Bölüm 69

5.6K 542 16
                                    

Seka etrafını saran uzmanlara üstün körü bakış attıktan sonra önünde silahını kavrayan Cass'e

''Senin gibi aptalın, uzmanların liderliğini alacağını hiç düşünmesem de, yapacak bir şey kalmamış. Fakat buraya Windsor'un barış isteği gönderdiğini söylemeye geldim. Bunu söyledikten sonra bana saldırırsan, 14 yıl beklemeye kalmaz ve sizi ezerim.''

Oldukça ciddi bir ses ile bunları söylerken, bir anda elini yayına atıp kirişi çektiğinde, üstlerinde yüzlerce ok belirdi. Fakat uzmanlar daha tepki bile veremezken,

''Bu söylediklerinde ciddi olduğunu nasıl bilebiliriz? Üstelik daha yeni Windsor kendisini imparatorluk ilan edip, Kın kasabasının topraklarında Rüzgar şehri kurduktan sonra? Üstelik bununla kalmayıp Kurt Krallığının timini öldürdünüz ve Rüzgar Şehri dediğiniz yerin etrafına 10 tane kasaba kurdunuz.''

Seka suçlamaları dinledikten sonra derin bir nefes alarak,

''Bunu biz yapmadık. Üstelik savaştan sadece Windsor'un çekildiğini söylemedim mi? Leo Clast'ın savaşı hala devam ediyor ve sizin yerinizde olsam onu öldürmek için 14 yıl beklemem. Sana çok önceleri söylemiştim. Bir düşmanı küçükken öldüreceksin! Eğer 14 yıl beklersen, seni şaşırtacak derece de güçlenebilir. Üstelik şuan çoktan Lord Aleminin 20. seviyesine ulaştı. Üstelik 15 yaşında.. Krallıklara saldırıp, yerlerine şehir kuran o. Şehirleri ise Windsor'a veriyor ki, bu sayede bizde her zaman yeni bir şehir alıyoruz.''

Uzmanlar kendileri ile dalga geçtiğine inandığı Seka'ya karşı öfkelenseler de, hiçbirionun kılına dahi dokunamayacaklarını bildiklerinden, liderlerini bekliyorlardı.

''Gerçekten de, 15 yaşında olan bir çocuğun Lord Alemine geçtiğine inanmamızı mı bekliyorsun?''

Cass uzmanların aklından geçen şeyi direk olarak söylediğinde, hepsi onaylar şekilde kafa sallıyordu.

''İstediğin gibi davran. Fakat benim ne zaman yalan söylediği mi gördün? Aptal gibi kendine inanırsan, ölmen işten bile olmayacak. Bundan dolayı ya bana inan, ya da kendine inanıp yenilgiye hazırlan. Şimdi bunu tartışmanın anlamı olmadığından dolayı, size barış şartlarını söylüyorum.''

Barış şartlarını sırayla saymaya başladı.

1- Windsor'un sınırlarına saldırı amaçlı gelinmeyecek. Aynı şekilde Windsor'da krallıklara saldırmayacak.

2- Leo Clast, Windsor sınırları içindeyken saldırı yapılabilir. Fakat Windsor halkının veya binasına zarar gelirse, o zaman bunu yapan kişi ve krallığına karşı savaş açılacaktır.

3- Leo Clast'ın verdiği her şehir Windsor'a ait olacak ve yukarıda bulunan maddelerden yararlanılacak.

Seka bunu söyledikten sonra herhangi bir cevap bile beklemeden yok olurken, onların cevaplarını umursamadığını göstermiş oldu. Zaten uzmanlar da bunu bilseler de, yinede öfkelenmekten kurtulamamışlardı.

---------------------------------------------------------

Leo bu olaydan sonra 4 yıl boyunca 4 farklı görevde bulundu. İlk olarak Kurt Krallığına karşı harekete geçmişti ki, onları yok etmek bile neredeyse 3 yılını almıştı. Her saldırıdan sonra anında oraya bir şehir kurmaya başlıyordu ki, o bitirdiği anda bir anda şehrin önünde büyük bir kafile beliriyordu. İnsanlar akın akın Windsor'a gelirken, bir yandan kafileler bir anda şehirlere ve kasabalara gönderiliyordu. Bir imparatorluğun meşru olması için 200 şehre sahip olması gerektiğini bildiklerinden dolayı, Leo şehirleri 2 günlük mesafeler ile kuruyordu. Elbette her şehre 10 kasaba ve toplamda 100 köy düştüğü için bu mesafeler bazen uzayabiliyordu. Yine de oldukça kapsamlı bir şekilde şehirler kurulurken, Leo bir çok saldırı almıştı. 

İlk olarak Kurt Krallığının askerleri ile mücadele etmeye alışmıştı. Hepsi kas kafalı aptallar olduğundan, büyüleri ile onları kolayca yenerken, oldukça güçlü bir büyücü olma yolunda ilerliyordu. Son görevini ise bugün tamamlamıştı. 

4 yılda kör olmaya artık alışmıştı ki, bu görevleri sırf ustası verdiği için yapıyordu. En son Elçi evrimini ne zaman kullandığını bile hatırlamıyordu. Artık yetkin bir büyücü olmuştu. Fakat hala bu ona yetersiz gelse de, yapabileceği bir şey yoktu.

Lilith'le ise sık sık konuşuyorlardı ki, Leo yıllar geçtikçe ondan hoşlandığını fark etmişti. Sırf onu güldürmek için aptal gibi davrandığı yok değildi. Her gün düzenli olarak birbirleriyle konuştuklarında ona ne zaman açılmak istese, kendisini durduruyordu. Sonuçta bir savaş vardı ve hala devam ediyordu. Krallıklar onu bulmak için gökyüzünde dolaşırken, Leo toprağın altında geziyor ve elinden geldiğince hain saldırılar ile kendisini arayan kişileri öldürüyordu. Çünkü büyücü olmanın mantığını artık anlamıştı. Eskiden yaptığı gibi yüz yüze mücadeleler onun için hiç uygun değildi. Bir büyücü, suikastçı gibi sinsi saldırılar ve hile kullanırdı. 

19 yaşında bir gençti. Fakat uzun zamandır o kadar fazla öldürmüştü ki, eski karakteri çoktan yok olmuştu. Yerine ciddi bir kişilik gelmişti ki, ustası bile bazen ona sövüyordu.

Fakat yapabileceği hiç bir şey yoktu. Leo şuan bile önünde duran insan cesedine bakarken, artık 3 Kral'ı ele geçirmesinin zamanı olduğunu anlamıştı. Bu savaşı bir an önce bitirmek istiyordu ve sonunda rahat bir hayata kavuşacaktı..

''Beni Melek Kulesine götür.''

---------------------------------------------------------------

Elf İmparatorluğu savaştan çekilmişti. Consüller bunu Beyaz İmparatorun emriyle yapmışlardı ki, bu daha önce olmayan bir şeydi. Beyaz İmparator normalde sadece tavsiye verirdi. Fakat Seka'nın barış şartlarından sonra, Consüllere ilk defa emir vermişti ve savaştan çekilmelerini sağlamıştı. Şimdi ise hepsi Loe Clast'ın büyücülüğü hakkında konuşurken, Kahin zarif vücudu ile ayağa kalkıp,

''Elçi hakkında kararlarımızı söylemeye başlayalım.''

Elçi 1-2Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz