Aşkın En Tehlikelisi

1.6K 67 6
                                    

Ozan , vücudunda 50 ton yük varmış gibi bir ağırlık hissederek , yavaşça yatağından kalktı ve odanın öbür ucundaki su sürahisine doğru yürüdü. 

Haftalardır sürekli kendini yemeğe vermesinden dolayı aldığı 6  kilonun kendisinde oluşturduğu göbeğinin damarlarının çatladığını hissediyordu ve bu canını hiç acıtmıyordu. Uykusuz gecelerin eseri olan mosmor renkli sarkık göz torbaları ve günlerdir tıraş olmadığı için yüzünde oluşan , günlerdir yıkanmayan kirli  kıl birikintisi onu hiç olmadığı kadar üzgün gösteriyordu. 

İçinde bir miktar su bulunan sürahiyi titreyen elleriyle kaldırıp suyu bardağa dökmeye çalıştı , ancak eli titrediği için sürahideki su bir türlü bardağa dökülmedi. Sürahideki tüm sular bardağın içine değil de etrafına dökülürken , Ozan suyu isabet ettiremediğinin farkında bile değildi. Daha sonra Ozan yine daldı ve elindeki cam sürahi yere düşüp kırıldı. 
Sürahinin kırılan cam parçaları Ozan'ın çıplak ayağına batıp etrafı kan ettiğinde , Ozan sanki az önceki kaza hiç yaşanmamış gibi içinde cam kırıkları batmış olan ayaklarıyla yavaş adımlar atarak tekrar yatağına uzandı ve örtüsünü saçlarına kadar örttü. 

Batıkan , cam kırılma sesi duydu ve odalarına girdi. Odaya girdiğinde sonuna kadar kapalı olan perdeler odanın karanlık  ve havasız olmasına sebebiyet veriyordu. Yerde pizza kutuları ve gazlı içeceklerin şişeleri vardı. Ancak Batıkan'ın dikkatini yerdeki kan izleri çekmişti. 

Batıkan , sevgilisinin üzerine örttüğü örtüyü kaldırdığında Ozan'ın kafasını yastığa gömüp ağladığını fark etti. Tam onu teselli edecekken , Ozan'ın ayaklarına batmış olan kanlı cam kırıklarını gördü. 
''Ah Ozan.''

Batıkan , eline aldığı iğne ile Ozan'ın ayağındaki cam kırıklarını çıkarırken Ozan ağlamaya devam ediyordu. Batıkan , Ozan'ın yanına uzandı ve onun elmacık kemiklerindeki göz yaşlarını silerek alnına bir öpücük kondurdu.
''Sevgilim , lütfen ağlama. Haftalardır seni böyle gördükçe çok kötü oluyorum.''

''Canım acıyor Batıkan. Onu o kadar çok özlüyorum ki. Dedemdi o benim , hasretine doyamadığım dedem. Aklımdan çıkmıyor , tonlarca ilaç alıyorum ama ölmeden önceki görüntüsü gözümün önünden gitmiyor. O görüntü her aklıma geldiğinde ansızın içimde harlayan bir ateş yanıyor. Ve o ateş hiç sönmeyecek.''

''Dedemin ölümü beni de üzdü ama eminim ki sen daha çok etkilenmişsindir. Çünkü ben yıllarca onunla yaşadım ama sen ona yeni kavuşmuştun , biliyorum ama ne olur böyle yapma sevgilim. Kendini harap ediyorsun , sağlığını bozuyorsun. Ölümünün üzerinden 1 ay geçti , dersleri de hep kaçırdın. Sürekli izin yazdırıyorum sana ama böyle olmaz. Sen güçlü birisin sevgilim , benim Ozan'ım hep güçlüydü ve hala güçlü bunu biliyorum. Hem dedem de yaşasa seni böyle harap bitap görmeye dayanamazdı değil mi ?''
Ozan , Batıkan'a sarıldı. Ona sarılmak Ozan'a her zaman iyi hissettirmişti ancak bu sefer Batıkan'a sarılır sarılmaz daha da hızlı ağlamaya başlamıştı. Batıkan , Ozan'ın ağlaya ağlaya kısılan sesini duydukça canından can gidiyor gibi hissediyordu. 
Batıkan , Ozan onun da ağladığını görüp daha çok üzülmesin diye ağladığını belli etmeyerek yerinden kalktı ve çekmeceden aldığı uyuşturucu ilaçları getirdi. 

Ozan : 
''İstemiyorum Batıkan.''
Batıkan :
''Ama doktor ''
Ozan :
''Doktorun yazdığı bu ıvır zıvırlar dedemi getirmeyecek ! ''
Batıkan :
''Ozan , artık kendini toparlaman lazım. Lütfen alır mısın şunları ? ''
Ozan :
''Hayır almıyorum.''

Batıkan sıkkın bir ifadeyle ilaçları tekrar yerine koyup düşünmeye başladı. 1 aydır Ferid Bey'in ölümünün ardından gittikçe daha da kötüye giden Ozan'ı nasıl toparlayabilir , kendine getirebilirdi ? 

OPPOSÉ (BoyxBoy)Where stories live. Discover now