12. Bölüm

2 0 0
                                    

Kayra Meriç'ten;

Bazı insanların ruhları gün gittikçe körelir, toz bulutu olup uçup gider ellerinden. Bazı insanların ruhları ise ömürleri boyunca bir kez karanlığa çekilir, bir daha o karanlıktan çıkılmaz aksine daha da batarlardı karanlığın içine.

Benim ise doğduğumda ruhum ellerimden kayıp karanlığa gömülmüştü. Küçük yaşta dönüşü olmayan bir enkazın altında kalmış, kurtulamıyordum hala. Geçmişi geçmişte bırak derler ya hani, benim kalbim bırakmak istese aklım bırakmıyordu bir türlü geçmişimi. Ben hayatı duygusuz, soğukkanlılıkla karşılamış ve hatta böyle yaşamayı, çıkmazlardan böyle kurtulmayı, Ben hayatı böyle yaşamayı öğrenmiştim ve şimdi kalbimde ne aşka, ne de sevgiye yer vardı ki! İnsanların o sahte maskesinin ardında ne sevgiyi, ne de merhameti görmüştüm ben. Hayatta bir kez hata yapıp aşkın o kara deliğine düşersem, benim yaşadığım o onca şeyin intikamını kim alır ki! Bazı insanların o bomboş, buz gibi bakışlarının altında öyle çok duygu var ki insanlar o duyguları kimseye göstermemek için buz maskesinin ardından o kadar çok savaş verir ve o küçük merceğin içine saklar bütün duygularını.

Bazı insanlar hayata toz pembe gözlüklerle bakarlar ve bütün insanlarıda böyle sanıp gerçeklerle yüzleştiklerinde onlara hala oyunmuş gibi gelir. Bazıları ise aşkı buldum sanıp direk hoşlandığı çocuk ile evlenme kararı alır. Ama daha kendine bile itiraf edemez o kıza aşık olduğunu. Bu ilişkilerin hepsi sahte, yapmacık, oyundan ibaret gelir bana. Çünkü gerçek aşk bu değildir. Aslında bende bilmiyorum gerçek aşkın ne olduğunu daha benim kapımı çalmadı, çalmasında kalbimin dışında kalır aşk benim, çünkü benim alacak bir intikamım, soracak, sorgulayacak bir hesabım varken ben aşkı düşünemezdim ki! Acılarım yine baş gösterirken kalan rakının son yudumunu da kafama dikledim. Koca gamze ise hem yavaş hemde tadını çıkara çıkara içiyordu. Ama ben hızlı içince güzel bulurdun veya ben alıştığım için bu böyleydi, bilmiyordum. Koca gamze 10. Bardaktan sonra masanın yüzeyindeki bakışlarını bana yönlendirdi ve "Dert anlatıcak halim kalmadı be Yeşilli hadi kalk gidelim." Dedi. Kelimleri ağzında sarhoş olduğundan yuvarlayarak, gelişi güzel söylüyordu." Tamam Koca gamze." Deyip ayağı kalktığımda o da benim ile birlikte kalktı. Yavaşça yanına geçip koluma girmesi için kolumu uzattığımda bir şey demeden koluma girdi ve birlikte yavaş yavaş yürümeye başladık. Motorun yanına geldiğimizde" Yeşilli sürebilir misin?" Diye sorduğunda sadece kafa sallamakla yetindim. O da elini cebine atıp motorun anahtarını çıkarım bana uzattığında yavaş bir hareketle elinden alıp onu arka koltuğa oturmasında yardımcı oldum. Kendimde binip motoru çalıştırdım ve yola koyulduk.
🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙
Benim ısrarım üzerine Koca gamzeyi kendi evime getirmiştim. Şimdi ne mi yapıyordum Koca gamze benim yatağımda uyuyor bende koltukta uyumaya çalışıyordum. Uyuyamayacağım kadar rahatsız bir koltuk olduğundan yattığım yerden kalkıp odama yani koca gamzeyi yatırdığım yere doğru adımladım. Odaya girdiğimde koca gamze sızdığından çok masum bir şekilde uyuyordu. Bende yanına kıvrılıp yattığımda yavaşça göğsüme yattı. Bunları bilinçsiz yapıyordu tabi benim güzel karın kaslarımı yastık sanmıştı. Yavaşça elimi omzuna koyup gözlerimi kapattım. Burnuma koca gamzenin eşsiz kokusu dolarken kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım..

Ay'ı Sakladım AvuçlarımaWhere stories live. Discover now