4. BÖLÜM: "GÖKYÜZÜMDE AĞLAMA."

11.7K 762 177
                                    

•Red- Hyman for the missing

4. BÖLÜM: "GÖKYÜZÜMDE AĞLAMA."

❄❄❄

Beynimde sonu gelmeyen harfler vardı; büyük harflerin ardından küçük, virgülden sonra ise büyük harfler başlıyordu. Bir yerden sonra ise tamamen bitiş çizgisine yaklaşıyordum. Belki de ölüme yaklaşıyordum bunu bilemiyordum. Hatta bunu ne kadar istediğim tartışılır bir konu değildi. En başından belliydi cevabım; bir ölümle kucaklaşmak isterdim.

Şimdiyse bu günlerde ölümün varlığını unutmuştum. Yaşamak istediğimden değil, aptallığımdan, belki de en çok güçsüzlüğümdendi. Düşünmek istedikçe bir yerden sonra kafa tasım iki yere parçalanıyor. "Beni düşünme, beni hisset. Ölümü hisset!" diye bağırıyordu. Birkaç seferliğine kulaklarımı tıkamıştım. Bu sorun değildi. Duymamazlıktan  gelebilirdim. Peki, ne zamana kadar? Ne zamana kadar yaşamalıydım? Ne zamana kadar amaçsızca nefes almam gerekiyordu? Nefes almalı mıydım? Belki de.

Küçük soruları beynimden atmak istiyordum çünkü olur olmadık yerde bana sorun yaratıyorlardı. Mesela en çok dün olanları düşünüyordum bundan ziyade dün olanları düşünmemek için de başka şeyler düşünüyordum. Bir zincir misaliydi her şey. Şu an bile dün olanlar aklıma isyan bayrağını çekmişti. Dün duyduklarım bende şok etkisi  yaratmıştı peki neden hala burada debenlemiyordum? Neden kaçmak için bir iki adım atmıyordum. Korkuyor muydum? Kimden? Enery'den mi, Asha'dan mı, yoksa cesetlerden mi? Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum. Pekala, belki birazcık Enery'den ürküyor olabilirdim. Sonuçta adamın bakışlarında, beni diri diri kesip, kesiklerime tuz dökecek kapasiteye sahipti. Korkmalıydım bence.

Tamuma,

Büyük annem.

Buna ne diyebilirdim peki? Beni bir aşk uğruna heba eden kadına ne demeliydim. Kahretsin ki onu tanımıyorum bile. Bir hiç uğruna beni de kendi beraberinde buraya mahkûm etmişti. Ancak neden? Bir sevgi için mi yapmıştı? Buna inanasım geliyordu; inanıyordum da. Ancak beni etkileyen diğer bir soru da vardı?

Enery, gerçekten beni istiyor muydu?

Burada olmamı? Onları kurtarma mı istiyor muydu?

Aklımı kurcalayan sorulara cevap bulmak için belki de Asha'ya ihtiyacım vardı. Dün akşam Enery ile eve gelene kadar tek bir laf etmemiştik. Hoş ortada  laf edilesi bir olay yoktu. Her şey apaçık ortadaydı. Buradan o istemediği sürece gidemeyecektim, onun işini halletmeden bana özgürlük yoktu. Burada belki zorla tutulmuyordum; onların da beni istedikleri yoktu. Ancak birbirimize muhtaç gibiydik.

Elimle yüzümü sertçe sıvazladım. Gözlerimin şişkinliği parmaklarıma değdiğinde, duraksadım. Tüm gece gözüme bir gram uyku girmemişti, gökyüzünün değişimini, esen hafif rüzgârı iliklerime kadar hissetmiştim. Kaybolan güneşin turuncu saçları gökyüzünde dalgalandığında pencerenin  önünden çekilmiştim en sonunda. Şimdi de uyuşan bacaklarımı harekete geçirdim. Daha önce bana verilen bu odada bu kadar vakit geçirmediğimden olsa gerek ki şimdi vakit bulmuştum incelemeye; kaç metrekare olduğunu bilmiyordum fakat çokta büyük oda değildi,  odanın içi kalbimin aksine oldukça aydınlıktı, yatağımın yanında küçük komodin onunla yüz yüze beyaz elbise dolabım vardı. Fazla bir eşyası yoktu. Aslında buranın bir ev olduğundan bile emin değildim. Bir depo kadar büyüktü, diğer odalar ne alemdeydi bilmiyordum fakat oturma salonu ve mutfak oldukça büyüktü.

Dünden beri üzerimde buruşan kıyafetlere tiksinircesine baktım. Üzerimi değiştirmek için dolaba yaklaştığımda sol tarafımdaki aynada kendi aksimi görmüştüm. Bir müddet aynadan aksimi seyrettim, oysa zorla duruyordum şu küçük aynanın karşısında. Ayaklarım korkudan geri kaçmak isterken, kalbim durup aksimi seyrediyordu.

RUHUMA DOKUNAN HAYALET (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now