Bölüm 22

7.7K 689 35
                                    

''Büyücü olmak için gereken tüm şartlara sahipsin. Beyninin %100'ü ne ulaşabiliyorsun ki, bu yeterlidir. Şimdi ateş büyüsü için sana yapman gerekenleri anlatacağım. Elini hedefine uzat, zihnini boşalt ve moleküllerin titreştiğini hisset. İşte bu kadar! Hadi yap bakalım!''

Leo bu kadar şeyi nasıl yapacağını anlamadı. Çok basit bir şeymiş gibi konuşuyordu, fakat bu imkansıza yakın denilebilirdi. Hele şuanda! 900 adet canavarla savaşırken ve nefes almak için bile zor zaman bulurken, kafasını boşaltmalıydı öyle mi..

''Bunu şuan yapamam!''

Ses ile konuşurken, bir anda sırtına inen darbe ile bir kaç metre ileriye yitildi. Dikkatini dağıttığı için arkadan darbe almıştı ki, eğer enerji zırhına sahip olmasaydı kesinlikle ölüp giderdi. Asasını etrafında çevirmeye başlarken,

''Senin gibi bir aptal daha bunu şuan yapamayacağını düşünürken, birde güçlenmek istediğini söylüyor. Gerizekâlıların piri! Sana seçim şansı verdiğimi mi düşünüyorsun? Benim tavsiyelerimi anında uygulayacaksın! Ya kendi isteğinle yaparsın yada zorla yaptırırım. Elini kaldır! Zihnini boşalt! Moleküllerin titreştiğini hisset!''

Ses ona bağırırken, eski sesinden en ufak bir iz yoktu. Leo onun bu kadar kızacağını tahmin etmiyordu. Leo bu işi yerde yapamayacağını düşündüğü için aklına gelen şeyi yaptı. Bacaklarında topladığı tüm güç ile zıplarken, bir patlama sesi oluşturmuştu. İlk defa böyle bir şey yapıyordu. Aşağıya baktığındaysa, eskiden durduğu yeri de bir çukur olduğunu görünce kahkaha attı. Fakat bu kahkahası uzun sürmemişti. Aşağıya düşerken, elini bir canavara doğru uzatıp, aynı sesin dediği gibi zihnini boşaltmak için gözlerini kapattı. Şuan hiçbir şey düşünmüyordu. Ne nasıl güçleneceğini, ne yarın ki turnuvayı nede Griffon birliğini.. Tamamıyla boşaldığındaysa, daha önce hiç olmayan bir şey gerçekleşti.

Az önce canlanan canavarın tıpatıp aynısı zihninde belirirken, onun gitgide tuhaf bir hale gelmesiyle şaşkınlık içinde kaldı. Canavarın ilk önce derisi, sonra kemikleri en son ise iç organları gittiğinde, içten dışa doğru ufak toplar ile yeniden şekilde aldığında, bunun ne olduğunu ilk başta anlayamamıştı. Fakat daha sonraysa bu küçük topların, sesin bahsettiği moleküller olduğu aklına dank etti.

Sesin dediklerini hatırlayarak, şimdi bu molekül denen şeyleri tamamıyla titreştirmesi gerekiyordu. Bunu düşündüğü anda canavarı oluşturan moleküller bir anda binlerce kat hızlı bir şekilde titreşmeye başladı. Leo büyünün bu kadar basit olmasına aşırı derece de şaşırmıştı. Kulağına dolan kükremeyi duyduğunda gözlerini açtı ve gördüğüne inanamadı. Hedef aldığı canavar bir anda alevler ile kaplanmıştı. Üstelik örümcekler oldukça kalabalık olduğu için ateş, sanki canlıymış gibi kısa sürede tüm örümcekleri sarmaya başladı. Bunun olmasını sağlayan iki neden vardı elbette..

Birinci neden olarak örümceklerin toplu şekilde durduğu söylenebilirdi. İkinci neden ise örümceklerin üzerindeki kıllardı. Resmen çıra işlevi görerek, kısa sürede hepsinin ateşle kaplanmasını sağlamıştı.

Leo yere büyük bir gürültü ile düştüğünde, örümceklerden birisi bile kendisine saldırmamıştı. Daha doğrusu saldıramamıştı. Çünkü kendilerini yakan alevleri söndürmekle uğraşırlarken, bunda pek başarılı olamıyorlardı. Bazıları yerlere sürünse de, bu hiç bir işe yaramıyordu. Üstelik bir kısmı oldukça aptal bir hata yapmıştı. Kendilerini ağlar ile örmeyi düşündüler ki, bunu yaptıkları anda ağları çok daha büyük bir ateş oluşturmuştu.

Bu süreç devam ederken, Leo sadece olduğu yerde duruyordu. Büyücü olmanın bu kadar işlevsel olduğunu bilmiyordu. Elbette daha önce büyücü diye bir tabir de duymamıştı.

