Özel Bölüm

6 0 0
                                    

Not; Herkese Mutlu Yıllar dilerim. İnşallah bu yıl size bol şans, yeni umutlar, yeni hayaller, yeni hayatlar vaadeder.😘😘

Multimedya; Meriç'in aldığı kolye

Asi'den(Alya'dan);

Bazı şeylerin dönüşü olmaz ya hani, böyle tam bir hayal kırıklığıyla kalakalırsın. Bir daha o sana gelse bile gururun affetmek istemez, sende bu yüzden geri çevirirsin. Lafını geri almasını o söylediği sözleri yutmasını istersin. Yani ondan gerçekleşmeyecek bir şey istersin, aslında ondan söylediği sözlerde yanıldığını hata yaptığını göstermek istersiniz bir nevi tabi böyle bir şey olmayacağından boşa çırpınırsın, o attığın kulaçlar kat ettiğin yollar boşuna olur. Halbuki tek istediğin şu gururuna söz geçirmek için bir nevi özür dilemesini istemek olur. Ama öyle bir şeyi o da gururuna yediremeyeceği için boşuna çırpınmış olursunuz. Bu yüzden ben pek zorlamıyordum Meriç'i zaten oda tezinin doğru olduğunu zarftaki fotoğraflardan sanıyor. Halbuki karşısında ki kızın hiç bir erkek eline eli değmemiş olduğunu bilmiyordu. Ne diyeyim hatasını anladığında da gelmezse bir lafım olmazdı ki artık ona.

Gezi otobüsü durduğunda yavaşça ayağı kalktım. Meriç çoktan beni umursamamış gitmişti. Bende kızlara seslenip onlarla birlikte indiğimizde otel gibi bir yere gelmiştik, resmen dağ başında böyle mükemmel bir otel duruyordu. Fatih hocanın yardımıyla ilerlerken Fatih hocanın "Herkes çift kişilik bir odada kalacak ve hızlı olun akşama otelin önünde toplanın bir etkinlik yapacağız!" Demesiyle yavaşça herkes içeri ilerlemeye başladı. Bende kızlarla ilerlerken bütün kızlar yine erkek arkadaşlarıyla kalmak istemelerine bir şey demedim sonuçta 1 yılıda geri bırakmış ve 2018 yılına girecektik doğal olarak onlarda sevgilileri ile girmek istiyorlardı. Gizem'e baktığımda "Ben sizin Meriç ile olayı biliyorum istersen ben Meriç'e durumu açıkla.." "Gerek yok Gizem o öyle anlamak istedi bırak öyle kalsın." Dediğimde kafa sallasada müdahale edeceğini anlamış sesimi çıkarmamıştım. Kiminle kalacağım konusunda ise hala karar verememiştim. Yanıma okula girdiğimde çarpıştığımız çocuk geldiğinde "Beraber kalalım mı? Söz muhattap olmayacağım seninle sade Meriç ile durumunuzu öğrendim bu yüzden tek kalma diye.." "Yeter herkes öğrendiyse öğrendi ne yapayım seninle kalmayacağım git kendine sürtüklerinden birini bul onunla kal!" Dedim sinirle ve otele girdim. Çok Ferah bir yerdi. Karşıda lobi, onun çaprazında deri koltuklar, koltukların tam karşısında asansör yan tarafında ise merdiven vardı. Diğer taralarda ise beyaz deri koltuklar, geniş bir masa üzerinde bir sürü dekor eşyaları çaprazında ise vazo vardı. Bir kaç tane Pablo Picasso'nun fotoğrafı çerçevelenmiş bir şekilde duvara monte edilmişti. Yavaşça lobiye ilerleyip bir oda alacağım sırada Meriç yanıma gelip "Ben kalırım seninle." Dedi soğuk ve sert sesi ile. Artık Meriç'e de bir şey diyecek halim kalmamıştı. Yorgunlukla kafamı salladığımda lobi deki kadın ile konuşup anahtarı aldığında bana da bir anahtar verdi. Elinden anahtarı alıp spor çantam ile yavaşça asansöre doğru ilerlemeye başladım. Asansöre geldiğimde asansörü çağırıp beklemeye başladım. Asansör geldiğinde binip odaya doğru ilerledim. Odaya girip etrafı süzdüğümde buranın da mükemmel olduğunun kanısına vardım. Gerçekten çok güzel dizayn edilmişti. Kırmızı, beyaz ve siyah uyum içerisinde ahenk ile dans ediyordu. Odayı süzmekten vazgeçip hızlıca kendimi yatağı atıp gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım.

Hayatı yaşamak gerçekten zor ve yorucuydu. İnsan bir süre sonra gerçekten yoruluyor, bıkıyordu. Her gün aynı şeyler oluyordu. Değişen tek şey bir tık daha umursamaz oluşumdu. Yaşadığım her sıkıntıya karşı güçlü durmaya çalışıyor, o sıkıntının altında ezilmemek için elimden geleni yapıyordum. Tabi ne kadar başarılı olduğumsa tam bir muammaydı.

Ruhuma yavaş yavaş yeni dertler, yeni sıkıntılar iliştiriyor, onunla başa çıkmam için ise sadece güçlü durmam gerektiğini söyleyip duruyorlardı.

İnsanlara hayat kolay geliyor, güçlü durmayı çocuk oyuncağı sanıyorlardı.

Odanın kapısı açılıp sert bir şekilde kapandığında Meriç'in geldiğini anlamış sesimi çıkartmamıştım. Meriç ise odaya girip bana bile bakmadan benim yanımdaki yatağı ilerleyip kendini yatağa attığında yavaşça arkamı dönüp bu sefer düşünmeden uyumaya çalıştım. Gözlerim yavaşça uykuya çekilirken Meriç'in homurdanarak benim gibi uyuduğunu duymuştum.

Uyandığımda Meriç hala uyuyordu. Ses yapmadan banyoya ilerleyip sıcak bir duş aldım. Bornozu giydiğimde kıyafet almış olmama sıkıntıyla ofladım ve ses yapmadan banyodan çıktım. Karşımda uyanmış, gözlerini ovuşturan bir Meriç görmeyi beklemiyordum tabi. Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırırken beni süzmesiyle yanaklarım resmen alev almıştı. Hızlıca spor çantamı aldığım gibi banyoya geri dönüp kapıyı kilitledim. Üzerime  gri bir tişört altıma siyah, bilekte biten bir pantolon giyip saçlarımı da kurutma makinesi ile kuruttum. Yavaşça spor çantamdan bir spor ayakkabı alıp onlarıda ayağıma geçirdim ve kapıyı açıp çıktığımda Meriçle aynı şeyleri giymiş olmamıza kaşlarımı çattım. Oda benim gibi gri tişört ve siyah pantolon giymişti. Oda beni süzüp dik dik yüzüme baktı. Bir şey demeden oda anahtarını, telefonumu elime alıp odadan çıktığımda arkamdan oda geliyordu.

Telefonuma baktığımda saatin 7 olduğunu görmüştüm. Adımlarımı hızlandırıp dışarı çıktım. Daire şeklinde minderler ve ortasındada bir şişe duruyordu. Herkes yavaş yavaş toparlanırken ben çoktan minderlere kurulmuş kızları bekliyordum. Otelden kızlarda çıkıp yanıma oturduklarında benim gibi spor kıyafetler giymiş olduklarını farkettim. Herkes toplanıp hoca geldiğinde saat 8.30 olmuştu bile. Hoca "Evet çocuklar şişe çevirmece oynayacağız. Ardından Meriç arkadaşınızın getirmiş olduğu gitar ile birlikte bir arkadaşınız ona eşlik edip şarkı söyleyecek." Deyip bizim gibi minderlere oturdu.

Şişe çevirmece çok sıkıcı geçmiş, herkesin sorusuna düzgün ama bir o kadar da kaçamak cevaplar vermiştim. Meriç ile bir kaç kere karşı karşıya geldiğimizde o saçma sapan sorular sormuş ben ise düz sade cevaplar vermiştim. Sıra Meriç'in gitar çalmasına gelince hoca "Şimdi kim Meriç'e eşlik etmek ister?" Dediğinde bütün kızların el kaldırmalarına göz devirip gözlerimi çimenlere diktim. Adımı duymamla kafamı kaldırıp hocaya baktım." Kızım sen şarkı söylüyorsun Meriç de gitar çalacak." Demesiyle kaşlarımı çatarak Meriç'e baktığımda sırıtıyordu. Bu ne ara gerçekleri öğrenmişte benim şarkı söylememi istemişti ki? Kesin Gizem gerçekleri söylemişti. Boğazımı temizlediğimde Meriçte gitarın akordunu düzenleyip "Ersay Üner -İki aşık" dedi ve gitarın tellerinde elini naifçe gezdirmeye başladı. Yavaşça söylemeye başladığımda Meriç de arada bana katılıyordu. Şarkı bittiğinde Meriçte ayağı kalkmıştı. Saate baktığımda  23:55 olduğunu farketmiştim. Meriç yanıma doğru ilerleyip elimden tutup ayağı kaldırdı ve beni otele sürükleyip asansör çağırdı ardından çatı katına çıktığımızda yavaşça cebinden bir kolye çıkardı. Kolye çok güzeldi ay, Ay içinde ise anlamadığım bir şekilde M.Y yazıyordu. Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken Meriç arkama geçip saçlarımı sol omzuma topladı. Demirin soğukluğunu tenimde hissederken yavaşça boynuma bir öpücük bırakıp kulağıma fısıldadı."Mutlu Yıllar Koca Gamzelim.."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 31, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ay'ı Sakladım AvuçlarımaWhere stories live. Discover now