Kararsız Duygular

2.8K 108 25
                                    

Atilla , gecenin üzerine çökmüş karanlık havayı seyrederken , aklına küçükken kaçırılıp zorla çalıştırıldığı ve ellerinin altında emirleri için çalıştığı mafya babaları geliyor , kendisini bu belalı camiaya nasıl sürüklendiğini ve defalarca kez girdiği silahlı çatışmaları , kendisine yapılan suikast ve öldürme planlarını düşünüyordu. Sessiz biriydi Atilla . Deniz'in ölümünden sonra sanki kendi konuşma ve düşünme yetisi de kaybolmuştu. Hayal kuruyordu sadece , uzaklara dalıyordu.

Atilla gökyüzüne bakarken kolundaki kaslarından birinin üzerinde soğukluk hissedince , kar tanelerinin yavaş yavaş çiselediğini farketti. Her biri birbirinden apayrı olan kar taneleri gökten zaman ilerledikçe daha hızlı düşüyor , karanlık gökyüzüne ayrı ve hoş bir hava katıyordu. Kar tanelerinin tek tek düşüp alnını ıslatması Atilla'ya Çayağzı köyünde Murtaza'dan yeni kurtulmuş ve Ozan'ların evinde kalırken yaşadığı bir olayı hatırlattı. Çömelip oturduğu ve gazetesini okuduğu yere de aynı böyle aniden su damlaları gelmişti ve Atilla sinirlenip kendisini ıslatan şeyin ne olduğunu öğrenmek için kafasını yukarıya kaldırdığında yıkadığı saçlarını balkonda kurulayan Ozan'ı , Atilla'nın ona olan bakışlarını gördükten sonra kızarıp tatlı bir utançla oradan ayrılmasını hatırladı. Sonra yılbaşı gününki silahı tutuşunu , kendinden emin bir görünüş altında ne kadar masum biri olduğunu belli ettiği bakışını hatırladı. Ozan Atilla ve Can'a çok iyilik yapmıştı. Atilla kendisine yapılan iyiliği hiçbir zaman hayatı boyunca ödememişti çünkü daha önce kimsenin yardımına muhtaç olmamıştı ancak Ozan defalarca kez onların hayatını kurtarmış ve onları korumak adına ailesini bile karşısına almıştı. Atilla bunu kendi öz ailesine bile yapmazken Ozan'ın hiç tanımadığı yabancılara bu kadar sahip çıkması Atilla'yı etkilemişti. Ona borcu var gibi hissediyordu , ama daha garip bir histi bu. Onu korumak ve tehlikelerden kollamak istiyordu. 

Atilla bu derin düşünceler içerisindeyken , Can tek bacağı ile topallayarak Atilla'nın yanına geldi.
''Atilla , bu gece seninle uyuyabilir miyim ? Biliyorum biriyle uyumak zayıflıktır ama Ömer Amca'nın anlattığı Keloğlan masalındaki cadı aklıma geldikçe korkuyorum Atilla bir sefer benimle uyusan olmaz mı ? ''
Atilla'dan cevap gelmeyince Can , babasının hala onunla ilgilenmek istemiyor olduğunu düşünerek arkasını döndü ve başını öne eğerek tekrar odasına dönmek için yürümeye başladı.
''Eğer seni bir kez öpmeme izin verirsen seninle uyurum.''
Can , babasından bunları duyduğuna inanamayarak sevinçle arkasını döndü ve topallayarak babasının yanına geldi. Atilla , küçük çocuğu eliyle tutup havaya kaldırdı ve onu bir kez öptükten sonra yere koydu. Neşesi gözlerinden okunan oğlunu böyle görmek Atilla'ya mutluluk veriyordu. Can'a her baktığında gelecekte onun da kendisi gibi büyük bir adam olacağını düşünüyordu. Çocuğuna ilgi gösterdiğinde bundan hem kendisinin hem de çocuğunun memnun kaldığı fark etmişti Atilla. Can'ın doğumundan kısa bir süre Deniz öldüğünde Atilla'nın babalık duygusu da ölmüştü sanki. Ozan Atilla'ya bir baba olduğunu ve küçücük bir çocuğu baskılarıyla zorlamak yerine ona sevgisini göstermenin doğru olduğunu anlatmıştı. Ozan hayatına girdiğinden beridir 20 yıllık mafya tecrübelerinden daha çok insanlığa dair tecrübeler kazanmış gibi hissediyordu. Atilla , Can'ı kucağına aldı ve oğluna sarılarak uykuya daldı.
-

Batıkan sabah uyandığında yanında Ozan'ı da görünce tarif edilemez ve anlatılamaz bir mutluluk yaşamıştı. Bu an gerçek olabilir miydi ? Sabah uyandığında karşısında gördüğü ilk şeyin aşkı olması... 
Batıkan sevgiyle yanında mışıl mışıl uyuyan Ozan'ı izlerken Ozan'ın çok hafif nefes alıp verişleri Batıkan'a çok tatlı geliyordu. Batıkan elinin tersiyle Ozan'ın yanaklarını okşadığında Ozan uyanmıştı ve hafifçe rahatsız olduğunu belli eden çocuksu bir ses çıkararak yüzünü yatağın diğer tarafına dönerek uyumaya devam etti. Uykusunun bölünmesini hiç sevmezdi , ve çok hafif bir uykusu vardı. Uykulu haliyle zar zor konuşabiliyor , ağzından çıkan kelimeler zor anlaşılıyordu.
''Batıkan , bırak da uyuyayım.''
''Bir şey yapmıyorum ki sevgilim.''
''Uykum hafif biliyorsun ama sevgilim.''
''Pekala majesteleri , kıymetli uykunuzu böldüysem beni bağışlayın.''
''Of Batıkan seninle konuşmaktan uykum kaçıyor.''
''Şu an bu gerçekten yaşanıyor mu yoksa rüya mı ? Sabah erken kalmaktan hiç bu kadar zevk almamıştım.''
''Evet sevgilim ben de hiç yanağım tokatlanarak uyandırılmamıştım.''

OPPOSÉ (BoyxBoy)Where stories live. Discover now