''Bu yaptığın en basit büyüydü. Bir maddeyi ateşe vermek seni büyücü yapmaz. Bir büyücü olmak için sıkı çalışma ve disiplin gerekir. Her gün büyüyle antrenman yapman ve elementlerin doğasını anlaman gerekir. Sana bu söyleyeceklerimi asla aklında çıkarma. Ateş yanmak ister, su akmak ister, hava yükselmek ister, toprak sabit kalmak ister! Asla ama asla bu söylediklerimi unutma ve aklına kazı. İşte o zaman elementleri anlamaya başlayacaksın.''

Leo sesin konuşmasını bitirmesiyle, bir görevlinin önüne indiğini gördüğünde ona cevap vermek için daha sonrayı uygun buldu. Örümceklerin cesetlerinin neredeyse hepsinde yanık lekesi vardı ki, görevlinin buna şaşırdığı açıktı.

''1200 canavar, tanesi 20 gümüş anlaşma yapmıştım.''

Görevli ise bu antlaşmayı biliyordu. Kendisi bu antlaşmayı yaratmıştı. Fakat bu çocuğun bir saati biraz geçkin bir sürede 1200 canavar öldürmesi..

İşte bu hiç beklemediği bir olaydı. Üstelik normal bir şekilde öldürülmemişti. Canavarların cesetlerine bakılırsa yanmışlardı ki, 1200 tane canavarı bir anda yakmak için ne yaptığını merak ediyordu.

-------------------------------------------------------

Leo elinde kalan 40 altınına bakarken içi acıyordu. 240 altınının 200'ünü sese verdiği içindi. Aslında 180 altın vermesi gerekiyordu. Fakat 20 altın daha vererek iki adet daha tavsiye almıştı. İlk olarak beden eğitmesinin önemini öğrenmişti, daha sonra geçmişi ile bilgiler almaya başlamıştı. Bunların içinde en yararlı olan şey ise en sona bırakılmıştı. Büyücülüğe doğru ilk adımını atmıştı ki, bu kendisine göre muazzam bir şeydi. Hatta enerjisi ile kendisini kaplamayı öğrenmesi de bir tavsiye sayılabilirdi. Geriye 4 tane daha tavsiyesi kalmıştı ki, sesin dediklerine bakılırsa bu tavsiyeleri daha sonra, vücudu güçlendikten sonra kullanacaklardı. 

Leo vücudundaki muazzam güç artışına alışmıştı. 6 küresi dolduğundan dolayı kendi seviyesinden çok daha üst bir konumdaydı ki, üstüne üstlük saf beden gücünde de artış yaşandığından dolayı, kendi seviyesi ile kolaylıkla başa çıkabilirdi. Aynı şekilde kendisinden bir kaç seviye üstlerle de savaşabileceğini düşünse de, bunu sese söylememeyi uygun görüyordu.

Şuan yürüdüğü yer ise evden başka bir yer değildi elbette. Yarın turnuva olduğu için oldukça heyecanlı olmasının yanında, zaten 6 küresini doldurduğundan dolayı enerjisi tavan yapmış durumda olduğu için aynı zamanda sakindi.

----------------------------------------------------

Lux doğru duyduğundan emin olmak için tekrar sormaya karar verdi.

''1 gün içinde 1200 canavar öldürdü. Üstelik hala aynı seviyede?''

Bunu sorduğu kişi danışmanı Cass'ten başkası değildi elbette. Eğer başka bir kişi ona böyle bir bilgi verseydi, ilk önce güler daha sonraysa o kişiyi direk öldürürdü. Fakat danışmanı ve aynı zamanda ustası olan Cass'in kendisi ile dalga geçmeyeceğini biliyordu.

''Evet Kralım. Leo'nun anlamadığım sırrı burada başlıyor. Normalde 20. seviye'de 21. seviye 1200 canavar öldürse, kesinlikle 22. seviye olabilir. Fakat onun seviye atlaması çok daha farklı bir boyuta geldi. Onu bunun için yanıma getirmesi için iki kişi göndermeye karar verdiğimde, anında öldüler. O kişi odada ortaya çıkıp, kendi işime bakmamı söyleyip, gitmeden önce bir daha böyle bir olay olursa herkesi öldüreceğini söylediği için bunu size anlatmak zorundayım.''

Lux duydukları karşısında öfkeyle yumruğunu tahtına vurduğunda sadece patlama sesi odayı doldurdu. Bunların başına neden geldiğini anlamıyordu. Bu çirkin adamın kim olduğunu da anlamamıştı. İsimsiz bir uzman olduğu kesindi. Fakat uzmanlar göğüslerinde bir rozet taşırlar ve krallar bile o kişilere saygı duyarlardı ki, Cass'in saygı görmesinde en büyük neden de oydu. 

''Cass, o kişinin uzman olmadığına emin misin?''

Bu soruyu sorarken alacağı cevabı zaten tahmin etse de, yine de duymak istiyordu.

''Uzman olduğunda göğsündeki rozet kendiliğinden ortaya çıkar. Her zaman, her yerde göğsünde olur ve çıkaramazsın. Herkes tarafından görülür. Bu Gaddar Tanrının insanlara güçlüleri göstermesinin en basit yolu. Fakat o adam benden çok daha güçlü olduğu halde göğsünde bir rozet taşımıyordu. Belki de bir uzmandan çok daha güçlü kişidir.''

Elçi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin