"Tek Sevdiğim"

6K 307 560
                                    

Harry gözlerini açtığında eşinin yanında olmadığını gördü. Dün geceden sonra eşini görememek Harry'i hüzünlendirmişti. Gözlerini ovuşturarak yatakta doğruldu. Üzerindeki kalın örtü ki alfa bunu dün gece örtmüş olmalıydı çünkü her şeyi yere atmışlardı yataktaki. Sadece birbirlerine geçen bedenleri vardı.

Ayağa kalkarken alfasının nerede olabileceğini düşündü. Kurdunu görmek istiyordu. Kollarının arasında olmak istiyordu. Dolaptan temiz çamaşır, gri kazak ve siyah polar pijama altı aldı. Gözüne takılan çoraplarını da alıp giyinmeye başladı.

Alfaysa dışarıda otururken gökyüzüne bakıyordu. Kendine geldikçe tüm gece yaptıkları zihnine doldu. Eşine sert davranmış, onu incitmişti. Alfa sabah uyanıp da eşinin bedenini görünce kendinden nefret etmişti. Onu inciteceğini biliyordu ve incisinin canını yakmıştı. Gece boyunca alfa hırlayıp hareketlerini sertleştirirken incisi ellerini yanaklarına koyup okşamıştı, yeşilleri dolu doluyken.

Alfanın kalbi sızladı. Harry alfanın evde olmadığını fark ettiğinde korkmaya başlamıştı ama mutfağın camından dışarıya baktığında alfanın yerde oturduğunu gördü, gözlerini kapatmıştı. Harry kapıyı açıp adımlarını ona doğru atmaya başladı. Alfa ise eşinin ona doğru geldiğini biliyordu. Kokusu burnuna dolmuştu. Harry ne yapacağını bilmeden öylece dikiliyordu.

Korkuyordu.

Louis gözlerini açıp ayağa kalktı. Arkasını dönünce kendisine ürkek bakışlarla bakan incisini gördü. Saçları darmadağın, üzerinde kendisinin kazağıyla karşısında duruyordu. Pijamasının paçalarını çoraplarının içine geçirmişti ilk geceki gibi. Eşi gözüne çok sevimli ve şirin gözüktü. Harry daha fazla dayanamadı sessizliğe. Usulca sordu.

"İsminle seslenebilir miyim?" masum bir hâlde sorduğu soruyla alfanın içi sızladı. Louis kalbinin yandığını hissetmişti. İncisini tuttuğu gibi kucağına aldı. Harry kollarını boynuna doladı. Bacaklarını da yavaşça eşinin beline sararken gözlerini mavilere dikti. Sevgi dolu bakıyordu maviler.

"Sen bana her türlü seslenebilirsin." bayıldığı saçlara öpücük bırakırken alfa eve ilerledi. Eli kalçasına kayarken Harry yüzünü buruşturdu, alfa fark etmişti. Dolunayın da etkisiyle kurdu daha sertti ve eşine çok yumuşak davranamamıştı. Kalbi deli gibi atarken sıcaklığına gömülmüştü incisinin.

Alfa dün gece aklını yitirebilirdi böyle bir güzelliğe sahip olarak, ona karışarak.

"Canın çok acıyor mu incim?" Harry Louis'in ona sevmeye kıyamadığı bir şeymişcesine bakmasına ve 'incim' diye seslenmesine bayılıyordu.

"Biraz acıyor." aslında bedeninin birçok yeri sızlıyordu. Alfası biraz sert sevmişti kendisini. Eve girdiklerinde başka bir odaya gelmişlerdi. Louis kucağından yavaşça indirdi eşini. Büyük odada çift kişilik bir yatak ve kenarları süslemeli ki safir doluydu her bir yanı bir boy aynası vardı.

"Buraya neden geldik?" Harry aynanın önünde durmalarına anlam verememişti. Alfa eşinin üzerindeki kazağı çıkarırken anladı. Eşi belinden tutup aynaya çevirdi bedenini. Harry aynada kendini gördüğünde hiçbir şey demedi. Sadece baktı. Omuzları, göğsü, karnı yer yer kızarmış ve morarmıştı. Louis saçlarını topladı. Boynunda da diş izleri vardı.

Pijamasını ve çamaşırını da sıyırdı. Kasıklarında da morluk vardı. Alfa bedenini biraz çevirirken kalçalarına baktı. Diş izleri ve morluklar vardı yine. Bedeni dövülmüş, hırpalanmış gibiydi Harry'nin. Bembeyaz teninde hepsi birer leke gibi duruyordu.

Gözleri aynada alfa ile buluşunca alfanın mavilerinin parladığını fark etti. Mavileri dolu doluydu. Harry eşine döndü.

"Canım acımıyor." alfa bir şey demedi.

LOVE NEVER FELT SO GOODWhere stories live. Discover now