla sorular çoktan beynimdeki hücrelerimi ısırmaya başlamıştı.

"Gitmek istiyorum," diye mırıldandım.

Asha, tepsiyi eğilerek yanıma bıraktı.

"Bir şeyler yemen gerekiyor." dedi, ruhsuz bir o kadar da umursamaz ses tonuyla. Beni duyduğuna emindim fakat duymamazlıktan gelmişti. Bu alt üst olmuş sinirimi daha çok yıpratmıştı.

"Neden buradayım?"

Asha, kafasını onaylamazcasına iki yana salladı, akabinde kollarını göğsünde kavuşturdu. "Bana ihtiyacın olduğunda seslen!" deyip arkasını döndü.

Sinirim, büyük bir top oluşturarak odanın içinde çırpınmaya başladı. Bu çırpınış daha çok benim çırpınışıma benziyordu. Yanımda duran tepsiyi elimle itekleyip, bir hışımla ayağa kalktım. Lanet olasıca sorularıma bile cevap alamıyordum. Çıldırmak üzereydim!

"Lanet olsun! Benim neden burada olduğumu biriniz söyleyecek mi?!" diye bağırarak Asha'nın üzerine doğru yürümeye başladım.

"Kimsiniz siz? Bu yaptığınız doğru değil anlıyor musunuz! Beni zorla burada tutamazsınız!" diyerek onu iteklemek istediğimde, Asha iki elini bana uzattı. Daha ne olduğunu anlamadan kendimi yerde bulmuştum. Bunu öyle bir hızla yapmıştı ki gözümden kaçan hareketleriyle yutkundum. Tutulan nutkum Asha'nın kanlanan gözleriyle daha çok tutulu kalmış, hareketleri ile korkumdan ağzımdan kelimelerim kekeleyerek dökülmüştü koynuma.

RUHUMA DOKUNAN HAYALET (KİTAP OLDU)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora