2.Sezon 2.Bölüm - Uzak Bir Diyarda Tek Başına !

782 36 7
                                    

Zühre Hanım kendi beslediği tavuklarından elde ettiği yumurtadan yaptığı omletleri tabaklara yerleştirirken Hollanda saati öğlene varmış , gün en sıcak halini almıştı bile. 
''Koca adam oldu hala geç uyanıyor yaramaz. Bir bakayım şuna.''
Tahta merdivenlerden yukarı çıkan kadın torunun odasına girdi. Özgür yine uykusunda konuşmaya başlamıştı. Uykuda olmasına rağmen güler yüzüyle bir şeyler sayıklıyor , elleri ile havada bir şeyler yakalamaya çalışıyordu. Onu uykusundan uyandırmaya kıyamayan Zühre Hanım torununu sevgiyle izliyordu.

Küçük Özgür ne çabuk da büyümüştü böyle... Çocukluğu babaannesinin ellerinde çabucak geçivermişti ve şimdi üniversiteden mezun olmuştu. Zühre Hanım onu her şeyden koruyup kollayıp en iyi şekilde yetiştirmişti. Batıkan ve Ozan'ın cennetten onu izlediklerini biliyordu. Özgür ona cennetteki çocuklarının emaneti , canının bir parçasıydı. 

Her zaman ele avuca sığmayan şımarık bir çocuk olmuştu. Sürekli yaramazlıkları ve bitmeyen enerjisi ile babaannesine çok çektirmişti. Her zaman neşeli ve çılgın bir çocuk olmuştu. Babalarını görmeden , onların kokusunu almadan yetim büyümüş olsa bile her zaman mutlu olmasını başarmıştı Özgür. Şimdi ise üniversitesini bitirmişti. 

Babaannesi rüyasında neredeyse kalkıp dans edecekmişçesine uyuyan torununun kafasına hafifçe vurarak uyandırdı. Özgür bir anda uyandı.
''Ah , neler oluyor geldik mi ? ''
Zühre Hanım gülerek : 
''Evet yavrucuğum evet geldik. Yine hangi hülyalara daldıysa şaşkın çocuk...''
Özgür uzunca bir esneyerek bir anda yatağından fırladı ve babaannesine sarıldı.
''Dünyanın en tontiş babaannesi , hayal kurmak kadar güzel bir şey mi var ? ''

Zühre Hanım :
''Yok tabii de , fazla hayalperest olmak da iyi değil oğlum. Neyse , haydi üstünü giyin de aşağıya gel , kahvaltı hazır olur şimdi.''
Özgür dolabını açtı. Birkaç parça eski kıyafeti vardı ve onlar ile çok mutluydu. En sevdiklerini giyindi ve yatağının yanıbaşında uyuyan yavru keçisini kucağına aldı.
''Gel bakalım lahmacun.''

Her gün sonsuz bir enerjiye sahip olan ve neşeli bir yapısı olan Özgür , yeni bir sabaha babaannesi ile uyandığı için mutluydu. İstediği her şeye sahipti ve o hiçbir zaman elindekinin kıymetini bilmemezlik etmemişti.

Zühre Hanım kahvaltı masasını hazırlarken Özgür ahırlarına gidip dostlarına günaydın demek istedi. Köyde büyüdüğü için hayvanlar ile o kadar iç içeydi ki , onlar ile arasında tarif edilemez bir bağ vardı.

Tüm inekleri okşayarak öptü. Hepsine bir baba sevgisi ile sarıldı ve onları kendi kelimeleri ile övmeye başladı.
''Canlarım benim.''
Özgür , hayvanlarını da sevdiğine göre kahvaltıya artık oturabilirdi. Kahvaltı masasına oturur oturmaz kendi yaptıkları organik ürünleri hızlı hızlı yemeye başladı.
Zühre Hanım :
''Oğlum yavaş boğulacaksın.''
Özgür : 
''Imm makarna bu sütü verirken mutlu olmuş mudur acaba ? ''
Zühre Hanım :
''Makarna ve süt ne alaka oğlum , dersler senin kafanı iyice bozdu.''
Özgür :
''İneğimizden bahsediyorum babaanne.''
Zühre Hanım :
''Her hayvana yemek ismi verip durmasana oğlum , şaşırıyorum vallahi. Neyse , senin ataman ne oldu ? ''
Özgür :
''Hala bekliyorum babaanne. Yakında Hollanda'daki bir şehirde öğretmenlik görevime başlarım. Atanmalar birkaç ay sürebilirmiş.''

Zühre Hanım :
''Seninle gurur duyuyorum oğlum.'' 

Özgür küçük bir çocuk gibi hızlı hızlı önündeki tabağı süpürürken Zühre Hanım torununu mutlu ve duygusal bir ifade ile izliyordu. Kıt kanaat geçinip saçını süpürge edip Özgür'ü okutmuştu ve o şu an bir öğretmendi. Zühre Hanım emindi ki Ozan ve Batıkan da cennetten Özgür'ü izlerken çocuklarıyla gurur duymuşlardı. Zühre Hanım yokluk içinde Özgür'ü okutmuştu ancak Özgür'ün bitmek bilmeyen azmi sınavı kazanmasını sağlamıştı. Onun hırsını ve zekasını gördükçe Zühre Hanım'ın aklına Ozan geliyordu. Gözünün önünde yanarak ölen Ozan... O da oğlu gibi zeki ve çalışkandı , avukat olmak istiyordu ancak ölüm onu hayallerinden ayırmıştı. Onun bitiremediği okul oğlu Özgür'e nasip olmuştu.

OPPOSÉ (BoyxBoy)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora